Yokluğun İçe Kapanık Hali
TÜİK'in açıkladığı 2022 Yaşam Kalitesi Modülü araştırmasının sonuçları ilginç sonuçlar ortaya çıkardı.
Araştırmaya göre, arkadaş veya akrabalarla gerek yüz yüze gerekse uzaktan hiç görüşmeyenlerin çoğunluğunu yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olanlar oluşturmuş.
Fertlerin yakınları ile evde veya başka bir yerde arkadaşlarıyla vakit geçirme, karşılıklı konuşma veya aktivite yapma (bir araya gelme) sıklığı incelendiğinde yüzde 28,7'sinin akrabalarla, yüzde 37,3'ünün de arkadaşlarla her hafta görüştüğü belirlendi.
Bu ne demek? Dar gelirli ve geçim sıkıntısı çeken insanlar akraba ya da dost ziyaretleri yapmıyor. Sebebi ise kimsenin kimseyi davet edecek, ağırlayacak ve mükellef bir sofra kuracak hali yok.
Herkes, “biz gitmeyelim ki onlar da gelmesin” modunda. Haksız da sayılmazlar. Bugün bırakın yemeğe daveti, çay-çerez bile ikram edilse misafir ağırlama bedelleri oldukça yüklü.
Fındık, fıstık gibi ürünleri geçtik, artık çekirdeğin yanına dahi yaklaşılmıyor.
Demek oluyor ki yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı eş-dost akraba ilişkilerini de vurmuş. Hem de öyle vurmuş ki, üstat Sezai Karakoç'un “Ah benim körler ülkesinde, ayna satan kalbim” dizesine sığınıp kendi dar ve sığ dünyasında yaşamaya mahkûm olmuşuz sanki. Umarız bu durum bizlerde kalıcı tesirler ve psikolojik etkiler bırakmaz ve yeniden kaynaşabiliriz eş-dostlarla.