YARIN BİZİM GÜNÜMÜZ

 

                                                             

 

Yarın 10 Ocak. Yani bizim günümüz. Bir gazeteyi, bir haberi, bir tv programını ya da dergiyi zamanında yetiştirebilmek için alın teri döken gazeteci arkadaşlarımızın günü yarın.

Her türlü zorluklarına, tehlikelerine, risklerine karşın emeğin karşılığının tam alamayan gazeteci arkadaşlarımızın günü yarın.

Haberini, , köşe yazısını, çektiği bir haberin ekranlarda ve gazete sayfalarında görünce tüm yorgunluğunu unutan, görevi bazen muhabir, bazen dizgi ve montaj olan ve bu yaptığıyla insanlarımıza küçücük de olsa faydasını görünce gönül huzuruyla yastığa başını koyan meslektaşlarımızın günü yarın.

Patronajda kim olursa olsun, mesleğini halkın hizmetine, kalemini insanlığın emrine veren, onuruyla yaşamaktan başka bir sermayesi de olmayan gazetecilerimizin günü yarın.

Ve yarın onlardan ziyade yine tıpkı 9 patron olayında olduğu gibi kendilerinden çok herkesin;  siyasetçinin, yöneticinin, ne yaptığı belli olmayan bazı STK başkanlarının ve tüm kutlamalarda onların başkalarının hamaset yapıp ahkm keseceği yürekli meslektaşlarımızın günü.

 

HEM BAYRAM HEM DRAM

Türk basın tarihine 'Dokuz patron olayı' olarak geçen ve gazetecilerin haklarının ilk kez yasal güvence altına alındığı gün olan 10 Ocak 1961 tarihi çalışan Gazeteciler günü olarak yarın kutlanıyor.

4 Ocak 1961'de kabul edilen ve basın çalışanlarının bazı haklar ve yasal güvence sağlayan '212 sayılı kanun' adıyla yapılan düzenlemenin Resmi Gazete'de yayınlanma tarihi olan 10 Ocak, her yıl kutlamaların da adı oldu.

Söz konusu düzenleme, iş sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması, sözleşmelere işin türü ve ücret miktarının yazılması gibi gazetecilerin sosyal ve yasal haklarını belirleyen hükümleri içeriyordu.

PATRONLAR DİRENİYOR

10 Ocak 1961 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan kanunla birtakım çalışma güvencesi ve özlük haklarına kavuşan ve gazetelerin gerçek kahramanları olan çalışan gazetecilere verilen bu yasal hak o dönem gazete patronlarını ciddi halde üzmüş.

Yetkililerden ve özellikle siyasetçilerden bir kuruşun hakkını sorma ve güya hak ve adalet naraları ve manşetleri atan patronlar iş kendilerini patron yapan işçilere gelince haktan ve hukuktan vaz geçerek ve işçileri tehdit etmek ve ceplerinden para çıkmasın diye gazetelerini 3 gün çıkarmamayı bile göze aldılar.

 

9 PATRON VAKASI

Bu yasa ile kendilerine yüklenen sorumlulukları kabul etmek istemeyen 9 gazete patronu (Akşam, Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Milliyet, Tercüman, Vatan, Yeni İstanbul ve Yeni Sabah) 212 sayılı yasanın ve Basın İlan Kurumu'nun oluşmasına ilişkin 195 sayılı yasanın mesleki sakıncalar doğuracağını iddia eden bir ortak bildiriye imza atarak gazetelerini 3 gün kapadıklarını duyurmuşlardı.

 'Dokuz patron olayı' olarak basın tarihine geçen bu gelişme üzerine işsiz kalan gazeteciler de sessiz kalmayarak boykot boyunca 'Basın' adlı bir gazete yayımlamaya karar vermişlerdir.

CUMHURİYET BİLE…

Çalışanların yasal güvenceye kavuşması ve emekçinin hakkının karşılığını verilmesi konusunda her dönem ezilen ve sömürülen işçilerin mücadelesini veren, emekçilerin hak emek sloganları ile ortaya çıkıp yakma, yıkma ve kan dökmeye varan 1 Mayıs eylemlerini her zaman destekleyen sosyalist ideolojinin amansız savunucusu Cumhuriyet Gazetesi'nin de bu patronlara katılması ne yazık ki bu gazetenin asıl misyonunun ne olduğunu anlamaya yetmemişti birileri için.

BAYRAMDI, 'GÜN' OLDU

Kanun tarafından verilen yasal haklarının patronlar tarafından boykot edilmesi üzerine basın emekçileri tarafından çıkartılan Basın Gazetesi,  11 Ocak günü yayına başladı ve üç günlük boykot sırasında düzenli olarak yayını sürdürdü. Çalışan Gazeteciler Günü, bu olayın bir sonucu olarak ortaya çıktı. 10 Ocak, 'Çalışan Gazeteciler Bayramı' olarak kutlanmaya başladı. Ancak 1971 yılındaki askeri müdahaleden sonra çalışan gazetecilerin daha önce yasayla verilen hakları yine askeri yönetim tarafından yasa ile geri alınınca üzerine kutlama isminden 'bayram' kelimesi çıkartılarak yerine gün kelimesi getirildi ve ' 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü' olarak değiştirildi.  Bu adımla çalışan gazetecilerin bayramı da sade 10 yıl sürebildi.

VEFANIN ADI FIRAT HAVZASI GAZETECİLER CEMİYETİ

10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününü ilimizde her yıl düzenli olarak kutlayan ve bunu salt sahada çalışan gazetecilere ve ailelerine dönük yapan kurumlarımızdan biri de köklü bir geçmişe sahip, bünyesinde birçok gazeteci yetiştiren Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti oluyor.

Kendisi de çocukluk yaşlarından itibaren bu sektörde olmuş, çıraklıktan gazete sahipliğine kadar sektörün her bir kademesinde bulunmuş değerli ağabeyimiz Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Semih erdem uzun süreden beri bu programı hazırlamakla meşgul.

Yönetim kurulu ile birlikte aylardan beri hazırlık yapan ve programa il valisi, milletvekilleri, belediye Başkanı, Emniyet Müdürü ve Jandarma komutanı dışında hiçbir kamu kurumu müdürü ve STK yetkilisinin davet edilmediği programa sadece çalışan gazeteciler ve onların aileleri davet edildi.

Akgün otelde bu akşam gerçekleştirilecek programa eşleri ve çocukları ile birlikte katılacak gazeteci arkadaşlarımız yılda bir bile olsa bir araya gelmenin mutluluğunu yaşayacaklar. Ekran ya da sayfa yüzü olmayan, kurumların arka planında ve mutfağında çalışan gizli kahramanlarımızı görme fırsatı bulacağımız programda duayen gazetecilerin de anılarını anlatması bekleniyor.

Hakimiyet Gazetesi olarak, başta desteğini her zaman yanımızda hissettiğimiz Hakimiyet Gazetesi İmtiyaz sahibi Sayın Ahmet Toprak, gazetemizin muhabirinden, dizgicisine, köşe yazarından dağıtıcısına ve matbaa da çalışan tüm personelin ve tüm Elzığ medya kuruluşlarında görev yapan fedakr meslektaşlarımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutluyor, sağlık, mutluluk ve başarılar diliyoruz.