'BAŞHEKİMSİZ' MÜCADELE
AYLARDIR BAŞHEKİM ATANMAYAN FETHİ SEKİN ŞEHİR HASTANESİ, PANDEMİ DE ÜSTÜN BİR BAŞARI GÖSTERMEYE DEVAM EDİYOR. ELAZIĞ FETHİ SEKİN ŞEHİR HASTANESİNDE TANI KONULAN YA DA ŞÜPHELİ GÖRÜLEN VAKALARIN TEDAVİ VE KONTROLLERİ DE BÜYÜK BİR HASSASİYETLE GERÇEKLEŞTİRİLMEYE DEVAM EDERKEN, YENİ BİR BAŞHEKİMİN ATANMAMASI İSE DOKTORLAR VE SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MORAL VE MOTİVASYONUNU OLUMSUZ ETKİLİYOR.
Erkan BAY/Şehir hastaneleri pandemi ile mücadelede Türkiye'ye bulunduğu iller de örnek olmaya devam ediyor.
Salgın başladığında yapımına hız verilen şehir hastaneleri, 18 bine yakın yatak kapasitesiyle hizmet veriyor. Gelecek yıl hizmete alınacak 5 şehir hastanesiyle bu rakam 27 bine yaklaşacak.
ŞEHİR HASTANELERİNİN ÖNEMİ ORTAYA ÇIKTI
Ülkemizde Şehir Hastanelerinin yapımına karar verildikten sonra özellikle muhalefet ve bazı kesimlerden şehir hastanelerinin yapılmasının önem arz etmediği ifade edilmiş ve gündemi oldukça meşgul etmişti. Ama Yeni tip koronavirüs (Covid-19) pandemisiyle şehir hastanelerinin önemi de ortaya çıktı.
Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi dahil diğer şehir hastaneleri de salgın sürecinde, yatak ve yoğun bakım kapasiteleriyle büyük bir yükü üstlendi. Türkiye'de 13 şehirde devreye alınan şehir hastanelerine 2021 yılında yenilerinin eklenmesi planlanıyor. Şu ana kadar sadece İstanbul’da 4 olmak üzere toplamda 13 şehirde 16 hastane hizmete başladı. Yeni yılda bu rakamın 21’e ulaştırılması hedefleniyor.
13 ŞEHİR HASTANESİ DEVREYE ALINDI
Türkiye genelinde Adana, Mersin, Yozgat, Isparta, Tekirdağ, İstanbul, Eskişehir, Bursa, Konya, Elazığ, Manisa, Kayseri, Ankara illerinde şehir hastaneleri devreye alındı.
ELAZIĞ FETHİ SEKİN ŞEHİR HASTANESİ 4 BİN PERSONELİ İLE HİZMET VERİYOR
Türkiye'de devletin vermiş olduğu hastanecilik hizmetleri açısından yeni bir dönemin başlangıcı olan şehir hastanelerinin 6'ncısı olarak 1 Ağustos 2018’de hizmetine başlayan Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesi, yaklaşık 4 bin personeli ile günde ortalama 6 bin poliklinik ve acil servis hizmeti veriyor.
ŞEHİDİMİZİN İSMİNİ TAŞIYOR
355 bin 752 metrekare kapalı alana sahip olan ve İzmir de teröristler tarafından şehit edilen polis memuru Fethi Sekin'in ismini taşıyan hastane, 5 yıldızlı otel konforundaki sağlık birimleri, son teknoloji tıbbi cihazları ve ameliyathaneleri ile bölge insanının dünya standartlarında sağlık hizmeti almasına imkan sağlıyor. Kampüste 524 yataklı genel hastane, 300 yataklı Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi, 64 yataklı Psikiyatri Hastanesi, 100 yataklı Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanesi, 50 yataklı Tutuklu Adli Psikiyatri Hastanesi yer alıyor.
PANDEMİ DÖNEMİNDE BÜYÜK GÖREV ÜSTLENDİ
Dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele kapsamında gerekli tüm birimlerin oluşturulduğu Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesinde tanı konulan ya da şüpheli görülen vakaların tedavi ve kontrolleri de büyük bir hassasiyetle gerçekleştirilmeye devam ediyor. Özellikle yoğun bakım üniteleri ile hizmet veren hastane, Elazığ’da pandemi döneminde her hangi bir zorluğun yaşanmamasına ve vatandaşların tedavilerini rahatlıkla yaptırmasına neden oldu.
“BAŞHEKİMSİZ” ŞEHİR HASTANESİ
Pandemi dönemin de gösterilen üstün başarının yanında Fethi Sekin Şehir Hastanesine aylardır başhekim atanmaması konusu da gündem de kalmaya devam ediyor. Şehit Fethi Sekin Şehir Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Savaş Öztürk’ün görevden alınmasından sonra henüz bir başhekim atanmaması ise kafaları karıştırmaya devam ediyor.
Bin 38 yataklı, 227 poliklinik odasıyla bölgenin en büyük hastanesi olan Fethi Sekin Şehir Hastanesine aylardır başhekim atanmaması tepkilere neden olurken, bu sorunun en kısa zamanda çözüme kavuşturulması için de özellikle il yöneticilerinin devreye girmesi gerekiyor.
BELİRSİZLİK OLUMSUZ ETKİLİYOR
Fethi Sekin Şehir Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Savaş Öztürk’ün görevden alınmasının ardından yeni bir başhekimin atanmaması ilimiz milletvekillerinin konudan haberdar olmasına rağmen net bir kararın çıkmaması vatandaşlar arasında da tepki ile karşılanıyor.
Sadece Elazığ’a değil tüm bölgeye hitap eden modern bir hastane de başhekimlik makamına henüz bir ismin açıklanmaması olumsuz dedikodulara ortam hazırlarken, görev yapan doktorların ve sağlık çalışanlarının da moral olarak olumsuz etkilenmesine neden oluyor.