'YAZMAK BİR SEVDADIR'
Erol Kara/Elazığ'ın Yakinen tanıdığı Eğitimci, yazar ve 1968-1973 Yılları arasında Belediye Başkanlığı yapmış olan Gazetemiz yazarı Şükrü Kacar, Elazığ Hakimiyet Gazetesine özel açıklamalarda bulundu.
Türkiye'de 71 yıldır aralıksız yazan tek yazar unvanına sahip olan Kacar'ın şimdiye kadar yayınlanmış 10 Kitap, 20 Bin makale ve 2 Binin üzerinde Şiir'i bulunuyor.
Ben şimdiye kadar yazdığım yazılardan dolayı hiç para almadım. Severek isteyerek yazıyorum. Yazmak bir sevdadır diyen Şükrü Kacar ' Yazdığım yazılardan dolayı hep beni solcu olarak bilirlerdi. Halbu ki, ben Ülkücü, ülküyü seven Milliyetçi ve Atatürkçü biriyim.' diye konuştu.
Türkiye'de 71 yıldır aralıksız yazı yazan tek yazar unvanına sahip olan Şükrü Kacar, 91 yaşında Elazığ 'da yaşamını sürdürüyor. 19 Mayıs 1927'de Çaybağında dünya'ya gelen Kacar yaşamı boyunca sayısız ödüller alırken, onun hayatında ki olmazsa olmazı, 'hep okumak, hep okumak.'Şehrin Kanaat önderlerinden olan Şükrü Kacar Eğitimci Siyasetçi ve Kültür sanat ve gazete yazarlığı ile ön planı çıkarken, Belediye Başkanlığı döneminde Elazığ'a yaptığı hizmetlerde de hep anıldı. Merkezi Elazığ 'da bulunan Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti'nin kurucularından da olan Şükrü Kacar, 'Elazığ basını dünkü basın kadar kuvvetli değil. Burası eskiden doğunun kültür merkeziydi. Eskiden kalemimiz bir başka işliyordu. Severek duyarak yazıyorduk. Ama şimdi öyle değil ' diye konuştu.
İLK YAZIM MARDİ'NİN SESİ GAZETESİNDE YAYINLANDI
Şükrü Kacar 1927 Yılında Palu 'nun eski ismi Kacar yeni ismi Çay bağı olan köyünde dünyaya geldiğini belirterek, doğduğu köyün kendisinin hayatında çok büyük bir anlam ifade ettiğini söyledi.
Şükrü Kacar,'1944'de Kacar köyüne öğretmen olarak atandım. 2 Yıl sonra Aralık 1947'de Kovancılar okuluna başöğretmen olarak atandım. O dönem Palu'ya bağlı büyük bir köylerden biriydi. Göçmenler için yapılmıştı. Daha sonra Palu bölgesi gezici Başöğretmenliğine atandım. Gezici Başöğretmenlik kaldırınca kendi köyüme Kacar okuluna döndüm. 18 Kasım 1951 de evlendim. Veteriner olan Kızım 1952 de Kacar köyünde Dünyaya geldi. Askerlik görevimi Topçu olarak İstanbul Hadım köy ölçme taburunda yaptım. Askerlik görev bitince yeniden öğretmenlik görevime döndüm. Askerlik dönüşü ilk görev yerim Palu Merkez okulunda görev aldım. Bir dostumun önerisi ile 1955'de Hanköy'de başöğretmen olarak atandım. 1 Ay sonra Gazi Üniversitesi Pedagoji bölümünü okuyarak 1957'de bitirip Mardin'e ilköğretim müfettişi olarak atandım.Mardin de iki yıl müfettişlik yaptıktan sonra meslek dersleri öğretmeni olmak için 30 Aralık 1959 Yılında Akçadağ ilköğretim okuluna meslek dersleri öğretmeni olarak atandım. Üç Yıl öğretmenlik yaptık. Daha sonra Elazığ Halk eğitim başkanlığına atandım. 1967 yılına kadar Elazığ 'da çalıştım.1957'de Mardin 'de çalışırken ilk olarak Mardin'in Sesi Gazetesinde gazete yazılarıma başladım. Elazığ 'da ise Yeni Harput Gazetesinde yazmaya başladım. Bu Gazete satılınca 1963'de Turan gazetesine geçtim. Bu süre sonra Elazığ Gazetesinde yazmaya başladım. 1973'de Türk Dili dalında Türkiye'de birincilik ödülü aldım. 1990 yılında Turan Turan'ın ısrarı ile yeniden Turan gazetesine döndüm. 'Ben Türkiye Ben Anadolu' diye bir yazı yazmıştım. Bu yazımdan dolayı 2.Kez Türkiye birincisi olarak seçilmiştim.' diye konuştu.
