Yıldırım Holding'den Hakimiyet'e Gazetecilik Dersi!
Eti Krom firması bünyesinde çalışan işçilerin özlük haklarında iyileştirme amacıyla gerçekleştirdikleri grev ve sonrasında Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Rıza Yıldırım'ın işçilere yönelik tavır ve söylemleri tüm kesimler tarafından kınanmış ve bu konuda açıklamalar yapılmıştı.
Bizler de sorumlu gazetecilik gereği işçilerin eylemlerini desteklediğimiz gibi bu konuda yapılan tüm açıklamalara gazetemizde yer vermiştik.
Ancak mesleki sorumluluk gereği yaptığımız bu yayınlar anlaşılmaz bir şekilde holding tarafından yanlış bulunmuş ve gazetemize tekzip gönderilmiş.
Önce açıklamayı bir okuyalım:
“www.elazighakimiyethaber.com adlı haber sitesinde 11.07.2024 tarihinde saat 18.31'de tarafınızca yayınlanan haberde tarafınızca yorumlar yapılmış, Alacakaya Belediye Başkanı Sayın Zafer ALTINIŞIK'ın açıklamalarına, Ak Parti'den Ortak Açıklama başlığı altında Elazığ İl Başkanı Sayın Şerafettin YILDIRIM, Milletvekilleri Sayın Erol KELEŞ, Sayın Ejder AÇIKKAPI ile Sayın Mahmut Rıdvan NAZIRLI'nın açıklamalarına , CHP Sayın Elazığ Milletvekili Gürsel EROL'un açıklamalarına, MHP Elazığ Milletvekili Sayın Semih IŞIKVER'in açıklamalarına, İş İnsanı Sayın Veysel DEMİRCİ'nin açıklamalarına yer verildiği görülmüştür.
Yapılan açıklamalarda Şirketimiz hakkında yapılan eleştirel yorumlar içerik olarak doğru olmadığı gibi gerçeği de yansıtmamaktadır.
Söz konusu hukuka aykırı işi yavaşlatma / işi durdurma eylemine ilişkin olarak yaşanmış olan ve halen yaşanmakta olan hukuki ve fiili durum ile de bağdaşmamaktadır.
Bu haber üzerinden Şirketimiz faaliyetleri hakkında yapılan yorumlar ve açıklamalar bu yönüyle eleştiri sınırını aşmakta ve Şirketimizin ticari itibarını zedeleyici unsurlar ihtiva etmektedir.
Şirketimiz uzun yıllardır bölgede madencilik sektöründe üretim faaliyeti göstermekte olup, siyasetten uzak, yöre halkına istihdam sağlayan, kurumlar vergisi listelerinde en üst sıralarda yer alan, başta bulunduğu bölgeye olmak üzere tüm ülkeye katma değer yaratmayı hedeflemiştir.
Ayrıca Şirketimiz Yönetim Kurulu Üyesi hakkında yapılan açıklama kişilik haklarına, onur ve haysiyete açıkça saldırı ihtiva etmekte olup, bu açıklamalarla ilgili olarak yasal başvuru haklarımızı saklı tuttuğumuzun bilinmesini isteriz.
Bu nedenlerden dolayı eleştirilerinizin ve yorumlarınızın tarafımızca kabul edilmediğini ve tamamına itiraz ettiğimizin bilinmesini ve işbu cevaplarımızın tekzip hakkı çerçevesinde yayınlanmasını rica ederiz. Saygılarımızla.”
Anlaşılan o ki Yıldırım Holding, hukuk birimindeki avukatların da haklarını tam ve olması gereken kadar ödemiyor ki bu servisteki avukatlar, hukuki hiçbir temeli olmayan, baştan savma ve basmakalıp bir metinle yayınlarımızdan rahatsızlık duyduklarını dile getirmişler.
Holdingden gelen garip metinden de anlaşılacağı gibi Hakimiyet olarak söz konusu işçilerin grevi ve patronun işçilere tavrı ile ilgili yapılan açıklamalara gazetemizde ve internet haber sitemizde yer vermememiz suç ve haksızlık sayılmış. Ne yani milletvekilleri, belediye başkanları ve STK'ların bu konuda yaptıkları açıklamaları yok sayıp görmezden mi gelecektik? Bu açıklamaları sütunlarımıza almak hangi yasada hangi yönetmelikte suç.
