Bi Karar Verin…
HDP'nin kapatılması yönünde Cumhuriyet başsavcısının Anayasa mahkemesine yaptığı başvuru değişik kesimlerce tartışılırken, HDP kendisini kapattırmak ve bunun mağduriyeti üzerinden yeni politikalar üretmenin hodbinliğini yaşıyor.
HDP’nin bu amaç ve niyeti nevruz kutlamalarında çok net kendini gösterdi.
Van'da HDP tarafından organize edilen nevruz kutlamaları denetim eşliğinde gerçekleşirken, Diyarbakır'daki kutlamalarda yasak olmasına rağmen Öcalan posteri ve PKK bayrağı açıldı.
Diyarbakır’da Nevruz kutlamalarında PKK’nın sözde bayrağının açılmasının yasaklanmasına rağmen, HDP bayraklarıyla birlikte terör örgütünün bayrağının da dalgalandığı görüldü.
HDP tarafından düzenlenen kutlamalara katılan bir grubun, terörist başı Abdullah Öcalan'ın posterini açarak fotoğraf çektiği anlar sosyal medyada paylaşıldı.
Bu tablo çok net bir şekilde, “işte PKK bayrağı, işte Apo posteri. “Bizi kapatın” anlamına gelmiyor mu?
Cumhuriyet başsavcısının mütalaasında da HDP milletvekillerinin PKK ve Apo ile ilgili beyanları ve konuşmaları yer alırken, bu pervasızlığın tek amacı var o da partilerinin kapatılmasını hızlandırmak ve 2023 seçimlerine Pervin Buldan’ın itiraf ettiği gibi yüzde 20 hayali ile girmek.
Demokrasilerde parti kapatmak elbette doğru değil. Klasik olacak ama açma ve kapama yetkisi halktadır. Halk, beğenmediği ve yanlış bulduğu partiyi desteklemez ve sandıkta var olmayan parti kendini kapatmış olur.
Fakat bu genel geçer ifadeler bir siyasi parti içindir ve doğrudur. Şimdi tüm ortada olanlar, açıklamalar, beyanlar ve görüntüler eşliğinde söyleyin Allah aşkına HDP bir siyasi parti midir ya da bir terör örgütünün paravan kuruluşu mudur?
Siyasi partiler, ülkeyi nasıl yöneteceklerine, ekonomik ve sosyal politikalarla hangi yöntemleri uygulayacaklarına, insanları nasıl huzur ve mutluluk içinde yaşatacaklarına dair programlar yapar, bu beyanname ile halkın karşısına çıkar ve oy talep ederler.
HDP’nin ülke yönetimi, ekonomik, sosyal, sağlık, ulaşım, eğitim, sanayi, tarım ve üretim konusunda herhangi bir beyanı ve açıklamasını gören ve duyan var mı?
HDP ve türevleri tüm siyasi partiler tüm zamanlarda hep ayrılıcı, bölücü ve terör örgütü seviciliği ile gündeme geldiler.
HDP’nin en önemli sorunu bizce parti olamaması, olmak istememesi. Sözde aykırılıklar üzerinden ve ülkemizin gelişme ve kalkınmasının önüne taş koymak isteyenlerin parayla destekleyip besledikleri bir yapı olmaktan öteye geçemeyen HDP için partinin kapatılması, yeni bir heyecan ve umuttan başka bir şey olmaz.
İşte tam bu noktada, “efendim parti kapatmak çözüm değil, demokrasimize yakışmıyor” diye yorum yapanlara seslenmek istiyoruz. Elbette parti kapatmak hoş değil ama karışımızdaki bir parti değil ki.
ABD seçimlerini kaybeden Trump’ın, kendisine destek amaçlı halkı sokağa çıkma çağrısını, terörü teşvik gerekçesi azledilmesi için veren zihniyet çok mu demokrattı?
Terör ve silahlı eylemler ile ilgili hiçbir suçu olmadığı halde sırf başörtülü olduğu için halkın oyuyla seçilmiş bir milletvekili, meclisten dışarı atıl ve partisi kapatılırken. “efendin devletin kuralları var buna herkesin uyması lazım” diyen bugünün sözde demokratları, HDP’nin bunca silahlı eylemleri yapan teröristleri hala özgürlük savaşcısı ilan etmesini nasıl yorumlayacaklar merak ediyoruz.
Bir kuş bile yuvasına yönelik tehdit sezinlediği zaman gerekli önlemleri alır ve her hâlükârda vatanı mesabesindeki yuvasını korur. Devlet de kendine, milli bütünlüğüne ve toprağına yönelik tehditlerle ilgili tedbir alır ve almalıdır.
Burada asıl sorun, parti kapatmak değil, HDP’nin parti olup olmadığıdır. Bir oluşumun milletvekili kazanması ve mecliste temsil etmesi onun parti olduğu anlamına da gelmez.
Yok, eğer “ne alaka, biz partiyiz” diyorlarsa o partinin uyması gereken kurallar ve anayasa hükümleri vardır. “Hem bu kurallara uymayalım hem de kapatılmayalım” diyorsanız, öyle bir dünya yok der ve ülkenin kalkınması ve özellikle geri bırakılmış diyerek istismar etiğiniz Doğu ve Güneydoğunun kalkınması için ne projeleriniz var onu bir görelim istiyoruz.