ANLAŞMALI BOŞANMA
Bu, yeni bir olay değil
Bu, yeni bir olay değil.
En az kırk yıldan bu yana sürüp gelen bir olay.
Kadın, yetim maaşını alabilmek için, kocası ile anlaşarak boşanma yoluna gidiyor.
Bir yerde yasal bir suç işliyor.
Gelin görün ki, Türkiye’de adalet hep böyle sürüyor.
Şeytani zekâsı çok iyi işleyenler bu yolla devleti bir iyice soymaya çalışıyorlar.
Salı günü öğlen haberlerinde bu olay geçiyor.
Türkiye’de az değil, (22.000) kadın bu yolla kocasından ayrılarak, ölen babalarının aylıklarını alıyorlar.
Nasıl olsa İslâm da buna, cevaz veriyor. İslâm’da esas olan dini nikâh… O yüzden resmi nikâh bir anlamda kalmıyor.
Daha ben belediye başkanı iken, yanımızdaki komşunun evinde kira ile oturan Maraşlı bir belediye başkanının eşi bulunuyordu. Sözde kocasından ayrılmıştı. Çocuğunu okutmak için de Elazığ’a gelmişti. Hemen her aybaşında kocası gelip kendini ve çocuğunu ziyaret ediyordu.
Sorduğumuzda da “Ne yapalım, ancak bu yolla babamızın emekli maaşını alabiliyoruz” karşılığını veriyorlardı.
O günden bu güne sayı arttıkça artmış.
22 bin kadın bu yolla babasının aylığına konuvermiş.
Ne de olsa yasalarda bir boşluk var.
Ne de olsa dini nikah, bu hileli yolu açmış.
O yüzden resmi nikâha pek önem de veren yok.
Yıllarca önce gene haberlerde izlemiştik.
Türkiye’de en çok boşanma, Malatya, Elazığ, Erzurum, illerinde oluyordu.
Kaldı ki şimdilerde devlet, dul kadınlara, yaşlı kadınlara bir miktar da aylık veriyor.
Bu nedenle kocasız yaşayan çok kadınımız bulunuyor.
Her akşam televizyon kandigerarında izlediğimiz evlenme ile ilgili programlar daha başka bir görüntü getiriyor gözlerimizin önüne.
Aman Allah’ım, o ne açıklıklar, o ne rezaletler.
Kandigerar da bu yolla para kazanıyorlar.
İşte Müslüman Türkiye’mizin gerçek yüzü.
İşte, ona buna sen busun, sen şusun” diye saldırıda bulunan insanlarımızın gözüken gerçek yüzü.
Ülkede bir yolsuzluktur sürüp gidiyor.
Özellikle Suriyeliler ülkeye gelince pislikler, kirlilikler daha da artmaya başladı.
Dilenciliğin önüne hiç geçilemiyor.
Devletimizden aldıklarına kanaat getirmeyenler, daha çok bu yollara başvuruyorlar.
Elazığ’ımızın birkaç mahdigeresi de işgal edilmiş durumda.
Hasılı, çalışmadan geçinmeye çalışanların sayısı oldukça kabarık.
Ülke nereye gidiyor, yarınları nasıl olacak, o da belli değil.
Bir de, köyleri bırakıp şehirlere dolanlar var.
Herkes, şehrin taşı, toprağı para, diye düşünüyor.
Arkasından da “Köyden indim şehire, şaşırdım birdenbire” diye yakınanlar var. Evet, şehirlerimiz de bu yönden bir hayli dertli.
Köyleri bırakıp şehirlere gelenler, belediyemizin de büyük sorunu olmuşlar.
Köyde toprağı işleyen de kalmamış.
Kısaca, iyi bir gelecek bizi beklemiyor.