BATI NEDEN SALDIRIYOR?
16 Nisan referandumu yaklaştıkça Batı'nın eteklerindeki taşlar da iyice dökülmeye başladı
16 Nisan referandumu yaklaştıkça Batı’nın eteklerindeki taşlar da iyice dökülmeye başladı. Bakanlarımızın programlarının iptal edilmesi ile tırmanan gerginlik hala devam ediyor. Özellikle son günlerde Avrupa’daki çoğu ülkede Erdoğan karşıtı gösteriler düzenleniyor. Çeşitli pankartlar ve atılan sloganlar ile Recep Tayyip Erdoğan üzerinden açıkça Türkiye düşmanlığı yapılıyor. Daha doğrusu Erdoğan ve Türkiye üzerinden İSLAM düşmanlığı yapılıyor.
Peki, Batı neden bu kadar saldırıyor?
Batı, neden bu kadar iç işlerimizle ilgileniyor?
Referandum süreci ile neden bu kadar ilgililer?
Aslında tüm bu soruların cevabı gayet basit. Kendilerine etki edeceğini düşündükleri için bizdeki gelişmelere kayıtsız kalamıyorlar. Batı’da bir tedirginlik havası hâkim. Güç dengeleri değişiyor. Batı şu anda dağılma sürecini yaşıyor. Bu nedenle yükselen hangi değer varsa ona saldırıyorlar. Şu an yükselen değer Türkiye ve İslam. Türkiye yükseldikçe kendilerinin kaybedeceğini ve değersizleşeceklerini biliyorlar. Bu nedenle Türkiye’nin büyümesini ve gelişmesini istemiyorlar. Yoksa Türkiye’deki yönetim sistemiyle ilgili bir referandum ile neden bu kadar ilgilensinler ki? Onların isteği Türkiye’nin siyasi açıdan istikrarsızlık ile yönetilmesi ve 3. Dünya ülkesi olarak kalması. Onlar hala Türkiye’yi hasta adam olarak görmek istiyorlar. Sömürgeleri olarak görmek istiyorlar. Hasta adamın iyileşip yatağından kalkmasına tahammülleri yok. Kendi küllerinden yeniden doğmasına, güçlenmesine ve sıhhat bulmasına tahammülleri yok.
Türkiye güçlendikçe yatırımları da artıyor. 3. Hava Alanının yapılmasını hem AB ülkeleri hem de ABD istemiyor. Nedeni ise tamamen ticari. Pastadan en büyük payı Türkiye alacak diye çıldırıyorlar. Enerji, bilişim, otomotiv gibi sektörlerde yatırımlar planlandıkça ve hayata geçirilmeye başlandıkça Batı’nın ödü kopuyor. Siz üretmeyin biz size satarın mantığındalar hala. Ama Türkiye artık biliyor ki üretmeden dünyada söz sahibi bir ülke olunamıyor. Bu nedenle üretmeye yönelik politikalar uygulanıyor. Bunu kabullenemeyen Batı bunu sekteye uğratmaya çalışıyor. Başkanlık sistemi ile aşılacak olan bürokratik vesayet sistemi Türkiye’nin önünün açılmasına neden olacak. Oluşacak siyasi istikrar ortamı yatırımlara hız kazandıracak.
Artık ‘Meclis Hükümeti’ yerine ‘Millet Hükümeti’ sistemi gelecek. Halkın teveccühüne layık olmayan iktidar olamayacak. Milletin değerleri ile barışık olmayan iktidar olamayacak. Azınlığın çoğunluğa tahakkümü bitecek. Üreten, gelişen ve büyüyen bir Türkiye olacak. Batı’nın kudurması ve kuduz köpek gibi saldırmasının nedeni budur. 100 yıl önceki kâbusları geri geldi. Cennet Mekan Abdulhamid Han bu Haçlı İttifakına kırk yıl ızdırap olmuştu. Recep Tayyip Erdoğan bunlara bin yıl ızdırap olacak inşdigerah…