BAŞTAN SONA 'YANLIŞ' BİR AKŞAMDI

Belli ki bu maç çok konuşulacak

BAŞTAN SONA 'YANLIŞ' BİR AKŞAMDI
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Belli ki bu maç çok konuşulacak. Herkes kendi penceresinden bakacak. Kâh duygusal, kâh politik, kâh popülist… Sağlıklı bir açıdan yakalamak zor olsa da denemekte fayda olduğunu düşünüyorum. Öncelikle hakem atamasından başlayalım. Daha sonra bu atamaların sonuçlarına uzanalım. Geçtiğimiz hafta Denizli’de Manisaspor’un 2-1 kazandığı bir karşılaşma oynandı. Denizli, Manisa ve Elazığ küme düşme hattındaki 3 takım… Bir hafta sonra yine kritik bir maç var. Elazığspor-Denizlispor… MHK, önemlilik derecesini belirlerken sadece zirveyi ilgilendiren maçlara ehemmiyet gösteriyor anlaşılan... Boluspor-Balıkesirspor ve Göztepe-Y.Malatyaspor karşılaşmalarına sırasıyla Fırat Aydınus ve Cüneyt Çakır görevlendiriliyor. Ateş hattını yakından ilgilendiren ama MHK’nin büyük abileri tarafından çok da umurumuzda ayarında olan Elazığspor-Denizlispor maçına ise Manisa Bölgesi Hakemi Koray Gençerler atanıyor. Haklılar Azizim… Türkiye’de hakem bitti çünkü! Bu sezon öyle skandal düdükler çaldılar ki neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Gönderelim gitsin dediler, geldi mübarek..! 

                                                                                ***

Sevgili Bayram Bektaş, takımdaki bağzı! oyuncularını geçtiğimiz sezon başındaki fizik kıvamında zannediyor olsa gerek, yine 4-6-0’a kırdı direksiyonunu… Lamjed’in arkasında ve kenarlarında ona koridor açan, merkezden akan bir sihirbazın yok. Bir Cleyton yok mesela… Gizli (geçen sene gölge forvet demiştik) forvetin Serdar Özbayraktar’da yok, Segbefia da… Kaldı ki Lamjed ilk geldiği zamanki Lamjed değil… Ömer Yıldız’la sorunlar yaşanıyor, anlamasak da anlıyoruz. Bu konu hakkındaki görüşlerimi geçen haftaki yazımda dile getirmiştim. Tekrara düşmeyeceğim. Oyuncunuzu siz kazanacaksınız, o da gayret gösterecek. 13-14 kişiyle oynuyoruz zaten... Karşılıklı fedakârlık lazım… Ömer’siz forvet formülün nedir diyebilirsiniz. Basit olabilir veya mantık temelini sağlam bulmayabilirsiniz ama benim görüşüm şöyle… Dün akşam Göztepe-Y.Malatyaspor maçının tamamını izledim. Halil Akbunar’ın komşu şehrin savunmasının sağ tarafını nasıl felç ettiğini gözlerimle gördüm. Göztepeli bir taraftara “Halil’in en etkisiz olduğu, topla temasının en az olduğu maç hangisidir?” diye sorsalar, hiç düşünmeden Elazığspor maçı der, çıkar. Ben sordum ve bu cevabı aldım. Bunu da kulaklarımla duydum, o maçı da gözlerimle seyrettim. Marke eden kimdi peki? Tecrübesiz Ali Fırat… En zayıf halkanız, genç Ali Fırat… Denizli maçına dediğim dedik başladınız onu da anladım. Devreye 1-0 mağlup giriyorsunuz. Orta alandan bir oyuncunuzu kenara alıp, Ali Fırat’ı sağ beke sürüp, hücum melekelerini kaybetmek üzere olan Hakan Bilgiç’i neden 3. bölgede düşünmezsiniz? Sordum bunu bir bilene… Cevabı şu oldu… Rakibin sol hücumcusu Ziya Alkurt’a önlem olması açısından Hakan’ı orada düşündük dedi. Geçen hafta da Murat Gürbüzerol’dan dolayı oraya hapsetmişlerdi Bilgiç’i… Ne oldu 2 haftada 0 gol… Dün akşam penaltı yaptıran kim? Hakan Bilgiç… Orada ne işi var? Çünkü atlet bir bek ve stoperleri hücumda olduğu için geride o kaldı. Sonuç? Penaltı ve 2-0… İlk oyuncu değişikliği kaçıncı dakika yapıldı? 60 küsür… Skor neydi? 2-0… Çıkanlar Murat Kayalı ve Berk Yıldız, kurtarıcı olarak alınanlar Ömer Yıldız ve Mesut Saray… Gerisi laf-ı güzaf…

