Yazıktır Gençler!
Siyasi partileri ayakta ve zinde tutan gençlik teşkilatlarıdır. Ancak bu teşkilatlar öyle bir bilinç ve donanımda olmalı ki özellikle mensup olduğu parti ve onun misyonuna hâkim, bu görüşün beslendiği kaynaklara vakıf, bu müktesebatın esprisine ve hedefine sahip bir kültür ve donanıma sahip olmalıdır.
Geçmişte sağ ve sol partilerin gençlik kolları ile birlikte gençlik oluşumları vardı ve bunların her biri bir üniversitenin verdiği eğitim ve kültürü verebilecek bir yapılanmaya sahipti.
Sağ ve sol cenahtan, MTTB, Akıncılar, Milli Gençlik Vakfı, AGD, Ülkü Ocakları, Nizam-ı Alem ocakları ve diğer gençlik yapılanmalarının bir heyecan bir mücadele ve bir direnç yönü olmakla birlikte sosyal ve kültürel alandan ekonomiye, dünya sistemleri ve bir çok alanda bir yetişmeyi sağlayan bir okul misyonu ifa ediyordu.
Ancak bu yapılanma özellikle 2000'li yıllarda kayboldu. Bu yapılanmalar, bir misyon ve hayat görüşü okulu olmaktan sıyrılıp yerine herhangi bir resmi kurumda işe girmenin vasıtası ve sıçrama tahtası olarak görüldü.
Bazı gençlerimiz bu yapılanmalara dava ve misyonlarına hizmet etmek için değil hayatlarını kısa yoldan kurtarmanın aracısı olarak gördüler. Burada gençleri de çok suçlamak doğru değil. Zira büyükler, keyfiyet yerine kemiyeti önde tutmuşlardı. Ve sırf kalabalık olsun, teşkilatlar büyük gözüksün diye buna göz yummuşlardı.
Sadede gelirsek. Ak Parti'nin gençlik kollarını dikkatle izliyoruz. Ya doğum günü partilerinde meşale yakılıyor, ya İpekyolun'da şarkı söyleniyor ya da siyasilerin etrafında mutlu mesut görüntüsü veriliyor.
Geçtiğimiz gün Tarım ve Orman Bakanı'nın da katıldığı ve oldukça yoğun bir cemaatin olduğu bir cenaze namazı sonrası, daha mevta araca konmadan, cenaze sahipleri bunun telaşında ve derdindeyken, Gençlik Kollarının Sezai Karakoç'un yıldönümü anısına tatlı dağıtma gibi çalışma içine girmesi insanın içini acıtıyor.
Bazı gençlere bakıyorsun, bırak Sezai Karakoç'tan bir mısra şiir okumayı, kimdir necidir tanımıyorlar bile.
Oysa Gençlik kolları haftalık Sezai Karakoç, Cemil Meriç okumaları yaparak yeni neslin bu misyonla yetişmelerini sağlayabilirler.
Sezai Karakoç anısına bir panel ya da söyleşi yapabilirlerdi. Ya da Karakoç adına şiir yarışmaları düzenleyebilirlerdi.
Her konuda yaşadığımız yozlaşmayı siyaset ve gençlik oluşumlarında da yaşıyoruz. Gençlerin bu tür saman alevi gibi bir görünüp bir yok olan etkinlikleri suya yazı yazmaktır ve hiçbir faydası yoktur. Hem gence hem de partiye bir katkı sağlamaz bu etkinlikler.
Duygulu bir müzik fonuyla iki dakikalık bir görüntü yayınlar ve görevinizi en iyi yapmış olmanın huzur ile yeni bir etkinliği kovalarsınız. Yapılan budur.. Yazıktır gençler. Size de ülkeye de…
Çünkü, ülkemizin sizin gibi gençlerden beklentileri oldukça fazla