Yıldırım Holding'den ikinci bir tekzip de bir iş insanının '4 Bin Kişiyi İstihdam Edeceğimi Taahhüt Ediyorum' başlıklı haberi üzerine geldi.
Üşenmeden bu açıklamayı da okuyalım:
“www.elazighakimiyethaber.com adlı haber sitesinde 11.07.2024 tarihinde saat 21.50'de tarafınızca yayınlanan haberde Yeniden Refah Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Sayın Ahmet AKMAN'ın açıklamalarına yer verildiği görülmüştür. Bu açıklamalarda Şirketimiz hakkında yapılan eleştirel yorumlar içerik olarak doğru olmadığı gibi gerçeği de yansıtmamaktadır.
Söz konusu hukuka aykırı işi yavaşlatma / işi durdurma eylemine ilişkin olarak yaşanmış olan ve halen yaşanmakta olan hukuki ve fiili durum ile de bağdaşmamaktadır.
Bu haber üzerinden Şirketimiz faaliyetleri hakkında yapılan yorumlar ve açıklamalar bu yönüyle eleştiri sınırını aşmakta ve Şirketimizin ticari itibarını zedeleyici unsurlar ihtiva etmektedir.
Şirketimiz uzun yıllardır bölgede madencilik sektöründe üretim faaliyeti göstermekte olup, siyasetten uzak, yöre halkına istihdam sağlayan, kurumlar vergisi listelerinde en üst sıralarda yer alan, başta bulunduğu bölgeye olmak üzere tüm ülkeye katma değer yaratmayı hedeflemiştir.
Ayrıca Şirketimiz Yönetim Kurulu Üyesi hakkında yapılan açıklama kişilik haklarına, onur ve haysiyete açıkça saldırı ihtiva etmekte olup, bu açıklamalarla ilgili olarak yasal başvuru haklarımızı saklı tuttuğumuzun bilinmesini isteriz.
Bu nedenlerden dolayı eleştirilerinizin ve yorumlarınızın tarafımızca kabul edilmediğini ve tamamına itiraz ettiğimizin bilinmesini ve işbu cevaplarımızın tekzip hakkı çerçevesinde yayınlanmasını rica ederiz. Saygılarımızla.”
Yıldırım Holding hukuk bürosu tarafından gazetemize gönderilen bu iki tekzip metninde bize itham edilen suç ne? Neden açıklamaları yayınladınız?
Metinlerdeki ikinci özellik ne? Giriş cümlesi hariç diğer kısımların kopyala-yapıştır nitelikte olması.
Dikkat edilirse açıklamalarda yaşanan olay ve buna karşın takınılan tavırla ilgili bir açıklama yok. Dahası şirket tarafından konu ile ilgili yayınlanan açıklamalarda da çözüme dair bir açıklama yok.
Şirketin kurumsal itibarına zarar vermemek adına bizlere haber yapmamayı, siyasilerin ve STK başkanlarının açıklamalarına yer vermemeyi telkin ve biraz da tehdit eden firma, söz konusu sorunun çözümüne dair bir kelam etmedi.
Son açıklama ile KEF şantiyelerinin eğer işçiler gelirse kademeli olarak önce bir sonra iki vardiya olarak açılacağının dile getirilmesi ise grev kırmaya ve işçiler arasında ayrımcılık oluşturmaya yönelik patron aklı ve uyanıklığını çok açık eden bir adım.
Her şey bir tarafa da meslek hayatımızda ilk kez “neden açıklamalara gazetenizde yer verdiniz” gibi saçma bir ithamla karşı karşıya kalıyoruz.
Gazetemizin kendi yorumlarına dayalı bir yazıdan dolayı tekzip yeseydik gam yemezdik.
Demek ki bizler kaçırsak da patronlar siyaseti kullanarak medyaya yönelik önemli yasal maddeler ve yönetmelikler çıkarmışlar.
Ne günlere kaldık ey gazi Hünkâr…