YAPICI ELEŞTİRİ BAŞARININ PARÇASIDIR
Bayram Bektaş'ın dönüşüne en çok sevinenlerden ve bunun doğru bir karar olduğunu savunanlardan biriyim
Bayram Bektaş'ın dönüşüne en çok sevinenlerden ve bunun doğru bir karar olduğunu savunanlardan biriyim. Halen aynı fikirdeyim, değişen bir şey yok. Bir adım geri attığım da yok. Zira savunduklarımızın Elazığspor'un başarısı ve menfaatleri çizgisinde olmasına dikkat etmek durumundayız. Borç batağında olan kulübün bu tünelden çıkması için güçlü bir yönetim kuruluna ihtiyaç olduğunu söyleyen de, takımı tanıyan ve kadrodaki birçok ismin transferini gerçekleştiren Bayram Bektaş'ın gelişini tasdikleyen de biziz… Aklın yolu bir sonuçta… Mersin İ.Y. maçının ertesindeki yazımız arşivlerde… Güzel günler göreceğimizi htiğimizi dile getirdik. Geçmişteki doğruların arkasında durulması ve yanlışları düzeltmek için sürekli arayış içinde olunması halinde tabi… Zihinler çalıştıkça, alternatifler gelişir. Alternatifsiz sonuca gidemezsiniz. Dereyi geçerken atınızı değiştiremezsiniz mesela… Atınızı doğru bir şekilde kullanırsınız. Dere biter, oturur kararınızı verirsiniz. Değişecekseniz, ancak o zaman değişirsiniz.
***
Tom ve Yiğit cezadan dönünce; Bilgiç, Berk ve Ali Fırat üçlüsünü nasıl kullanacağını merakla bekliyordum Bektaş'ın… Arkadaşlarımla maç sohbeti yaparken sesli düşündüğüm oldu defalarca… Şöyle bir tezim vardı. Ligin en az gol atan takımı kimdi? 4 golle Samsunspor… Ligin en az gol yiyen takımları kimdi? 10 golle Yeni Malatyaspor ve Elazığspor… Bu veriler şunu gösteriyordu. Zaten az yiyen bir ekiptik. Gerideki mevcut 4'lüyü bozmadan (Ali Fırat, Mehmet Yiğit, Murat Kalkan, Onur Güney); Tom, Berk ve Bilgiç'ten birini kulübeye çekip, oyunun sıkıştığı anlarda elindeki kozu içeri atacak şekilde bir stratejik plan çizilebildi. (Örneğin: Serdar-Ali Fırat, Yiğit, Kalkan, Onur-Çağrı, Traore, Kayalı- Tom, Bilgiç ve Ömer…) Böylelikle Berk'in etkili kanat performansını rakibin gardını düşürdükten sonra devreye sokabilirdiniz. Ama Bayram hoca, en zayıf halkaya dokunmayı tercih etti, kolayına kaçtı. Ali Fırat'ın yerine Bilgiç'i çekip, Tom ve Berk'i her iki çizgiye göndermeyi daha akılcı buldu. Bu düzende 3 silahını da aynı anda kullanmayı istiyordu. Peki, işler yolunda gitmezse kulübedeki kozunuz kimler olacaktı? Lamjed ve Mesut… Her iki oyuncu da bugünkü performanslarıyla hamle taşı olarak düşünülebilir mi? Muamma… Berk, Tom ve Bilgiç'ten birini tetikte bekletsen B planında rahat etmez misin? Edersin… Hatta o hamleyle maçı bile koparabilirsin.
***
İlk yarı boyunca organize olmakta güçlük çeken takımda 42. dakikada oyundan alınan Ömer'in sahayı terk ederken sergilemiş olduğu tavırları asla tasvip etmiyorum. İtirazım değişikliğin yapıldığı dakikaya… Sakatlık olur, çizdiğiniz duran top oyununu yapamaz, disiplinsizlik gösterir, takımın çarklarını bariz bir şekilde bozar oyuncunuz anlarım. Ama devreye 3 dakika kalırken genç bir oyuncunuzu takımın ve izleyenlerin önüne atmamalısınız. Varsa hatası soyunma odasına kadar beklersiniz. Orada alırsınız formasını… Çekersiniz fırçanızı… Kol kırılır, yen içinde kalır derler… O kolu devre arasında kırabilirsiniz, bitime 3 dakika kala değil… Elbette benimle aynı fikirde olmayan okurlarımız olacaktır. Herkesin görüşüne saygılıyım. Zira yanlış, dünyanın her yerinde yanlıştır. Yapanın kim olduğu önemli değil… Konuyla ilgili sosyal medyada yaptığım paylaşıma 'yapılan değişikliklerle galibiyet gelseydi yine aynı şeyi düşünür müydünüz?' şeklinde yorum yapan arkadaşlar oldu. Şunu herkesin bilmesini isterim. Samimi bir şekilde eleştiri getiren, camianın menfaatlerini ve başarısını gözeten hiç kimse skora göre yazı yazmaz. Galibiyet halinde bile gördüğüm yanlışı yazarım. Önemli olan da bu zaten… Maçı kazanabilecek pozisyonları bulmuş olabiliriz. Kazanabilirdik