BASIN AHLAKI

Her şeyde olduğu gibi basınımızda da gözle görülen daha doğrusu özlenen bir ahlak olmalıdır

 BASIN AHLAKI
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Her şeyde olduğu gibi basınımızda da gözle görülen daha doğrusu özlenen bir ahlak olmalıdır. Zira bünyesinde ahlak olmayan hiç bir şey güzel değildir.

Basın ahlakı ise ahlak dediğimiz mefhumun odak noktası, dağıtım merkezi olmalıdır. Halka ve olaylara tercüman, halkın konuşan dili, göre gözü işiten kulağı olmalıdır.

Basın her halükarda tarafsız, çıkarsız ve yansız olmalıdır.

Yoksa basın değil hasım olur.

 

                                        AH BU TRT

Tüm taraflara eşit uzaklıkta bulunması gereken ülkemizin en tarafgir kuruluşu olan TRT Kurumu 1 Mayıs 1964 günü çıkan TRT yasasıyla kuruldu. Kuruluş amacı ülkemizin en ücra köşesindeki halkımıza ulaşarak onlara eğitim, sağlık ve kültürel bir hizmet sunmak, onların eğitimli bireyler haline getirilmesinde ön ayak olmaktır. Bu anlamda tarafsız ve ilkeli bir yayın yapmaktır.

TRT halkımızın verdiği vergilerle vatandaşa hizmet götürmekte, hizmet ağını genişletmektedir.

         Böyle olması gerekir.

         Böylemidir?

         Hayır!..

Şu andaki TRT tümüyle iktidara yakın, iktidarın emrinde yanlı bir görev politikası izlemekte, ülkem insanının “Yandaş basın” sözlerini doğrulamaktadır.

02 Nisan 2016 tarihinde sabah kuşağında TRT Haber’de “Fulin Arıkan ile Haber Tadında” adlı bir program izliyorum.

         Hanım kızımız bir basın turu yapıyor. Önündeki gazete başlıklarını halka sunmaya çalışıyor.

         İlk gazete Sabah, ikinci gazete Habertürk, üçüncüsü Akşam, dördüncüsü Star, beşincisi Yeni Şafak, altıncısı Milliyet, yedincisi Kayyum atamasıyla yayın yapan Zaman…

         Şimdi bu yayın yüzde yüz taraflı bir yayın değil de nedir?

         Halkımızın havuz medyası dediği gazeteler bunlar değil midir?..

         Hani tarafsızlık?..

         Neden bir Yeniçağ, neden bir Sözcü, neden bir Ortadoğu, neden bir taraf? Okuyalım okumayalım neden bir cumhuriyet ve en tirajı yüksek olan Hürriyet gazeteleri neden yok?..

         Neden AKP’nin borazanını çalan gazetelerin resmigeçidi yapılıyor?

         Hani TRT bağımsız bir kurumdu? Herkese ve her kesime eşit mesafede durması gerekiyordu?

         Bumudur basın ahlakı, bumudur ilkeli basın?..

 

                             CUMHURBAŞKANININ UÇAĞI

 

TRT böylede tarafsız olması, her kesimin ve herkesin cumhurbaşkanı olması gereken Cumhurbaşkanımızın dünya turunda beraberinde götürdüğü o uçakta muhabbet ettiği basın mensupları kimler?..    

Bunlarda TRT Haber’de “Fulin Arıkan ile Haber Tadında” programında yer alan gazetelerin temsilcileri ve köşe yazarları.

AKP iktidarına şakşakçılık yapmayan başka bir gazeteciyi mumla arasanız bulamazsınız. Çünkü onlar havuz medyasının şakşakçıları değildir.

Bu yerel gazetelerde de böyledir ulusal gazetelerde de…

 

                                        YEREL BASIN

 

         Her şehirde yayın yapan görsel ve basılı medya gurupları vardır.

Var olan basın mensupları arasında da çoğunluğu iktidara yakın olan bürokratların sofrasında başköşede oturma alışkanlığına sahip basın mensupları bulunmaktadır.

Değerli basın mensubu arkadaşlarımı tenzih ederim ama ne yazık ki söylediklerim doğrudur. Çünkü görülen köy kılavuz istemiyor.

Yazı hayatımda onlarca kez şehrin ileri gelen bürokratları tarafından aranıldım. yazdığım biri yazıdan ötürü tenkitlere uğradım. Oysa yazı hayatımda hiçbir zaman gerçekliğine yüzde yüz inanmadığım bir konuyu asla ve asla kaleme almadım.

Demek ki her doğru tasvip edilen beğenilen bir şey değildir. Onun için olsa gerek atalarımız “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” demişlerdir.

Biz bu işi yapıyorsak doğruları inandığımız ve doğruları savunduğumuz için yapıyoruz.

Biz bu işi yapıyorsak insanlarımızın dilek ve temennilerini ilgililere ulaştırmak onların duygularına tercüman olmak için yapıyoruz.

Bunu yaparken de hiç kimseden her hangi bir ücret veya her hangi bir övgü almak için yapmıyoruz.

 Ama etrafımıza baktığımızda gazeteci kisvesi altında bazı insanları görüyoruz ki bunların amacı halka ve olaylara tercüman olmak, halkın işiten kulağı, gören gözü konuşan dili olmak yerine yöneticilere yakın olmak onları doğru yolda değil kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmektir.

         İstisnalar kaideyi bozmasa da bazı yöneticiler bu oyuna gelmekte hem görev yaptığı yere hem de kendi kariyerine zarar vermektedir.

         Amacım hiç kimseyi zan altında bırakmak ta değildir.

         Herkes kendini ve elindeki kalemin cinsini çok iyi bilir.

         Bir basın mensubu evvel emirde ülkesinin ve milletinin yanında yer almalı, onların gören gözü, işiten kulağı, konuşan dili olmalıdır.

         Haksızlığın karşısında o haksızlık kimden gelirse gelsin bir duvar gibi durmalıdır.

         Aksi halde haksızlık karşısında susanlarda dilsiz şeytanlardan sayılır.