'BİZDE MEYVE YOK'
Yöneticilerin klasikleşen ve geleneksel hale getirdikleri ziyaretler vardır. Yılın ilk bebekleri ile görevleri başında bulunan görevlileri ziyaret etmek vs.
İlimizde de bu klasik değişmedi ve bu ritüeller bitmedi maalesef. Oysa ilimiz önemli depremleri yaşamış, pandemi ile ciddi problemler, yokluklar ve sorunlarla yüzleşmişti.
Geçtiğimiz günlerde bir vaka olan bir evi ziyaret eden filyasyon ekibindeki görevliler, ev halkına ilaçlarla birlikte bol sebze ve meyve tüketmeleri gerektiğini söylemişler. Evin 4 yaşındaki kızı o tüm masumiyeti ve uzun süre sebze ve meyve görmemiş ve yememiş olmanın bilinç altı refleksi ile “bizde meyve yok” demez mi…
Ev halkının mahcubiyeti ile filyasyon ekibinin yüzlerinin yere düşmesi bir olmuş. Ekip anında kendi aralarında topladıkları paralarla eve bol miktarda sebze ve meyve bırakmışlar.
Okurken burnumuzun direğini sızlatan bu örnek olay önemli bir gerçeği ortaya koydu.
Bizim depremzede olarak konteyner kentlere yerleştirdiğimiz hemşerilerimizin durumu nasıl? Bu soğuklarda bile buz gibi bu evlerde kalan insanlar ne yer ne içer sorduk mu?
Keşke yöneticilerimiz konteyner kentlerde yaşayan her aileye içinde öyle bulgur makarna değil; çikolata, elma, portakal, mandalina, muz ve hatta ananas olan bir hediye paketi hazırlasalar ve il yöneticisinin kutlama mesajını içeren bir kartla tek tek verilseydi kötü mü olurdu?
Keşke devletimizin müşfik yüzü, bu kez de o çok özlenen ve bugünlerde yüksek fiyatları sebebiyle konteyner kentte yaşayan hemşerilerimizin yanına yaklaşılmayacakları meyvelerden ve çikolatalardan tattırabilseydi.
Neyse. Yeni yıl geçti ama kış ve soğuk bitmedi. Hele hele devletin şefkati asla bitmeyeceği için bu konuda güzel haberler bekliyor ve çocuklar daha çok gülsün diyoruz.
Bu çağrımız sadece yöneticilerimize değil elbet. Her birimiz, her bir iş insanı ve her bir Elazığlı bu konuya duyarlılık göstermeli, sadece konteyner kentte kalanlar değil başta yakın çevremiz olmak üzere muhtaç insanları hatırlamalı ve göz kulak olmalıyız.
Kim bilir belki de bu hayırlarımız ve güzelliklerimiz bizleri bu virüs belasından kurtarmaya vesile olacaktır. Bir çocuğun yüreğinde oluşan mutluluk Yaradan’ın hoşuna gidecek bize rahmet kapılarını aralayacaktır.
Öyleyse hemen başlayalım bu güzelliklere..