Bir Darbe Daha mı?

Türkiye farklı bir ülke. Siz ne kadar ayıklarsanız ayıklayın yine de farklı lobi ve küresel fitne odaklarının adamları devletin içine sızmakla kalmıyor, etkili makamlara kadar gelebiliyor.

Bir Darbe Daha mı?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

15 Temmuz öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaveri konumuna kadar yükselen ve Erdoğan’ın aldığı nefesten bile haberi olup özel mahfillere aktaran nice hainler gördü bu ülke.

15 Temmuz’dan sonra devlet bağırsaklarını temizledi gibi bir algı oluşsa da uyuyan hücreler anında uyanabiliyor ve her olayı fırsat bilerek başını yükseltebiliyor.

 Benzer bir olayı da bugünlerde yaşıyoruz. Devletimiz, içerisinde yuvalanan bir yapılanmanın tehdidiyle bir kez daha karşı karşıya kaldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gece yarısı MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile çok kritik bir toplantı yaptı.

Her şey, 7 Eylül 2023'te Ayhan Bora Kaplan'ın havalimanında gözaltına alınmasıyla birlikte başladı.

Uzun süredir emniyetin takip ettiği Ayhan Bora Kaplan, Serdar Sertçelik'in vurulmasıyla ilgili açılan dosya üzerinden gözaltına alındı. Ankara Emniyet Müdürlüğü içinde yuvalanan bir grup, bu dosyayı hükümete yönelik bir operasyonda kullanmak istedi. Gerçekler, Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında M7 kod adıyla gizli tanıklık yapan Serdar Sertçelik'in yurt dışına çıkmasıyla başladı.

Serdar Sertçelik, yurt dışına çıktıktan sonra yaptığı açıklamayla kumpası deşifre etti. Serdar Sertçelik, "Hasan Doğan, Bekir Bozdağ, Abdülhamit Gül, Mücahit Aslan, Fahrettin Koca, Sadık Soylu" gibi isimleri ifadesinde geçirmesi için Ankara Emniyeti'ndeki üst düzey isimlerden baskı gördüğünü anlattı.

Ardından yapılan görüşmelerin ses kayıtları ortaya çıktı. Bu ses kayıtlarında Ankara Emniyeti'ndeki bazı isimlerin "Temiz Eller Operasyonu" yapmak istediğini söylüyor. Gerçeklerin ortaya çıkmasından sonra Ankara Emniyeti'nde 3 polis müdürü açığa alındı. Ardından başlayan soruşturmada 3 polis müdürü de gözaltına alındı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bir kumpas kurulduğunu ve bu olayın üzerine gidilmesi gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gece yarısı MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile kritik bir toplantı yaptı. 3 polis müdürü sorgulandı ve bu polis müdürlerinin kimlerden emir alarak bu girişime kalkıştığı henüz ortaya çıkarılmadı.

Bu olay da gösterdi ki devletin bazı kurumlarında hala ciddi rehavet ve güvenlik problemi var. 

2016 yılında 18 yıllık başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak tüm icranın başında ve MİT dahil tüm atamaları kendi yaptığı halde bile 15 Temmuz darbe girişimini eniştesinden öğrenen Erdoğan’ın etrafı ne yazık ki hala hainlerle, gafillerle ve sadece kendi çıkar ve menfaatini, gözeten insanlarla çevrili.

Her ne kadar Erdoğan bizlerin bu tespitine katıldığını ve altına imza attığını partisinin grup toplantısında;  “Ne teşkilatımızda ne bürokraside rehavete, tembelliğe, gevşemeye, gönülsüzlüğe tahammülümüz olamaz. Bürokratik vesayete fırsat vermeyiz. Kanunun dışına çıkan, hatası, kastı olan kim varsa hukuk zemininde hesabını soruyoruz. Ülkeye ve millete karşı vazifesini yapmamanın hiçbir bahanesi olmaz.” dese de yaşanan son olaylar da gösterdi ki Erdoğan hiç de güvende değil.

Siyasette en güvenli liman halkın gönlü, sevgisi ve desteği olduğuna göre bu kaleyi muhkem tutmak gerek. Bu teşkilat yapısı ve genel merkez dukalığıyla da bu mümkün olur mu bilemiyoruz ama Erdoğan hala yalnız ve etrafı hala iyi gün dostlarıyla dolu.