Artan Hırsızlık Vakaları
Son günlerde hırsızlık vakalarının arttığına yönelik çok sayıda haber düşüyor haber merkezimize. Kablo hırsızlığı, araçtan elektronik eşya hırsızlığı, işyeri hırsızlığı, inşaatlardan yapılan hırsızlık ve daha birçok hırsızlık vakaları...
Hırsızlık olaylarının artışı sadece ilimizde değil ülkemiz genelinde de ciddi bir artış gösterdi.
Elbette bu hırsızlık vakalarının bir çoğu bu işi meslek edinmiş kimseler tarafından yapılıyordur. Ve elbette bu kişilerin adli sicil kaydında benzer bir sürü vukuatları vardır.
Ancak bazı hırsızlık olayları düşüyor ki medyaya, insan ister istemez “acaba çok mu ihtiyacı” vardı diyesi geliyor.
Burada suçu ve suçluyu övecek değiliz elbet. Gerekçesi ne olursa olsun suç suçtur. Ancak sosyal medyada bugünlerde sıklıkla dolaşan bir hikaye var ki insanı farklı düşüncelere itmiyor değil.
Hikâye şu:
15 yaşındaki bir çocuk, markette ekmek çaldığı sırada rafları kırar ve ardından yakalanır. Marketin şikayetiyle polis tarafından tutuklanan çocuk, dava günü geldiğinde hakim karşısına çıkarılır. Hakim, konuyla ilgili kararı vermeden önce olayı bir kez de çocuktan dinlemeye karar verir.
Hikayeye göre hakim ile çocuk arasında şu diyalog geçer:
Hakim : Neden çaldın?
Çocuk : Ekmeğe ihtiyacım vardı.
Hakim : Çalmak yerine ekmek alamadınız mı?
Çocuk : Satın alacak param yoktu
Hakim : Ailenden para isteyebilirdin
Çocuk : Evde sadece annem var. Annem hasta ve işsiz. Sırf bunun için biraz ekmek ve peynir çaldım
Hakim : Sen küçüksün, normalde işin de yok
Çocuk : Yıkama üzerinde çalıştım. Bir hafta önce anneme hizmet etmek için izin aldım ve bu yüzden kovuldum
Hakim : Yardım isteyecek yeriniz, kimseniz yok muydu?
Çocuk : Her gün evden çıktığımda herhangi bir iş için eleman arayan en az elli adresle iletişime geçiyorum ama başarısız. Sonunda hırsızlık yapmaya karar verdim.
Çocuğun savunmasının alınmasının ardından sıra hakimin vereceği karara gelir. Hakim, salondakilerin meraklı bakışları arasında herkesi şaşkınlık içerisinde bırakan kararını açıklar ve şu ifadeleri kullanır: "Çalmak, özellikle ekmek çalmak çok utanç verici bir suçtur ve işte hepimiz bu suçtan sorumluyuz. Bu odadaki herkes ve ben de bu suçtan sorumluyum. O zaman tüm mahkemeyi 10 dolar ile cezalandırdım. Siz her biriniz çocuğa 10 dolar gönderene kadar mahkemeden ayrılamayacaksınız"
Hakim, kararında markete de ceza verdiğini açıklar. Buna göre çocuğa yeteceği kadar ekmek verip göndermeyen markete 1000 dolar ceza kesilir. Karar sonrası çocuğun gözyaşlarını tutamadığı görülür. Gözler yine hakime çevrilir.
Hakim ne kadar sağlam durmaya çalışsa da şu sözleri söyledikten sonra gözyaşları içerisinde salonu terk eder: "Bir kişi ekmek çalarken yakalanırsa, o cemaatin, toplumun, devletin tüm insanları utanmalıdır."
Hikaye bu. Dememiz o ki bu hayat pahalılığında değil dar gelirli, orta gelirli bir ailesin yaşaması bile mucize iken, çevremizde ihtiyacı olan insanları ihmal etmeyelim. Yoksa tüm suçlardan, hakimin örnek kararında dile getirdiği gibi bizler de sorumlu oluruz ve bedelini öderiz.