PALULARIN DESTEĞİ İLE BAĞIMSIZ BELEDİYE BAŞKANI SEÇİLDİM
Şükrü Kacar,' 1968 yazılarım dolayısıyla Elazığ Halk eğitim başkanlığından alınarak Niğde Ulukışla Ortaokulu Türkçe öğretmenliğine gönderildim. Eşimin rahatsızlığı nedeniyle Elzığ 'a geldiğimde vatandaşlar benim siyasete gireceğimden bahis ediyordu. Elazığ'da iken Dönemin CHP'li Senatörlerinden Salim Hazardağlı beni telefonla arayarak, Beni Belediye Başkanı olarak görmek istediğini söyledi. Mehmet Aytuğ hizip yarattı partiden ayrıldı. Siz Mehmet Aytuğ ile görüşün dedi. Bende Aytuğ ile görüştüm. O sana prosedürden bahis ederek ön seçime girilmesi gerektiğini söyledi. Bende 'delegeleri tanımıyorum. Param da yok eğer beni tek aday olarak gösterirseniz aday olurum' dedim. İzin sürem bitimi ile tekrar Ulukışla ya döndüm. Haber çıkmayınca tekrar Salim Hazardağlı ile görüştüm. Hazardağlı' Bizim bu partililer seçim kazanmak niyetinde değil. Ben sizin yanınızdayım. Gerekirse bağımsız girebilirsiniz. Siz Bağımsız da girseniz sizi destekleyeceğim' dedi.
Haziranda seçim yapılacak ben Nisan ayında hastane raporu alarak 1,5 Ay izin aldım. 18 Nisan 1968 günü CHP den sonuç alamayınca bağımsız olarak Elazığ Belediye Başkanlığına aday oldum ve adaylığım kabul edildi. 8 Aday vardı karşımda. Öğretmenlerde destek verdi Palu birlik platformu destek verdi. Paluların büyük desteği ile 2 Haziran da seçimi Bağımsız olarak kazandık.
Yapılan itirazlara rağmen Belediye Başkanlığımız seçim kurulu tarafından onandı. Biz hemen göreve başladık. O zaman Karaçalı suyu dondurulmuştu. Biz hemen açtırdık. Sular akmaya başladı.
Belediye borcu çok fazlaydı işçi maaşları birikmişti. Büyük bir yük üzerimize almıştık. İşçiler bile greve gitmeye çalışıyordu. Fırıncılar Kasaplar zam yapmaya çalışıyordu. Yani Belediye başkanı iken büyük mücadeleler verdik. 1968'den 9 Aralık 1973'e kadar ben Belediye Başkanlığını bütün vicdanımla dürüstlüğümle yaptım. Bakın halen Elazığ 'dayım. 1979'da İstanbul KYK müdürlüğü yaptım. 1980'de Elazığ 'a döndüm ve Elazığ Gazetesinde yazmaya başladım. O dönemki gazeteciler bugünkü gibi cesur değillerdi. Ona rağmen 1981- 83 Yılları arasında üç kez ödül aldım.
Yazı yazmak güzel bir şey. Ben 71 yıldır yazı yazıyorum. 1945'de başlayan yazı hayatım halen devam ediyor. Yayınlanmış 10 Kitap ile 20 Binin üzerinde makale yazdım. 2 Bin Şiirim var. Ben şimdiye kadar yazdığım yazılardan dolayı hiç para almadım. Severek isteyerek yazıyorum. Yazmak bir sevdadır. Gönülden olacak içten gelecek. Ben yazmadığım zaman rahat edemiyorum. Yazabilmek için okumak lazım. Ben gençliğimde çok okurdum. Okumadan olmuyor.' diye konuştu.
