Asgari Ücret Bilmecesi

Asgari ücreti belirlemek için tarafların mesaisi sürüyor. İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ikinci toplantı için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nda bir araya geldi. 

Çalışma Genel Müdürü Mehmet Baş başkanlığında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ev sahipliğinde toplanan komisyonda, işçi heyetine TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, işveren heyetine ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Sekreteri Akansel Koç başkanlık yaptı. Kasiyer, sağlık çalışanı, enerji işçisi ve Karayollarında çalışan bir taşeron işçinin de yer aldığı toplantıda, Hazine ve Maliye ile Ticaret bakanlıkları ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) temsilcilerinin ekonomik veri ve raporları komisyonla paylaşıldı.

''GÖRÜŞMELER SÜRECEK''

İşçi heyetine başkanlık eden TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, toplantı sonrası rakam telaffuz etmezken görüşmelerin süreceğini belirtti.
Ağar, açıklamasında şunları kaydetti; “Geçim şartları belli, asgari ücretle çalışan insanların geçinemediği belli. Ev kirası, elektrik, su, doğal gaz ücretlerini ödeyemediklerini biliyorum. Büyükşehirlerde 10 bin liranın altında ev bulunmuyor. Bunları iyi değerlendirmek lazım. Bu insanların alım gücünü düşünerek markette nasıl alışveriş yapacak, haftada bir defa çocukları ile birlikte bir restoranda gidebilecek mi? Bunların pek mümkün olmadığı görülüyor. Üçlü mutabakatla bu sorunu aşabiliriz diye düşünüyoruz. Henüz ortada bir rakam yok. Bunu detaylı bir şekilde görüşerek bir sonuca gitmeyi kısa zaman içinde düşünüyoruz. Asgari ücretin anlamı en az ücret demektir. Üçüncü toplantının günü belli değil. Hükümet kendi arasında görüşerek bize bilgi verecekler. Asgari ücretin insanlarımızı mutlu edecek şekilde sonuçlanmasını diliyoruz.”

ERDOĞAN’DAN TEK ARTIŞ SİNYALİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamayla 2024 yılında enflasyonun düşmesine bağlı olarak asgari ücrette tek artış yapılacağının sinyalini ise şu cümlelerle vermişti: “Asgari ücretle ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan şu anda çalışmalarını yapıyor. Bu çalışmalarını olgunlaştırdıktan sonra nihai tabloyu önümüze koyacak. Çünkü burada işçi, işveren temsilcileri ile görüşmelerini bitirdikten sonra bize neticeyi getirecek. Biz de kendisini dinleyeceğiz. Ondan sonra en uygun asgari ücret neyse bunun kararını vereceğiz. Bütün mesele tarafları mağdur etmeden bir neticeye varabilmek. Asgari ücret artışı zaten biliyorsunuz yıl içinde bir kezdir. Bir kez verilecek zamla bu iş biter. Bunun da sorumlusu birinci derecede Çalışma Bakanımız Vedat Işıkhan’dır. Biz vatandaşımızı bugüne kadar enflasyona ezdirmedik ve ezdirmeyiz. Ekonomi yönetimimiz bir yandan da enflasyonu dizginleyici adımlar attı, bunlar da sürüyor. İşaretler olumlu, yakında enflasyonun kalıcı bir şekilde dizginleneceğini göreceğiz. Enflasyon sorununu da tarihe karıştıracağız."

ALAN: HER İKİ TARAF DA MEMNUN OLMALI

Asgari Ücret Belirleme komisyonunun her iki tarafın da menfaatlerini dikkate alarak ve ülke ekonomisinin gelişmesine katkı sağlayacak bir karar almasını beklediklerini ifade eden Elazığ TSO Başkanı Alan  ise konuyla ilgili şunları söyledi:

“Komisyonun asgari ücreti belirlerken işçilerin ve toplumun beklentilerine uygun olması ile birlikte işverenlerin de beklentileri dikkate alınarak belirlenmesini istiyoruz. Asgari ücretin, çalışanların kendisine ve ailesine, insanlık haysiyetine uygun bir yaşam sağlaması yanında, işverenlerin de yeni yatırımlarını engellemeyecek ve olası personel azaltmasına gitmeyecek bir rakam olması ve bu miktarda mutabık kalınmasını bekliyoruz. Her iki tarafında memnun olacağı bir asgari ücretin belirlenmesi, ekonomide atılım yaşamaya başlayan ve Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda üretim seferberliği başlatan Türkiye ekonomisinin de beklediği bir karardır. Bakanlık yetkilileri, sendika temsilcileri ve bu konuda son söz söyleyecek olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tüm tarafların memnun olacağı ideal bir rakam belirleyeceğine inanıyorum.”

GÜRKAN:“KALICI BİR FORMÜL BELİRLENMELİ” 

MÜSİAD Elazığ Şube Başkanı Tekin Gürkan ise yaptığı açıklamada,“ Bizler MÜSİAD olarak asgari ücret politikası çalışmalarından biri de bir işçinin, emeğinin zayi olmaması ve bütün vatandaşların onurlu bir hayat sürdürebilmesidir. Yeni yılda geçerli olacak yeni asgari ücretin geçen yıllarda da olduğu gibi çalışanların fiyat artışının altında ezilemeyeceği şekilde belirlenmesini istiyoruz. Enflasyonlu süreçlerde asgari ücretin belirlenmesine yönelik belirsiz süreçte beklentiler farklılaşmaktadır. Asgari ücrete karşı oluşan beklentilerin karşılanmasını  ve spekülasyonların önüne geçmek için asgari ücretin belirlenmesinde kalıcı bir formülün kullanılması bizim için elzemdir. Önerdiğimiz formüllerden biri, asgari ücretin artış oranın yine son 6 ayın ekonomik büyüme oranı eklenerek belirlenmekte. Böylece çalışanlarımızın bir yandan emeklerinin enflasyon karşısında ezilmemesi diğer yananda milli gelir artışından pay almaları sağlanmış olacak.”dedi.

