'Benim Oyum Çok!'
Partilerin meclis üye adayları açıklandı, açıklanmaya da devam edecek. Bu süreçte seçilebilecek bir sıradan listeye girmek isteyenlerin hemen hemen tümü oy potansiyellerinin fazlalığından hareketle öne çıkıyorlar.
Yıllar önce bir bayram ziyareti esnasında STK ziyareti yapan bir bakanın ziyaretine ben de denk gelmiştim. Bakanın eskiden beri arkadaşı olduğunu bildiğim bir zat, kendisinin şu kadar çevresi, aşireti ve derslikleri olduğunu ballandıra ballandıra anlatıyor ve bürokrasiden bir gören talep ediyordu.
Nezaketi ve kibarlığı elden bırakmadan ve sabırla arkadaşını dinleyen bakan, biraz da öteden beri tanışık olmanın hukuğuna dayanarak, “Yahu Ahmet Bey, madem sen bu kadar nüfuzlu, oy potansiyeli, olan birisin niye benden bir şeyler talep ediyorsun ki. Sen de aday ol siyasete gir ve milletvekili ol” diyerek uçan kaçan vatandaşa ironik bir ders vermişti.
Durum bugün de aynen bakanın dediği gibi. Kimse evindeki oya bile sahip değil. Kimse kimseye siyasi parti dayatma gücüne sahip değil. Adam verecekse zaten verecektir o partiye oy. Vermeyecekse de babası gelse vermez.
Bugünlerde meclis üyelerinin açıklanması sürecinde sıklıkla duyduğumuz “oy potansiyeli var” cümlesi üzerine yazdık bu cümleleri.
Bu uyanık kişiler partileri ve partilileri kandırabilirler ama bilinmelidir ki sahada ne seveni, ne oy potansiyeli ne de itibarları var. Zaten kaybettikleri ve olmayan itibarlarını elde etmek için o kadar çırpınıp efor sarf ediyorlar.
Vatandaşlar, “Belediye başkanı tamam ama meclis üyeleri şöyle bir dursun” konumunda.