BANA SOLCU GÖZÜYLE BAKARLARDI
Ben Atatürk sevdalısıydım diyen Şükür Kacar Düşünceleri duyguları devrimleriyle yaşayan Atatürk'ü çok sevdiğine dikkat çekerek,' Benim yazılarımdan dolayı ve bana solcu gözüyle bakarlardı. Oysa ben öteden beri Ülkücü, ülküyü seven, biriyim. Bazı arkadaşlar beni solcu olarak bilirlermiş, ama varsın bilsinler. 12 Yaşından beri namaz kılan biriyim. Yıllardır Atatürk ile ilgili yazılar yazıyorum Çocuklarımı da öyle yetiştiriyorum. Benim çocuklarımla da ilgili bir takım şeyler söylediler. Geçtiğimiz yıllarda oğlum beni Afrika'dan arayarak MHP ye oy vermemi istedi. Benim oğluma çok iftiralar atıldı. Ama o ülkesi için MHP ye oy vermemi istedi.
ELAZIĞ BASINI DÜNKÜ KADAR KUVVETLİ DEĞİL
Siyasetçi kimliği ile da tanıdığımız Şükür Kacar ülkenin şu anda bulunduğu durumdan hoşnut olmadığını belirterek, ''Liderlerin birbirine hakaretleri benim hoşuma gitmiyor sert politikalar ülkeye zarar verir ''diye konuştu.
Kacar,' Ülkemiz 15 Temmuz gibi bir badire atlattı. Liderlerin birlikte hareket etmesi gerekir. Liderlerin birbirlerine hakaretleri benim hoşuma gitmiyor. Şu anda ki politikalar hoşuma gitmiyor. Sert politikalar ülkeye zarar verir. Gün birlik ve beraberlik günüdür' şeklinde konuştu.
Şükrü Kacar;'Elazığ basını dünkü basın kadar kuvvetli değil. Burası eskiden doğunun kültür merkeziydi. Eskiden kalemimiz bir başka işliyordu. Severek duyarak yazıyorduk ve Elazığ hep devletinin yanında olmuştur. Hep kale olmuştur. Kale namustur o bakımdan Elazığ basını diğer illere göre bir başkadır.'dedi.
Ben şimdiye kadar yazdığım yazılardan dolayı hiç para almadım. Severek isteyerek yazıyorum. Yazmak bir sevdadır diyen Şükrü Kacar ' Yazdığım yazılardan dolayı hep beni solcu olarak bilirlerdi. Halbu ki, ben Ülkücü, ülküyü seven Milliyetçi ve Atatürkçü biriyim.' diye konuştu.
Türkiye'de 71 yıldır aralıksız yazı yazan tek yazar unvanına sahip olan Şükrü Kacar, 91 yaşında Elazığ 'da yaşamını sürdürüyor. 19 Mayıs 1927'de Çaybağında dünya'ya gelen Kacar yaşamı boyunca sayısız ödüller alırken, onun hayatında ki olmazsa olmazı, 'hep okumak, hep okumak.'Şehrin Kanaat önderlerinden olan Şükrü Kacar Eğitimci Siyasetçi ve Kültür sanat ve gazete yazarlığı ile ön planı çıkarken, Belediye Başkanlığı döneminde Elazığ'a yaptığı hizmetlerde de hep anıldı. Merkezi Elazığ 'da bulunan Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti'nin kurucularından da olan Şükrü Kacar, 'Elazığ basını dünkü basın kadar kuvvetli değil. Burası eskiden doğunun kültür merkeziydi. Eskiden kalemimiz bir başka işliyordu. Severek duyarak yazıyorduk. Ama şimdi öyle değil ' diye konuştu.
İLK YAZIM MARDİ'NİN SESİ GAZETESİNDE YAYINLANDI
Şükrü Kacar 1927 Yılında Palu 'nun eski ismi Kacar yeni ismi Çay bağı olan köyünde dünyaya geldiğini belirterek, doğduğu köyün kendisinin hayatında çok büyük bir anlam ifade ettiğini söyledi.
