Bir Siyasetçi Yaratmak!
Bir Adam Yaratmak, Üstat Necip Fazıl Kısakürek'in 1937 yılında, ihtida döneminden önce bohem takıldığı günlerinde ve biraz da kendini aradığı günlerde yazdığı tiyatro eseri.
Eser, bir tiyatro yazarının geçirdiği büyük ruh çilesini anlatır. Ölüm korkusu, sanatın çilesi, kader ve cinnet konularına değinir.
Oyunun kahramanı olan yazar Hüsrev’in kaleme aldığı “Ölüm Korkusu” adlı oyun ile “Bir Adam Yaratmak” piyesinin kendisi, iç içe geçmiş, korku ve evhamların dışa vurumundan ibarettir.
Üstadın, “Bir Adam Yaratmak” adlı tiyatro oyununun sonunda bir adam yaratıldı mı bilinmez ama siyasette yaratıldı gibi.
Siyaset öyle bir vadi ki, birileri yıllarca uğraşır, didinir, emek verir, ter döker ve para harcar istediği yere gelemez, birileri de çok hırslı olmamasına ve bu konuda çok da gayret göstermemesine rağmen siyasette önemli mevkilere gelebilir.
Elazığ’da bu konuda, yaşayan ve milletvekili olamadan öteki âleme göç eden sayısız isim bilinir ve onların etrafında yığınla anekdot anlatılır.
Siyaset öylesine ince bir çizgide ve bıçak sırtında yapılıyor ki, zaman zaman kötülemeye ve bitirmeye çalıştığınız isim tersine yüceliyor, olmayan özelikleri yükleyip yüceltmek istediğiniz isimler ise ters teperek küçülebiliyor.
İlimizde yok sayılmasına, görmezden gelinmesine ve itibarsız kılma çabalarına rağmen sürekli büyüyen ve takdir gören bir siyasetçi profili olması açısından Gürsel Erol gerçeğini görüyor ve yaşıyoruz.
İki yıldan beri bu köşelerden yazıyoruz ve diyoruz ki Gürsel Erol’u Ak Partili Milletvekilleri büyütüyor ve popüler kılıyor. Erol’un tek talebi, Ankara’da yapılacak toplantı ve şehrin taleplerinin iletileceği Bakan ya da Cumhurbaşkanı ile görüşme heyetinde, ilin Milletvekili sıfatıyla bulunmak ve çözümü kolaylaştırmak.
Tek talebi buydu iki yıldan beri. Bu şehrin sorunu benim de sorunum dedi ve bu sorunun çözümünde muhalefet milletvekilinin de katkısını ve desteğini alın demekten öte bir şey söylemedi.
Halkın oyları ile seçilen ve şehir halkının vekili olan Gürsel Erol’un bu talebi ne yazık ki Ak Partili Vekiller tarafından yok sayıldı, görmezden gelindi, hor görüldü, hakir görüldü ve zaman zaman dalga geçilerek “bari bir okul yapsalardı” gibi sanki hiç olmayacak da oradan sürekli eleştirecekleri bir alan oluşturulmak amaçlandı.
Erol, tüm bu tiye almaları yutmakla kalmadı, “doğru söylüyorsunuz, biz bunu düşünememiştik” erdemini de gösterdi ve bir değil, iki okul yapılması için gayret ortaya koydu.
Şehre iki okul yapma gibi bir hizmet bile 6 ay süresince dikkate alınmadı ve okul yeri gösterilmedi. Ta ki konuyu TBMM’ye taşıyana kadar.
Şimdi CHP Milletvekilini yıpratma amaçlı gibi gözükse de sonuçta Erol’u daha da vatandaşa yaklaştırmaya yönelik videolar paylaşılıyor Ak Parti cenahında.
Neymiş, geçmişte ne demiş, sonra nasıl çark etmiş. Vay be… Şimdi ister misiniz Gürsel Erol da Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Lideri Bahçeli ve diğer Ak Partili Milletvekili ve Belediye Başkanlarının geçmişteki çelişkili ifadelerini içeren bir video hazırlatsın. Ama o, bu basitliğe ve kasaba siyasetçiliğine prim vermez.
Hangi siyasetçinin böyle söz ve videoları yoktur. Daha geçtiğimiz aylarda afet bölgesi ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Milletvekillerini boşa çıkardığı videoları ne çabuk unuttuk.
Ama CHP Milletvekili Erol, bu tür bir yola başvuracak kadar siyasette aciz kalmış biri değil.
Kaldı ki Erol’un büyük çelişki olarak lanse edildiği videoya baktık, sadece kendisi ile ilgili geçmişte verdiği kararlar ve bunlarla ilgili yaptığı değişikliği gördük.
Önce ne demiş; ikinci sıradan Milletvekili adayı olacağım. Şimdi ne diyor? Üçüncü sıradan.
Önce ne demiş, genel başkan istifa etmeli, şimdi ne diyor, genel başkan büyükşehir belediyelerini kazanacak doğru isimleri tercih etti ve seçimleri kazandı, başarılı oldu.
Daha başka ne demiş… Başka da yok. Gürsel Erol’un beyanlarında halkın günlük yaşamına, yönetime, devlet yönetimine olumsuz etki eden bir yön var mı? Yok.
Gürsel Erol, bu konuşmalarında TOKİ evleri böyle böyle yapılacak, köy evlerinin altında ahır olacak diyerek umut vermiş de bunlar yapılmamış mı? Yok.
Erol, yerinde dönüşüm yapılacak mahallelerde vatandaşlar mağdur edilmeyecek demiş de vatandaşlar mağdur mu edilmiş?
Şehir modern bir görünüme kavuşacak diye söz vermiş, şehir kasabaya mı dönmüş?
Adam, sadece kendisini ilgilendiren, kendi siyasi kariyerini planlamayla ilgili cümleler kurmuş ve bunu zaman zaman revize etmiş. Kendi hayatı kendi kararı. Kime ne zararı olmuş bu beyanların.
Bu çelişkilerle şehrimizde bir tek kişi olsa dahi mağdur olmuş mu? Erol’un bu sözde çelişkileri şehri nasıl kara bulutlara ve mateme boğmuş?
Gürsel Erol’un, kendisinin siyasi geleceği ve kariyeri ile ilgili sözlerindeki değişimlerden yola çıkarak bir “Dün dündür bugün bugün” tarzı siyasetçi profili ortaya çıkarmaya çalışmak, gelecekte ülkemiz ve şehrimiz adına önemli mevkilerde rol alacak güçlü ve etkili bir siyasetçi yaratmaktan öte bir işe yaramayacak nafile bir gayrettir.
Necip Fazıl, bir adam yaratamadı belki ama şimdilerde güçlü bir siyasetçi yaratılıyor. Hem de karşı duruş sergileme adına ve onların eliyle.
Beğenseniz de beğenmeseniz de kabul etseniz de etmeseniz de Elazığ’da, Türkiye’de ve CHP ’de bir Gürsel Erol gerçeği vardır ve bunun oluşmasında Allah var Ak Partililerin katkısı ve payı oldukça yüksektir.