BELEDİYE MECLİSİ GÖLGEDE KALDI
Şehirlerin yerel parlamentosu sayılan il Genel Meclisi ve belediye meclisine gelen isimler hem kendi seçim bölgelerinin hem de tüm kentin sorunlarına çözüm bulmak ya da bu sorunları gündeme getirerek çözümlenmesine katkıda bulunmak ve yaşadıkları şehir için proje üretmek için seçilirler...
Bir çoğu omuzladıkları bu sorumluluğun hakkını vermek gibi bir manevi mesuliyet altına girerken, bazıları da bu konumlarını kendi ya da çevreleri için bir imkân ve fırsat kapısı olarak değerlendirmekten geri durmazlar.
Yeni tartışmalar açmama adına bunun örneklerini şimdilik verme taraftarı değiliz. Yeri ve zamanı gelir geçmişten günümüze il ve belediye meclis üyelerinin şahsi ve ailevi edinim listelerini tam olarak yayınlarız.
Konumuz bu değil elbet… Mevzumuz şudur ki, geçmişten beri Elazığ Belediye Meclisi; gündemi, tartışmaları, atışmaları, salonu terk etmeleri ve kavgalarının artık tarih oluşu.
Belediye Meclisi, değişik siyasi partilere mensup muhalefet meclis üyelerine sahip olmasına rağmen, toplantılar Şahin Şerifoğulları’nın dirayetli ve demokratik yönetim üslubuyla uhulet ve suhuletle yapılıyor ve şehir için önemli kararlar alınıyor.
Belediye Meclisinin aksine geçmişte hiçbir tartışma ve atraksiyon göremediğimiz il Genel meclisinde ise gün geçmiyor ki bir tartışma hatta kavga yaşanmasın.
İl genel meclisi Başkanı İbrahim Şerbet’in dengeli ve naif yönetimine rağmen il genel meclisi üyeleri mutlaka tartışacak hatta kavga edecek bir konu buluyorlar.
Konuşmak, tartışmak ve sonra oylama yaparak gündem maddesine nihai şeklini vermek yerine her defasında farklı meclis üyelerinin çıkışlarıyla ortam geriliyor ve başkan Şerbet klasik bir yöntem olan toplantıya ara vermek ya da sonlandırmakla gerginliği bitiriyor.
Yaşanan tartışma ve kavgaları şimdilerde İl Genel Meclisi üyesi olan tecrübeli Belediye Meclis üyelerine bağlamak haksızlık ve insafsızlık olur. Çünkü hangi görevde olunursa olunsun doğru doğru, yanlış yanlıştır. Yanlışa yanlış demek ve doğruları savunmak kavga sebebi olacaksa bundan da geri durmamak lazım. Zira bu şehir, sol söylem ve jargonla “kavgamızın şehri”..