de… Yapamadıysak da, kaybetmedik deriz yola devam ederiz. Ama yanlışlarımızı görelim. Maça başlayan kadro, kğıt üzerinde sahada olabilecek en etkili isimlerden kurulu olabilir. Oradaki sıkıntı, yedek kulübesinin etki gücünün düşük olmasıydı. Zincire bağlı şekilde devam etti sonrasında… Teknik heyete düşen görev, takım içindeki sıkıntıları kapalı kapılar arkasında gidermektir. Bunu yapabilecek kalitede kenar yönetimimiz… Dileğim en kısa sürede bunu gerçekleştirmeleri ve devre arası kamp dönemine kadar alınabilecek en maksimum puanları toplamaları… Hadi hayırlısı…
***
Tom ve Yiğit cezadan dönünce; Bilgiç, Berk ve Ali Fırat üçlüsünü nasıl kullanacağını merakla bekliyordum Bektaş'ın… Arkadaşlarımla maç sohbeti yaparken sesli düşündüğüm oldu defalarca… Şöyle bir tezim vardı. Ligin en az gol atan takımı kimdi? 4 golle Samsunspor… Ligin en az gol yiyen takımları kimdi? 10 golle Yeni Malatyaspor ve Elazığspor… Bu veriler şunu gösteriyordu. Zaten az yiyen bir ekiptik. Gerideki mevcut 4'lüyü bozmadan (Ali Fırat, Mehmet Yiğit, Murat Kalkan, Onur Güney); Tom, Berk ve Bilgiç'ten birini kulübeye çekip, oyunun sıkıştığı anlarda elindeki kozu içeri atacak şekilde bir stratejik plan çizilebildi. (Örneğin: Serdar-Ali Fırat, Yiğit, Kalkan, Onur-Çağrı, Traore, Kayalı- Tom, Bilgiç ve Ömer…) Böylelikle Berk'in etkili kanat performansını rakibin gardını düşürdükten sonra devreye sokabilirdiniz. Ama Bayram hoca, en zayıf halkaya dokunmayı tercih etti, kolayına kaçtı. Ali Fırat'ın yerine Bilgiç'i çekip, Tom ve Berk'i her iki çizgiye göndermeyi daha akılcı buldu. Bu düzende 3 silahını da aynı anda kullanmayı istiyordu. Peki, işler yolunda gitmezse kulübedeki kozunuz kimler olacaktı? Lamjed ve Mesut… Her iki oyuncu da bugünkü performanslarıyla hamle taşı olarak düşünülebilir mi? Muamma… Berk, Tom ve Bilgiç'ten birini tetikte bekletsen B planında rahat etmez misin? Edersin… Hatta o hamleyle maçı bile koparabilirsin.
***
İlk yarı boyunca organize olmakta güçlük çeken takımda 42. dakikada oyundan alınan Ömer'in sahayı terk ederken sergilemiş olduğu tavırları asla tasvip etmiyorum. İtirazım değişikliğin yapıldığı dakikaya… Sakatlık olur, çizdiğiniz duran top oyununu yapamaz, disiplinsizlik gösterir, takımın çarklarını bariz bir şekilde bozar oyuncunuz anlarım. Ama devreye 3 dakika kalırken genç bir oyuncunuzu takımın ve izleyenlerin önüne atmamalısınız. Varsa hatası soyunma odasına kadar beklersiniz. Orada alırsınız formasını… Çekersiniz fırçanızı… Kol kırılır, yen içinde kalır derler… O kolu devre arasında kırabilirsiniz, bitime 3 dakika kala değil… Elbette benimle aynı fikirde olmayan okurlarımız olacaktır. Herkesin görüşüne saygılıyım. Zira yanlış, dünyanın her yerinde yanlıştır. Yapanın kim olduğu önemli değil… Konuyla ilgili sosyal medyada yaptığım paylaşıma 'yapılan değişikliklerle galibiyet gelseydi yine aynı şeyi düşünür müydünüz?' şeklinde yorum yapan arkadaşlar oldu. Şunu herkesin bilmesini isterim. Samimi bir şekilde eleştiri getiren, camianın menfaatlerini ve başarısını gözeten hiç kimse skora göre yazı yazmaz. Galibiyet halinde bile gördüğüm yanlışı yazarım. Önemli olan da bu zaten… Maçı kazanabilecek pozisyonları bulmuş olabiliriz. Kazanabilirdik de… Yapamadıysak da, kaybetmedik deriz yola devam ederiz. Ama yanlışlarımızı görelim. Maça başlayan kadro, kğıt üzerinde sahada olabilecek en etkili isimlerden kurulu olabilir. Oradaki sıkıntı, yedek kulübesinin etki gücünün düşük olmasıydı. Zincire bağlı şekilde devam etti sonrasında… Teknik heyete düşen görev, takım içindeki sıkıntıları kapalı kapılar arkasında gidermektir. Bunu yapabilecek kalitede kenar yönetimimiz… Dileğim en kısa sürede bunu gerçekleştirmeleri ve devre arası kamp dönemine kadar alınabilecek en maksimum puanları toplamaları… Hadi hayırlısı…