YAŞANANLAR

Türkiye Futbol Federasyonu 1. Lig'de geçtiğimiz hafta sonu yaşananlara gözümüzü çevirdiğimizde gidişatın Arap saçına dönmesini beklemeden çok iyi düşünmemiz gerektiğini bir kez daha gördük. Öncelikle ayaklarımızın yere sağlam basması gerektiğini, Atı alanın Üsküdar'ı geçtiğini görmemek için her maçın ayrı, ayrı düşünülmesi gerektiğinin altını çizerek, ahlarla, vahlarla geriye dönüp bakmamak adına, acilinden kan ihtiyacımızı bir an evvel tedarik etmemiz gerekir diyorum. Öncesine baktığımızda, kendi evimizde ligin şu anda tek havlu atmış takımı gibi görünen Mersin İdman Yurdu'nu mağlup ettik. Adını kurtuluş reçetesi koyduk. Samsun'a koştuk, galip gelebileceğimiz maçta rakibimiz diyerek bir puana şükür ettik. Kupa maçında Galatasaray'a karşı özellikle maçın ikinci yarısında bizimde emin olduğumuz biz istersek böyleyiz gerçeğini Türkiye'ye gösterdik. Farkında olmadan bir şeyi gözden kaçırdık. Bayram Bektaş'ında maçtan önce dediği gibi, rehavete kapıldık, ayaklarımız yerden kesildi. Döndük evimize o havayla nasıl olsa yeneriz dediğimiz ve son bir kaç sezondur mağlup olmadığımız Denizlispor'u misafir ettik. Ayaklarımız yere değmediği için getirdikleri horozu kesip onlara yediremedik. Horoz bize kaldı, baş edemedik, sonunda çark ettik. Şimdi geriye dönüp bakmaya kalksak söylenecek, yorum yapılacak torbalar dolusu kırılmaya gelmiş ceviz buluruz, kabuğu bize kalır korkusuyla torbaya karışmamayı tercih ediyoruz. Bizim her zaman savunduğumuz ve sahip çıktığımız gerçeklerimizle yolumuza devam etmek istiyoruz. Öncelikle şunu belirtmekte fayda görüyorum. Ben mağlubiyete takmıyorum diyebilirim. Çünkü oynamadık ve galip gelecek hiç bir şey üretemedik. Bir kaç pozisyonumuz oldu, rakibe bir o kadar pozisyonda biz verdik. Ligin en az gol yiyen takımıydık bunu da kaybettik. Fakat Elazığspor'un iyi takım olduğunu, Elazığspor'un bulunduğu yeri hak etmediğini ve Elazığ sporun yıkılmayacağına, pes etmeyeceğine olan inancımızı hiç bir zaman yitirmedik. Can sağ olsun, geçen sezon play-off mücadelesi veren ve bize yaşatan bu takım yine bunu başaracaktır diyorum. Şimdi geriye ilk yarı için üç maçımız kalıyor. Denk takımlar gibi görünen üç takım ve Elazığspor. İnşdigerah bu üç maçtan en iyi sonuçlarla en fazla puanı toplayan takım biz oluruz diyorum. Biraz da bu ligde oynanan ve oynanacak olan diğer maçlara bakacak olursak neler söyleyebiliriz diye analiz yaptığımızda karşımıza, geçtiğimiz hafta üç deplasman takımının galibiyeti çıkıyor. Denizlispor, Sivasspor ve Balıkesir takımları bu konuda haftanın en krlı takımları olurken, Boluspor'un liderlik için ayağına daha öncede gelen kısmeti bu hafta sahasında Balıkesir'e kaybederek nasıl teptiğini görüyoruz. Lider Malatyaspor'un üçüncü kez mağlup olarak üç haftalık kötü gidişatını sürdürdüğünü izlerken her takımın inişli ve çıkışlı günlerinin olabileceğine sığınıyoruz. Göztepe takımının, Boluspor'un puan kaybı ile ikinci sıraya yükselip liderle puan farkının bire inmesi diğer takımlarında iştahlanmasına yol açarken, Şanlıurfaspor'da yaşanan hoca değişikliği ve ödenen paralar Altınordu gibi yükselişte olan bir takıma patlarken, haftanın en gollü maçına da Mersin İdman Yurdu'nu altı farklı skorla geçen Eskişehirspor imza atmış oldu. Bu hafta sonuna gözümüzü çevirdiğimizde ise Sivasspor ile Göztepe arasında oynanacak maçın yanı sıra Adana Demirspor ile Boluspor maçı da, ilginin doruk noktasına çıktığı maçlar olarak karşımıza çıkarken, haftanın açılış maçında Cuma günü Elazığspor'umuz Antep Belediye'ye konuk olacak. Allah gönlümüze göre versin diyerek, bizden yana bol kazançlı bir hafta sonu diliyorum.