YAZLIK SARAY SİNEMASI'NA DAİR

Ket vurmaöğrenme psikolojisinde zihindeki bilgilerin karıştırılması olarak ifade edilen bir kavramdır

TAKİP ET
Ket vurma, öğrenme psikolojisinde zihindeki bilgilerin karıştırılması olarak ifade edilen bir kavramdır.

'Bir bilginin bir diğerinin hatırlanmasını engellemesi veya bozmasıdır.' diye de tanımlanabilir…

Günlük yaşantıdan pek çok örnek verilebilir bu duruma… Örneğin, yeni düzenlenmiş bir dolapta yeri değiştirilmiş eşyaların eski yerlerinde aranması gibi… Ya da araba kullanmaya düz vitesle başlamış birinin birkaç yıl sonra otomatik vitesli bir arabayı kullanmaya başladığında, düz vitesli araba kullanıyormuş gibi bir dizi gereksiz hareketlerde bulunması yahut da bunun tam tersi gibi…

                                                        *****

1970'li yıllara dair, bir yaz akşamı…

Muhtemelen o akşam annem komşularını ağırlayacak. Ve muhtemeldir ki, misafirliğe Kör Meryem, Şaş Fatma, Şişko Nebahat, Süslü Güler, Aysel Hala ve ahir komşular gelecek… Onlar için, yine keyifle geçen bir akşam olacak… Kısırlar yapılıp yiyilecek… Sohbetler edilecek, ilerleyen saatlerde elvaneler çalınıp, şarkılar söylenecek… Hatta Deli Cevdet kızgın bir halde bağırıp, çağırır halde sokaktan geçerse eğer, bu eğlenceye o da dahil edilecek…

Rahmetli babam ise görülen o ki bu akşamı birkaç saatliğine de olsa dışarıda geçirecek…  

O da öyle yapmış… Çareyi sinemaya gitmekte bulmuş… Büyük bir ihtimdigere vizyondaki filmleri kontrol etmiş öncelikle… Ve nihayetinde 'Yazlık Saray Sineması''nda karar kılmış…

                                                            *****

Yazlık Saray Sineması, Gazi Caddesinden Tuncay Sokağa girildiğinde hemen elli metre ötede sağ taraftaydı… Giriş kapısı da bu sokak üzerinde olan, uzun cephesine ait duvarlarının Vali Fahribey Caddesi'ne baktığı yaklaşık 300 seyirci kapasiteli bahçe formunda bir yazlık sinemaydı… Yürürken yere serpilmiş beyaz çakıl taşlarını hissederdiniz ayak tabanlarınızda… Sulanmış toprak kokusunu çekerdiniz göğsünüze yer yer… Duvar kenarlarında ise kendiliğinden bitmiş otları görürdünüz…

Tuncay Sokaktaki giriş kapısının üstü, renk renk ampullerle süslüydü sinemanın… Mavi, kırmızı, yeşil, beyaz… Kapının sağ bitişiğinde ise bilet satış gişesi vardı, parlak sarı ışıklı 'Edison' ampulle aydınlatmalı… Gösteri saatlerine yakın zamanlarda oldukça hareketlenirdi sinemanın önü seyyar satıcılarla… Çerezciler, hıyarcılar, erikçiler, dondurmacılar…

Yazlık Saray Sineması'nın duvarları, yetişkin bir insan boyundan oldukça yüksekti…Dışardan bakıldığında sinema perdesinin üst kısmının çok az bir bölümü görünüyordu… Ya da bana öyle geliyordu o zamanlar… Dış cephesi sarıya çalan bir renk ile boyalıydı duvarların… Sevimli bir mekandı Yazlık Saray Sineması…                                                                             

                                                              *****

Babam bir bilet almış, girmiş içeriye… Kuru tahta iskemlelerden birine oturmuş, Yazlık Saray Sineması'nda filmi izlemeye koyulmuş… Kör Meryemlerin misafirliğe geldiği o akşam…

Seyrettiği filmin atmosferinden kurtulamadığından mıdır? Birkaç gün önce döndüğü İstanbul'un sihirli etkisinden sıyrılamadığından mıdır? Yoksa evdeki şamatanın bitip bitmediğinin zihninde uyandırdığı meraktan mıdır? bilinmez… Filmin bitiminde kapıdan çıkar çıkmaz başka bir alemde bulmuş kendini… Etrafına baktığında tanıdık gelmemiş sokak… Hiçbir yere sapmadan, aşağı doğru yürüdüğünde direk eve varacağı Tuncay Sokak değilmiş burası…

'İstanbul'da mıyım? Elazığ'da mıyım? Neredeyim ben?' diye düşünüp durmuş oracıkta… Zihnindeki bilgiler karışmış… Zihnine 'ket vurmuş' o anda…

Bakmış düşünüp durmanın çaresi yok, önündeki kalabalığın arkasından onları takip etmeye başlamış… Bir taraftan da tanıdık bir obje görmek ümidiyle karanlıklar dahilinde etrafı yoklamaya koyulmuş…

'Yaklaşık yüz metre yürüdüm arkalarından…' demişti. 'İleride ortamın aydınlandığını ve hareketlendiğini gördüm. Hızlandırdım adımlarımı… Bir an önce ışığa kavuşmak sevdasıyla… Sanki kurtuluştu o ışık benim için… Karşımdaki binayı görünce 'Yarabbi! şükürler olsun.' diye haykırdım. Bu akıl ne önemli uzuvmuş?'

Çalıştığı 'Postahane' binasını görmüş karşısında… Dünyalar onun olmuş… Sonradan işin mahiyetini çözmüş… Sinema görevlileri o akşam pek nadir kullandıkları Vali Fahribey Caddesi'ne açılan tahliye kapılarını açmışlar sinemanın…

                                                    *****

Yazlık Saray Sineması da tıpkı diğerleri gibi yitip gitti… Koloğlu Çarşısı'na yerini bırakıp…

Öğrenme psikolojisinde 'Bir bilginin bir diğerinin hatırlanmasını engellemesi veya bozmasıdır.' diye tanımlanır Ket vurma… Özelliksiz yeni binaların eskiye dair kültür mekanlarının yerini alıp bu değerlerin hatırlanmasını engellemesi veya zihni bozması gibi…  Kim bilir?

Bakmadan Geçme