Bahçeli-Dem polemiği
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, '57 DEM milletvekilinin maaşının ve bu terör yuvasına ödenecek Hazine yardımının derhal kesilerek terörle mücadeleye ve şehit ailelerine aktarılmalıdır' ifadelerini kullandı.
Açıklamasında 15 Ağustos 1984 Eruh ve Şemdinli saldırılarından 15 Ağustos 2024'e kadar geçen 14 bin 600 günde sivil ve resmi görevli şehit sayısının 14 bin 902 olduğunu belirten Bahçeli, 40 yıllık mücadele döneminde tezahür eden ekonomik kaybın kabaca 2,5 trilyon dolara yaklaştığını ifade etti.
Bahçeli'nin açıklamalarına Dem Parti'nin resmi X hesabından, yanıt verildi.
Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Anayasa Mahkemesini kapatmayı, anayasal düzeni askıya aldırmayı önerecek kadar darbeci bir zihniyetin temsilcisi olan bu zat ve partisi mafyanın, karanlık ve organize işlerin, gayri ahlaki ve gayri hukuki bütün uygulamaların ve cinayet şebekelerinin merkezi gibi çalışmaktadır. Bu zata hatırlatırız ki, partimiz bu ülkede milyonlarca oy almış, yıllarca sürdürülen ucube seçim barajını yıkmış, çıkarılan her türlü engeli aşmış, tutuklama, saldırı ve her türlü hukuksuzluğa rağmen halkın desteği ile parlamentoya girmiştir. Bu ülke kimsenin babasının çiftliği değildir. Kendisi bu ülkenin sahibi, bizler de kiracısı değiliz. Bizler de bu ülkenin sahipleriyiz. Bahçeli ve ona akıl veren derin dalkavukları akıllarını başlarına almalıdır. Bu tehlikeli oyunla hedef aldığınız toplumsal barıştır. Derdiniz de ülke sevdası değil iktidar, koltuk, rant ve çıkardır. Bu köhnemiş zihniyetiniz Türkiye'yi yangın yerine çevirmekten başka bir işe yaramaz. Partimizin kazandığı hakların tamamı, kendisine oy veren milyonların vergisidir, alın teridir. Biz bu ülkede demokrasi ve barış isteyen milyonların sesiyiz. Öyle sokak kabadayılığıyla hiç kimse partimizi susturamaz. Bizler 90'lı yılların cinayet şebekelerine eyvallah etmedik, bugünkü çakma meydan okumalara da pabuç bırakmayız!"
MHP Lideri ile DEM arasında bu tartışma alevlenerek ve şiddetini artırarak devam eder mi bilmiyoruz ama terörle mücadeleye, bu ülkede yetim, dul ve öksüz bıraktığı on binlerce şehit verildiği biliniyor. Yine bu mücadele kapsamında ciddi bir ekonomik kayıp yaşandığı da kayıtlara geçmiş durumda.
Bu para sadece Doğu ve Güneydoğuya değil tüm ülkeye bile harcansaydı belki ülkenin hiçbir sorunu kalmayacak insanlarımız refah ve bolluk içinde yaşayacaktı.
Bölgede özerk bir sözde devlet kurma gibi kendilerinin bile olacağına inanmadığı ancak ABD’nin bir projesi olarak desteklenen PKK terör örgütü ile bağlarını koparamayan, terörle arasına mesafe koyamayan, sözde temsil ettiği bölge ve etnik kimliğe mensup insanların menfaatlerini değil, zorluk içinde yaşamasına sebep olan DEM, ne yazık ki Türkiye Partisi olma şansını her fırsatta kaçırdı.
Kendisini halkın tercümanı değil, ABD ve Siyonizm’in aparatı olarak kullandırmakta ve onların piyonu ve uşağı olmakta bir beis görmeyen PKK, Kürtçe konuşmak dahil tüm özgürlüklerin verildiği bu ülkede demokrasi ve özgürlük teraneleriyle siyaset yaparak bölge insanının duygularını istismar ediyor.
Dolayısıyla PKK ile hemfikir, hemhal ve yoldaş olan DEM’in siyasal kimliği ve var oluş sebebi demokratik temsiliyet değil sadece altıncı kol faaliyetlerinden mütevellit taşeronluktur.
Bu gerçeklerle birlikte demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan siyasi partiler, halkta karşılılıkları olduğu kadar mecliste temsil edilip ve yasanın tarif ettiği şartlar yerine getirildiğinde milletvekili sıfatını alırlar.
Kanunlarla belirlenmiş ve çerçevesi çizilmiş milletvekilliği ve özlük hakları konusunda fikir beyan etmek, olaya sadece siyaseten bakmaktır. Yasal zeminden ve kanunla verilmiş haklardan azade hissi ve sübjektif bir bakıştır.
Bahçeli, PKK’nın ülkeye maddi ve manevi verdiği zararlara dikkat çekmek adına böylesi bir tespit yapmış ve kendi önerisini sunmuştur.
Bu önerinin yasal olarak gerçekleşmesi mümkün olmadığını bildiği halde rakamlarla tabloyu ortaya koymuş ve geçmişe bir projeksiyon tutmuştur.
Keşke DEM, PKK ile olan organik bağını kesse de Türkiye partisi olarak tabanına ideoloji değil hizmet vaatlerinde bulunsa.