Şükrü Kacar,'1944'de Kacar köyüne öğretmen olarak atandım. 2 Yıl sonra Aralık 1947'de Kovancılar okuluna başöğretmen olarak atandım. O dönem Palu'ya bağlı büyük bir köylerden biriydi. Göçmenler için yapılmıştı. Daha sonra Palu bölgesi gezici Başöğretmenliğine atandım. Gezici Başöğretmenlik kaldırınca kendi köyüme Kacar okuluna döndüm. 18 Kasım 1951 de evlendim. Veteriner olan Kızım 1952 de Kacar köyünde Dünyaya geldi. Askerlik görevimi Topçu olarak İstanbul Hadım köy ölçme taburunda yaptım. Askerlik görev bitince yeniden öğretmenlik görevime döndüm. Askerlik dönüşü ilk görev yerim Palu Merkez okulunda görev aldım. Bir dostumun önerisi ile 1955'de Hanköy'de başöğretmen olarak atandım. 1 Ay sonra Gazi Üniversitesi Pedagoji bölümünü okuyarak 1957'de bitirip Mardin'e ilköğretim müfettişi olarak atandım.Mardin de iki yıl müfettişlik yaptıktan sonra meslek dersleri öğretmeni olmak için 30 Aralık 1959 Yılında Akçadağ ilköğretim okuluna meslek dersleri öğretmeni olarak atandım. Üç Yıl öğretmenlik yaptık. Daha sonra Elazığ Halk eğitim başkanlığına atandım. 1967 yılına kadar Elazığ 'da çalıştım.1957'de Mardin 'de çalışırken ilk olarak Mardin'in Sesi Gazetesinde gazete yazılarıma başladım. Elazığ 'da ise Yeni Harput Gazetesinde yazmaya başladım. Bu Gazete satılınca 1963'de Turan gazetesine geçtim. Bu süre sonra Elazığ Gazetesinde yazmaya başladım. 1973'de Türk Dili dalında Türkiye'de birincilik ödülü aldım. 1990 yılında Turan Turan'ın ısrarı ile yeniden Turan gazetesine döndüm. 'Ben Türkiye Ben Anadolu' diye bir yazı yazmıştım. Bu yazımdan dolayı 2.Kez Türkiye birincisi olarak seçilmiştim.' diye konuştu.
PALULARIN DESTEĞİ İLE BAĞIMSIZ BELEDİYE BAŞKANI SEÇİLDİM
Şükrü Kacar,' 1968 yazılarım dolayısıyla Elazığ Halk eğitim başkanlığından alınarak Niğde Ulukışla Ortaokulu Türkçe öğretmenliğine gönderildim. Eşimin rahatsızlığı nedeniyle Elzığ 'a geldiğimde vatandaşlar benim siyasete gireceğimden bahis ediyordu. Elazığ'da iken Dönemin CHP'li Senatörlerinden Salim Hazardağlı beni telefonla arayarak, Beni Belediye Başkanı olarak görmek istediğini söyledi. Mehmet Aytuğ hizip yarattı partiden ayrıldı. Siz Mehmet Aytuğ ile görüşün dedi. Bende Aytuğ ile görüştüm. O sana prosedürden bahis ederek ön seçime girilmesi gerektiğini söyledi. Bende 'delegeleri tanımıyorum. Param da yok eğer beni tek aday olarak gösterirseniz aday olurum' dedim. İzin sürem bitimi ile tekrar Ulukışla ya döndüm. Haber çıkmayınca tekrar Salim Hazardağlı ile görüştüm. Hazardağlı' Bizim bu partililer seçim kazanmak niyetinde değil. Ben sizin yanınızdayım. Gerekirse bağımsız girebilirsiniz. Siz Bağımsız da girseniz sizi destekleyeceğim' dedi.
Haziranda seçim yapılacak ben Nisan ayında hastane raporu alarak 1,5 Ay izin aldım. 18 Nisan 1968 günü CHP den sonuç alamayınca bağımsız olarak Elazığ Belediye Başkanlığına aday oldum ve adaylığım kabul edildi. 8 Aday vardı karşımda. Öğretmenlerde destek verdi Palu birlik platformu destek verdi. Paluların büyük desteği ile 2 Haziran da seçimi Bağımsız olarak kazandık.