İŞÇİLERİN ŞUAN MEVCUT ALDIKLARI ÜCRETLERİN HAYAT PAHALILIĞI KARŞISINDA YETERLİ OLMADIĞINI BİLİYORUZ

İşçilerin enflasyon karşısında ezdirilmemesi gerektiğini ifade eden Gürkan,“Asgari ücretin belirlenmesindeki belirsizlikleri azaltarak, reel sektörün daha sağlıklı fiyatlandırma yapmasına olanak sağlanarak ve çalışanların da satın alma gücünü koruyarak gelir dağılımında oluşacak kötüleşmenin önüne geçilmesi gerekiyor.  Ortada bir enflasyon var, çalışanların enflasyon karşısında alacakları maaşların ezdirilmemesi gerekir. Merkez bankasının belirlediği tahmini bir oran vardı yüzde 58-60 oranında bu oran arttırıldığı zaman mevcut asgari bu orana vurduğumuz zaman net 17 bin 104 liraya tekabül ediyor, brüt ise 20 bin 120 liraya geliyor. İş verene ise 23 bin 640 TL oranında bir artış oluyor. Bu durumda iş verenin de enflasyon karşısında ezdirmeden her iki tarafında mutabık kalacağı bir şekilde ayarlanmasını istiyoruz.  İşçilerin şuan mevcut aldıkları ücretlerin hayat pahalılığı karşısında yeterli olmadığını biliyoruz. Dolayısıyla hem işçilerin mağdur edilmemesi hem de iş vereninde maliyet konusunda çok ezdirmeden önerdiğimiz formüle göre artışın yapılması çok daha iyi olacaktır. Dediğim gibi amacımız işçilerin enflasyon karşısında ezilmemesidir. “

ENFLASYON ARTIŞ GÖSTERİRSE VERİLEN ÜCRET YİNE ENFLASYON KARŞISINDA ERİYEBİLİR

Gürkan son olarak,“Enflasyonun hükümet tarafından 6’ncı aydan sonra düşeceğini tahmin ediyoruz. Yapılan zammın tek seferliğe mahsus olacağı için eğer yılın ikinci yarısında enflasyon düşerse belirlenen ücretin ona göre değerlendirilip ve alınan ücretin enflasyon karşısında korunmasını temenni ediyoruz.  Enflasyonun düşmesi halinde hesaplanan asgari ücret yeterli olacaktır fakat bir gerileme olmaz ve enflasyon artış gösterirse verilen ücret yine enflasyon karşısında eriyebilir. Hükümet enflasyonun yılın ikinci yarısında düşeceğini  belirtiliyor, bizlerde bu yönde enflasyonun düşeceğini tahmin ediyoruz. Dolayısıyla belirlenen ücretin bütün yılı kurtaracak şekilde belirlenmesi halinde işçinin hakkının korunacağına inanıyoruz.”dedi.

VATANDAŞ NE DİYOR?

Asgari ücrete ilişkin gazetemize açıklamalarda bulunan vatandaşların görüşleri ise şu şekilde:

“İNSANLAR GEÇİNEMİYOR”

Asgari ücret konusunda vatandaşların görüşleri ise şunlar: “İsterim ki 40 bin lira olsun. İnsanlar geçinemiyor. Kiralar çok pahalı, Allah yardımcımız olsun. Bir de çoluk çocuk olduğu zaman evlerine ekmek götüremiyorlar. Emekliler de çok zor durumda, herkes biliyor. Hiçbir gelirleri yok insanların.” 

“VATANDAŞ YORULDU ARTIK”

“25 bin lira olması lazım. Bir ekmek olmuş 14 lira. Bir nüfus 10 tane ekmek alsa 140 lira. Bir kilo çay 80, bir kilo mandalina 15 lira. Vatandaşlar yoruldu artık. Hakikaten çok zor. Bir evde üç kişi bile çalışsa geçinemiyor.” 

“EV KİRALARI 10 BİN TL OLMUŞKEN İNSANLAR NASIL GEÇİNECEK?”

 “18 bin 500 lira olmalı. Bir ev kirası 10 bin lira. 4 çocuklu bir aile nasıl geçinsin? Bunlar ne yiyecekler ne içecekler, yakıt parası, doğalgaz parası, telefon parası…”

“İŞVERENİ DE DÜŞÜNMEK LAZIM

 “En az 15 bin lira olmalı. Şimdi işvereni de düşünmek lazım. Geçim sıkıntısı, ekonominin kötü gidişatı, bunlar önemli sebepler. Gönül ister ki 20-25 bin olsun ama işvereni de düşünmemiz lazım. Asgari ücrete zam geldikçe her şeye zam geliyor. Üretici de zam yapıyor. Zarara uğrayan yine asgari ücretli oluyor. Zammın gelmesiyle gelmemesi arasında hiçbir fark kalmıyor.”