Yeni 'Milli Beka' Sorunu Göçmenler mi?
Kayseri'de Suriye uyruklu bir şahsın kız çocuğunu taciz etmesinin ardından Suriye'deki Fırat Kalkanı operasyonu ile Türk askerinin kontrol atlında tuttuğu bölgelerde çıkan olaylar, göçmen nüfusunun en yoğun olduğu Gaziantep'te de tansiyonu yükseltti.
Ellerinde Türk bayraklarıyla sokağa çıkan vatandaşlar, sloganlar atarak Suriyelilere ait iş yerleri ve araçlara zarar verdi. Zira göçmen sorunu, Ak Parti seçenleri de dahil artık toplumun en çok şikayet ettiği ve çözülmesini beklediği birincil problem haline gelmiş durumda.
Türk silahlı kuvvetlerinin PKK'dan arındırıp güvenli bir bölge haline getirdiği Suriye'nin kuzeyinde Türk bayrağına ve Türkiye aleyhine yapılan hakaretler etki- tepki midir yoksa uluslararası gizli istihbarat teşkilatlarının planladığı bir senaryo mudur bilinmez ama bilinen bir şey var ki artık çözülmesi elzem olmuş ciddi bir göçmen meselemiz var.
Yaşanan olayları provokasyon, vandallık ya da Türkiye'nin uluslararası düşmanlarının bir planı olarak görmek ve bununla kitleleri yatıştırmak bir çözüm mü bilinmez ama bu sorunu artık çözmek gerekiyor. Türkiye düşmanları elbette ülkemizin balık sırtı yaralarını kaşıyarak buradan bir kaos oluşturmak isteyeceklerdir. Zira onların ezeli ve ebedi görev ve niyetleri budur. Onlar kendi işini yapmaya devam ederken, onların nihai hedefine ulaşmasına yardımcı olacak olaylara kapı aralamak ve geçit vermek akıllı bir yöntem değil.
Ensar-muhacir yaklaşımı belki 10 yıl önce doğruydu. Ancak bu olay farklı yerlere gitmeye başladı ve halkımızın rahatsızlık duyduğu bir konu haline geldi. Merhametimizden doğan bir marazla artık yüz yüzeyiz. Ancak hiç bir merhamet ülkemizin, bayrağımızın ve bütünlüğümüzü bozacak şımarıklığa yol açamaz.
Bu sorun uzun yıllarda ülkemizde öylesine ciddi problemler yaşatacak bir sorun ki bunun iktidarlarla da çok ilgisi yok. Ak Parti hükümeti günün birinde yerini farklı bir siyasi anlayışa devredecek ve yönetim değişecek ancak bu mesele tüm iktidarlar gibi halkımızın da huzurunu bozacak bir mesele olacak.
Tüm yaşanan bu olaylardan sonra söylememiz şu ki Ak Parti hükümeti ve sözcüleri, olayların istihbarat örgütlerinin Türkiye'ye çektiği operasyon olarak görüp bunun üzerine söylem geliştireceklerine, sorunun çözümü için de ciddi kafa yorsunlar.
Cumhur ittifakının her seçimde dikkat çektiği “milli beka” sorunu sanki bazı göçmenlerin sorumsuz davranışlarıyla yeni bir tehdide dönüştü. Ve görünen o ki Gezi ve 15 Temmuz kalkışmasında başarılı olamayan çevreler, şimdilerde toplumun yüzde 90'ının da desteğini alarak göçmen politikalarıyla Ak Parti'nin üzerine geliyorlar. Ak Parti de bu tehdidi görerek hamaset ve birilerini suçlayacak cümlelerle üste çıkma yerine, sorunu çözme adına da çalışma yapmalı ve bunu somut adımlarla kısa sürede hayata geçirmeli. Son olarak ise provokatörlerin tahriklerine kapılmamak gerekiyor. Halkımızı tahrik eden ve bu sorunu kanunlar çerçevesinde değil de şiddet üzerinden çözmeye çalışanlara ve onların uzantılarına dikkat edilmeli ve gerekli girişimler yapılmalıdır.