Bol Denklemli Seçim
31 Mart seçimlerinde her ne kadar partiler ve adaylar yarışsa da sonucu belirleyecek olan en önemli etken ise partiler değil, adaylar özelinde yapılacak siyasi denklemler olacak.
Ne mi demek istiyoruz? Her partinin kendi kemik oyu olmakla birlikte yüzer-gezer oy dediğimize yüzde 20 oranında değişkenlik arz eden bir seçmen kitlesi var.
Bu seçmenler, özellikle yerel seçimlerde tercihlerini partiden ziyade isim eksenli sandığa yansıtıyorlar ve adayın partisine çok da takılmıyorlar. Velev ki bu parti hayatları boyunca oy vermedikleri hatta nefret ettikleri bir parti olsun…
Özellikle ilçe ve beldelerde bu durum daha belirgin bir şekilde kendisini gösteriyor. Bırakın seçmenleri, herhangi bir partiden aday olan belediye başkanı bile belki ilk kez aday olduğu partiye oy veriyor.
İlçe ve beldelerde genelde isim ve yöresel faktörler sebebiyle partiden çok isim öne çıkarken il merkezlerinde aynı durumlar yaşanabiliyor.
Güvenilen, sevilen ve parti taassubu çok hissedilmeyen ancak mazbut bir duruşu olan isimler, hangi partiden girerse girsin belirli bir karşılık bulabiliyor.
Yine yerel seçimlerde en çok öne çıkan seçmen davranışı da beğenmediği bir adayın karşısındaki en güçlü adaya oy verme temayülü… İstemediği bir ismi ve partinin karşısında en güçlü ve iddialı gördüğü isme oy vermek, partiler arası kurumsal ittifak olmasa bile halkın sandık ittifakı olarak öne çıkabiliyor.
31 Mart seçimleri, seçmenlerin sanki böyle hesaplar yapıp denklemler kurarak oy tercihlerini belirleyeceği bir seçim olacak.