                                                                                   ***

Gelelim çizgiyi geçti mi yoksa geçmedi mi tartışmalarına… Gerek kamera açısı, gerekse bulunduğumuz yer, bu tartışmalara taraf olmamıza müsait değil. Yan hakem gibi şahin gözlere de sahip değiliz. Verilen karara diyecek lafım yok. Oradaki sorun şu… Bayram Bektaş, maç sonu açıklamasında yan hakeme pozisyonu sorduğunu ve kendisinin de “Evet kararı ben verdim ama yanılabilme ihtimalim de var” dediğini söyledi. Eğer böyleyse buz gibi gol olsa bile neden verdin derler adama… Kafanda şüphe varsa devam etmelisin diye yazan kitap var ezberlediğiniz… Özrü kabahatinden beter… Diyelim ki o karar doğru veya yanlış ama tabelada 1-0 yazıyor. Acil bir şekilde reaksiyon göstermemiz lazım. Biz ne yaptık… Tom ve Kayalı üzerinden ikili oyunlar denedik yine… Sonra kale çizgisine paralel Tom ortaları… Dokunan yok… Lamjed yine ceza sahasına yeni iniş yapıyor. Koşuyu yapan Kayalı, diğerinde Berk, ötekinde Mehmet Yiğit… Lamjed iniş takımlarını yeni çıkardı. Az daha bekleselerdi, yetişecekti!

                                                                                   ***

İlk golden daha tartışmalı ve altı kalın çizgilerle çizilesi 2 vukuatla bitirelim. İlki Hakan Bilgiç’in Ziya Alkurt’u düşürdüğüne kanaat getirilen penaltı pozisyonu… Maçtan sonra defalarca izledim. Buz gibi PENALTI DEĞİL… Ziya fena yutturmuş Koray efendiye… Bir ihtimal daha var… Koray bize yutturdu. Vahim Protokol Mevzusuna ne demeli peki? Türkiye’deki stadyumlarda buna benzer görüntülere alışığız. Kravatlıların bulunduğu kısım an geliyor Maraton tribününe dönüyor. Verilen penaltı kararından sonra ortalık karıştı. Birkaç kişi maçın gözlemcisine tepki gösterdi, bazı itişmeler oldu. Masalar kırıldı, polisler geldi v.s… O dakikadan sonra futbolcu da kulübe de koptu maçtan… Herkesin gözü olay mahdigerindeydi. Velhasıl, hakemin faturasını gözlemciye kesmek istedik. Doğru ya… Adaletin olmadığı yerde cezayı biz keselim dedik. Hafta içi toplanacak PFDK’nın kararlarında göreceğiz dönüşünü... Görüşüm ağır olacağı yönünde… Daha 3 gün evvel sansasyonel Galatasaray beraberliğine sevinirken, bugün 3-0’lık iç saha mağlubiyetini, olası saha kapatma ile para cezasını ve tribün blokesini konuşur hale geldik. Puanımız 9 ve sıralamadaki yerimiz 17.’lik…

Hayat ne kadar acımasız değil mi Azizim...!