YAZIK!
Salı günü CHP grup toplantısında yaptığı konuşma ile Kılıçdaroğlu bir anda ülke gündeminde öne çıktı
Salı günü CHP grup toplantısında yaptığı konuşma ile Kılıçdaroğlu bir anda ülke gündeminde öne çıktı. Yıllardır siyasetin içinde olan, kamu görevlisi olarak çalışmış, batırmış olduğu SSK' da yıllarca Genel Müdürlük yapmış birisi kendisi. Kim kendisine yazıp verdiyse haddini, amacını ve maksadını aşan birçok cümle kurdu. Bu cümleler az ahlak ve edep sahibi olan her insan gibi beni de fazlasıyla rahatsız etti.
Bu cümlelerden birincisi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı hakkında kullandığı, sokak ağzıyla ifade edilmiş, argo içeren ve burada yazamayacağım o cümle... Kılıçdaroğlu bakanın kurduğu hatalı bir cümleden yola çıkarak daha büyük hatalara yol açacak bir cümle kurdu. Kılıçdaroğlu sönük, dinlerken insanı sıkan, kendi içerisinde tutarsız olan konuşmalarına renk katmak istedi herhalde kendince. Bu millet bir kadına hakaret etmenin, ağza alınmayacak şekilde ahlak ve edep dışı konuşmanın yapılmayacağını çok iyi bilir ve bu şekilde cümle kuranlara haddini çok iyi bildirir. Ne oldu da siyasi ahlaktan, siyasi üsluptan, siyasi etikten bahseden Kılıçdaroğlu sokak ağzıyla konuşmaya başladı. O konuşmayı kendisine kim hazırladı ya da kim böyle konuşması hususunda akıl verdi. Kim hazırladıysa da şunu açıkça söyleyeyim kılavuzunu bir an evvel değiştirsin… İşin en acı yanı ne biliyor musunuz? Gece sosyal medya üzerinden kendisini savunmak için yapmış olduğu, içi boş, anlamsız ve kendisini batırdıkça batıran cümleler. Açıklama da ne mantık var ne de tutarlılık.. Akşam başka sabah başka konuşan birinden zaten mantıklı açıklamalar da beklemiyoruz. Ben en çok şunu merak ediyorum Kılıçdaroğlu akşam eve gittiğinde eşinin yüzüne nasıl baktı… Bu konuyla ilgili beni daha fazla hayrete düşüren ve tiksinerek dinlediğim CHP kadın milletvekilleri, Kılıçdaroğlu' nu savunmak adına o kelimenin bir deyim olduğunu ve birini savunmak anlamında kullanıldığını söylediler. Bu nasıl bir koltuk sevdasıdır ki insana bu tip saçma, kendisinin bile inanmadığı bu cümleleri kurduruyor. Hz. Ali' nin de dediği gibi 'Bir gerçeği savunurken, ona önce kendimiz inanmalıyız ki sonrada başkalarını inandırmaya çalışmalıyız'
Gelelim grup toplantısında yapmış olduğu ikinci açıklamaya. Partisinin terör örgütüyle ilişkilendirilmesinden rahatsız olmuş beyefendi. Güler misin ağlar mısın bu açıklamaya. Terör örgütlerinin kandigerarında senin yardımcın gezmedi mi? Terörist cenazesine senin vekillerin gidip gözyaşı dökmedi mi. YPG' ye terör örgütüdür diyemeyen sen değil misin? Seni kim terör örgütleriyle ilişkilendirmiş oldu Kılıçdaroğlu. Kasetle gelmiş, söylediği sözleri tutmayan, bulunduğu ortama göre konuşan, koltuk kapmak için yapmadığı kalmayan birinden ne beklersin ki… Bir de ana muhalefet partisinin lideri olacak Yazık çok yazık…
Bu cümlelerden birincisi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı hakkında kullandığı, sokak ağzıyla ifade edilmiş, argo içeren ve burada yazamayacağım o cümle... Kılıçdaroğlu bakanın kurduğu hatalı bir cümleden yola çıkarak daha büyük hatalara yol açacak bir cümle kurdu. Kılıçdaroğlu sönük, dinlerken insanı sıkan, kendi içerisinde tutarsız olan konuşmalarına renk katmak istedi herhalde kendince. Bu millet bir kadına hakaret etmenin, ağza alınmayacak şekilde ahlak ve edep dışı konuşmanın yapılmayacağını çok iyi bilir ve bu şekilde cümle kuranlara haddini çok iyi bildirir. Ne oldu da siyasi ahlaktan, siyasi üsluptan, siyasi etikten bahseden Kılıçdaroğlu sokak ağzıyla konuşmaya başladı. O konuşmayı kendisine kim hazırladı ya da kim böyle konuşması hususunda akıl verdi. Kim hazırladıysa da şunu açıkça söyleyeyim kılavuzunu bir an evvel değiştirsin… İşin en acı yanı ne biliyor musunuz? Gece sosyal medya üzerinden kendisini savunmak için yapmış olduğu, içi boş, anlamsız ve kendisini batırdıkça batıran cümleler. Açıklama da ne mantık var ne de tutarlılık.. Akşam başka sabah başka konuşan birinden zaten mantıklı açıklamalar da beklemiyoruz. Ben en çok şunu merak ediyorum Kılıçdaroğlu akşam eve gittiğinde eşinin yüzüne nasıl baktı… Bu konuyla ilgili beni daha fazla hayrete düşüren ve tiksinerek dinlediğim CHP kadın milletvekilleri, Kılıçdaroğlu' nu savunmak adına o kelimenin bir deyim olduğunu ve birini savunmak anlamında kullanıldığını söylediler. Bu nasıl bir koltuk sevdasıdır ki insana bu tip saçma, kendisinin bile inanmadığı bu cümleleri kurduruyor. Hz. Ali' nin de dediği gibi 'Bir gerçeği savunurken, ona önce kendimiz inanmalıyız ki sonrada başkalarını inandırmaya çalışmalıyız'
Gelelim grup toplantısında yapmış olduğu ikinci açıklamaya. Partisinin terör örgütüyle ilişkilendirilmesinden rahatsız olmuş beyefendi. Güler misin ağlar mısın bu açıklamaya. Terör örgütlerinin kandigerarında senin yardımcın gezmedi mi? Terörist cenazesine senin vekillerin gidip gözyaşı dökmedi mi. YPG' ye terör örgütüdür diyemeyen sen değil misin? Seni kim terör örgütleriyle ilişkilendirmiş oldu Kılıçdaroğlu. Kasetle gelmiş, söylediği sözleri tutmayan, bulunduğu ortama göre konuşan, koltuk kapmak için yapmadığı kalmayan birinden ne beklersin ki… Bir de ana muhalefet partisinin lideri olacak Yazık çok yazık…