Yapılan itirazlara rağmen Belediye Başkanlığımız seçim kurulu tarafından onandı. Biz hemen göreve başladık. O zaman Karaçalı suyu dondurulmuştu. Biz hemen açtırdık. Sular akmaya başladı.
Belediye borcu çok fazlaydı işçi maaşları birikmişti. Büyük bir yük üzerimize almıştık. İşçiler bile greve gitmeye çalışıyordu. Fırıncılar Kasaplar zam yapmaya çalışıyordu. Yani Belediye başkanı iken büyük mücadeleler verdik. 1968'den 9 Aralık 1973'e kadar ben Belediye Başkanlığını bütün vicdanımla dürüstlüğümle yaptım. Bakın halen Elazığ 'dayım. 1979'da İstanbul KYK müdürlüğü yaptım. 1980'de Elazığ 'a döndüm ve Elazığ Gazetesinde yazmaya başladım. O dönemki gazeteciler bugünkü gibi cesur değillerdi. Ona rağmen 1981- 83 Yılları arasında üç kez ödül aldım.
Yazı yazmak güzel bir şey. Ben 71 yıldır yazı yazıyorum. 1945'de başlayan yazı hayatım halen devam ediyor. Yayınlanmış 10 Kitap ile 20 Binin üzerinde makale yazdım. 2 Bin Şiirim var. Ben şimdiye kadar yazdığım yazılardan dolayı hiç para almadım. Severek isteyerek yazıyorum. Yazmak bir sevdadır. Gönülden olacak içten gelecek. Ben yazmadığım zaman rahat edemiyorum. Yazabilmek için okumak lazım. Ben gençliğimde çok okurdum. Okumadan olmuyor.' diye konuştu.
BANA SOLCU GÖZÜYLE BAKARLARDI
Ben Atatürk sevdalısıydım diyen Şükür Kacar Düşünceleri duyguları devrimleriyle yaşayan Atatürk'ü çok sevdiğine dikkat çekerek,' Benim yazılarımdan dolayı ve bana solcu gözüyle bakarlardı. Oysa ben öteden beri Ülkücü, ülküyü seven, biriyim. Bazı arkadaşlar beni solcu olarak bilirlermiş, ama varsın bilsinler. 12 Yaşından beri namaz kılan biriyim. Yıllardır Atatürk ile ilgili yazılar yazıyorum Çocuklarımı da öyle yetiştiriyorum. Benim çocuklarımla da ilgili bir takım şeyler söylediler. Geçtiğimiz yıllarda oğlum beni Afrika'dan arayarak MHP ye oy vermemi istedi. Benim oğluma çok iftiralar atıldı. Ama o ülkesi için MHP ye oy vermemi istedi.
ELAZIĞ BASINI DÜNKÜ KADAR KUVVETLİ DEĞİL
Siyasetçi kimliği ile da tanıdığımız Şükür Kacar ülkenin şu anda bulunduğu durumdan hoşnut olmadığını belirterek, ''Liderlerin birbirine hakaretleri benim hoşuma gitmiyor sert politikalar ülkeye zarar verir ''diye konuştu.
Kacar,' Ülkemiz 15 Temmuz gibi bir badire atlattı. Liderlerin birlikte hareket etmesi gerekir. Liderlerin birbirlerine hakaretleri benim hoşuma gitmiyor. Şu anda ki politikalar hoşuma gitmiyor. Sert politikalar ülkeye zarar verir. Gün birlik ve beraberlik günüdür' şeklinde konuştu.
Şükrü Kacar;'Elazığ basını dünkü basın kadar kuvvetli değil. Burası eskiden doğunun kültür merkeziydi. Eskiden kalemimiz bir başka işliyordu. Severek duyarak yazıyorduk ve Elazığ hep devletinin yanında olmuştur. Hep kale olmuştur. Kale namustur o bakımdan Elazığ basını diğer illere göre bir başkadır.'dedi.