BİYOLOJİK SAVAŞ
Geçmişin önceleri silah, sonraları nükleer ve en son uzaktan imha yoluyla yapılan sıcak savaşların yerini şimdilerde biyolojik savaş almış gibi görünüyor.
Hiçbir şeyin tesadüf olmadığı bir dünya düzeninde, Korona virüs ilk çıktığı günden itibaren bazı komplo teorileri de sıklıkla konuşulmaya başlandı. Bunlardan en ilgi çekeni ise ABD’nin Çin ile girdiği ticaret, İran ile girdiği siyasi savaşta her iki devleti de bitirme hamlesi. Çin’e karşı biyolojik silah olarak bu virüsü kullanan ABD; bu teoriye göre, Çin ekonomisi bundan olumsuz etkilenecek, Çin mallarının yerini ABD malları alacak ve nihayet Çin ile ABD arasındaki ticaret dengesi ABD’nin lehine çevrilecek. Böylelikle ABD, hem Çin’in yayılmacı bir güç olmasının önüne geçilecek hem de İran’ın gücü kırılacak.
Görünen o ki, koronavirüs bir yandan küresel sağlığı tehdit ederken diğer yandan da ekonomileri etkisi altına alıyor. Virüsün baş gösterdiği ülkelere getirilen kısıtlamalar, uçuşların durdurulması, fuarların ve gezilerin iptal edilmesi, verilen ithalat siparişlerinin durdurulması ve sınır kapılarının kapatılması gibi konular ekonomik maliyetleri giderek daha fazla artıracak.
Ülkelerin ekonomileri bu yükü kaldırabilir mi? Sorusuna verilecek cevap tabi ki hayır olacaktır. Koronavirüsün ekonomiler üzerinde bırakacağı etki ve oluşturacağı maliyeti Çin, İran ve Hindistan gibi ekonomilerin yönetmesi çok mümkün görünmüyor.
Bu salgının Avrupa’ya yayılması ile bu ülkelerin de ciddi ekonomik sarsıntılar geçirebileceği öngörülüyor. Kısaca artık ülkeler savunma sanayine milyonlar yatırmak yerine oturduğu yerden üretip yayılmasını sağladığı virüslerle savaş metodu geliştirecekler. Anlayacağınız düzenli ordu ve yanaşık düzen savaş yerine, düzenli virüslerle yapılacak post modern savaşlar devrindeyiz artık.