Yeni Bir Çoban Polemiği
Çoban polemiği Türk siyasetinin ayrılmaz bir parçası oldu. Bir dönem ünlü oyuncu Aysun Kayacı'nın 'Dağdaki çobanla benim oyum eşit mesela, niye?' sözleri etrafında yıllarca çoban muhabbeti yapmıştık.
Son çoban polemiği ise Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın açıklamasıyla gündeme geldi.
Bazı ürün fiyatlarındaki fahiş artışlarla ilgili olarak tarım sektöründe ürün değil eleman sıkıntısı olduğunu belirten Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın "Bugün 25 bin Afgan çoban gitse tarım, hayvancılık kalmaz" sözleri bazı çevrelerde tartışma yaratmıştı.
Konuya Ticaret Bakanlığı el koydu ve şu açıklama yapıldı: “Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde güvenlik güçlerimizin kararlı mücadelesiyle terörün etkisi yok edilmiş ve bölge ekonomisi tarım ve hayvancılıkla yeniden canlanmıştır. Doğu Bölgelerimiz başta olmak üzere birçok ilimizde hayvancılık faaliyetleriyle iştigal edenler, çoban ihtiyacı olduğunu ve eleman bulamadıklarından hareketle bu boşluğu ancak Afgan Çobanlarla doldurduklarını sıklıkla ifade etmektedirler. Sayın Bakanımızın açıklamasında da bu bilgi ifade edilmiştir. Bu durumun piyasayı etkilediğinin altı çizilmektedir. Tamamen piyasa mekanizmasıyla ilgili bir sosyolojik tespit yapılmış olup, çoban istihdamı ile ilgili yapılan tespitleri içeren cümle bilinçli ve kasıtlı şekilde çarpıtılmaktadır.”
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, bizlere göre de sosyolojik bir tespit yapmıştır. Bugün etin, sütün ve diğer hayvansal ürünlerin hatta sakatatın bile çok yüksek fiyatlarda olmasından yakınmamıza rağmen bu ürünlerin nasıl yetiştirildiğine ve soframıza kadar geldiğine dair bir bilgimiz yok.
Özellikle zor ve ağır işlerde çalışma noktasında millet olarak oldukça ağır ve tembel olduğumuza herhangi bir itiraz olmaz sanırım. Hem çalışmayacağız hem de üreticiler mecbur kalıp Afganlı çoban bulmak zorunda kalınca ve Bakan da bu duruma dair bir tablo ortaya koyunca sözde vatanseverlik yapacağız.
Üreticiler zorunlu olarak göçmenlerle çalışmak durumun da kalıyorsa bu biraz da bizim sorunumuzdur.
Herkes “masa başı iş olsun, varsın maşı az olsun” derdine düşürse bu boşluğu ben de olsam farklı alternatifleri değerlendirip ve muhtemelen Afgan çobanlarla çalışırdım.
Ya da bu işi bırakır parayı kolay elde edeceğim risksiz sektörlere yatırırdım. Tüm üreticiler de bunu yaparsa işte o zaman kıyamet ne üreticilerin ne de Afganlıların başında kopar.
Asıl kıyamet; eti 2 bin liraya, sütü 100 liraya bile bulamayacağımız bizim üzerimizde kopar. Buna rağmen Afgan çoban karşıtlığınız devam ederse kopsun bakalım… Merhum Hanefi Ağabeyin deyimiyle “size yarıyorsa bize hayda hayda yarar”