Yanlışta Israr Mı?
Dün Hakimiyet'e Göre köşesinde 'MEM'in Yanlış Kararı' başlığıyla dile getirdiğimiz sorunun ardından çok sayıda mesaj ve telefon aldık. Arayanlar kız öğrenciler ile bunların aileleriydi. Problemin dile getirilmesinden dolayı teşekkürlerini iletmekle kalmayıp çözüm noktasında desteklerimizi beklediklerini ifade ediyorlardı.
Bu haberimizin ardından İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nden açıklama geldi.
Bilgi Notu başlıklı açıklamada şu görüşlere yer verilmişti:
“MEM'in Yanlış Kararı Başlıklı Haberle İlgili Olarak Bilgi Notu;
Elazığ İmam Hatip Anadolu Lisesi binasında eğitim gören Cumhuriyet Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin bu eğitim öğretim yılında öğlenci oldukları için kışın geç saatlerde okuldan çıkacakları ve mağduriyet yaşayacakları, ailelerinin de bu nedenle tedirgin oldukları haberde ifade edilmiştir.
Ancak; Cumhuriyet Kız Anadolu Lisesi öğrencileri için yapımı devam eden yeni, modern ve donanımlı okul binamız 1 ay içerisinde tamamlanarak eğitim öğretime açılacaktır. Kız öğrencilerimiz de kış aylarına kalmadan, çok kısa bir zaman diliminde kendi okullarında normal eğitimle eğitim öğretimlerini sürdürecektir. Bu nedenle öğrencilerimiz hiç bir mağduriyet yaşamayacak, yeni okul binalarında eğitimlerine devam edeceklerdir. Kamuoyuna Saygıyla arz ederiz.”
Açıklama yapılmış ama sorunun çözümüne dair adım atılacağına dair bir bilgi yoktu bilgi notunda. Özetle; kız öğrenciler, yıkılan ve yapımı bir yıl sürecek okulları dolayısıyla zaten bir ay sonra yine misafir olarak kalacakları başka bir okula nakledileceklerdi. Kaldı ki taşınacakları okul, açıklamada söz edilen ve yapımı bir ay sonra tamamlanacak denen okul değil, o okulun yanında bulunan ve halen yapımı devam eden okulun eski öğrencilerine tahsis edilen başka bir okuldu.
Kız öğrencilerin hangi okula taşınacakları çok problem değil. Asıl problem öğlenci olarak merkez imam hatip lisesine bir ay devam edecek olmalarıydı.
Hakimiyet olarak üşenmedik ve bir ayda tamamlanacak denen okulu gezdik. Bir ay değil şubat tatiline kadar tamamlanamayacağını gördük. Dolayısıyla bir ay sonra taşınacakları açıklamasının gerçekçi olmadığını müşahede ettik. Zira binanın içinde nerden baksanız üç aylık bir iş vardı.
Bir an için okulun tamamlandığını ve kız öğrencilerin bu okula taşınacağını varsayalım. Bir ay için olsa da kız öğrencilerin sabahçı, erken öğrencilerin öğlenci olmasında ne kusur ve mahsur var.
Öğrenci isyan ediyor, veliler endişeleniyor ve bu duyarlılıkla valilikten böyle bir düzenleme bekliyorlarsa bunun olmaması için engel ne? Hani halkı için çalışan ve onları mutlu etmek isteyen devlet anlayışı?
Biraz araştırma yapınca o engelin ne olduğu da ortaya çıktı. İddiaya göre Meğer Merkez İmam Hatip Lisesi müdürü böyle olmasını istiyormuş ve böyle olmuş. Meğer müdürümüz, Milli Eğitim Bakanlığında Genel Müdür olan bir sınıf arkadaşının desteğini almış. Kız İmam Hatip Lisesi Müdürünü de baskılayarak bu kararı aldırmış ve önce Elazığ Milli Eğitim Müdürlüğü ardından da Elazığ Valiliğine kabul ettirmiş. Ne güç değil mi? Bu gayreti, azmi ve inadıyla(?) terfi edip Bakanlıkta Daire Başkanı olmayı hedefliyormuş.
Anlayacağınız bir okul müdürünün şahsi düşüncesi ve kaprisi, il yöneticilerinin kararı olup çıkıvermiş.
Konu Hakimiyet'te gündeme geldikten sonra sosyal medya mecralarında da tepkiler oluştu. Konu, değişik mecra ve vasıtalarla ilimiz valisi ve milletvekillerine kadar ulaştı.
Oysa bu mesele bu kadar büyütülecek ve içinden çıkılmayacak bir sorun da değildi. Madem bu sorun bir ay sonra çözülecekti o zaman neden kız öğrenciler bir aylık süreyle sabahçı olmasındı? Neydi bunun izah edilemeyen ve çözüm bulunamayan ve yok yere bir kriz haline dönüşme gerekçesi?
Çok basit ve atılacak küçük bir adımla çözülecek bu problem, bir okul müdürü sebebiyle siyasi krize ve yöneticiler ile siyasilerin zor durumda kalmasına sebep olabiliyorsa vah halimize… Böylesine basit bir meselede bile çözüm bulamıyor ve problemi gideremiyorsak, “sahipsiz Elazığ” söylemini güçlü ve haklı kılacak bir koz vermiyor muyuz birilerine?
Mili Eğitim Müdürlüğü ile Elazığ Valiliği'nin; bir müdürün aldığı ve izah etmekte zorlandıkları, kendilerini de zora sokan kararda direnmek yerine halkı, öğrencileri ve velilerin taleplerine dikkat kesilerek adım atmaları gerektiğine inanıyoruz. Zira bu meselenin daha üst makamlara gitme ve çözümün epey yukarlardan gelme istidat ve ihtimali var. İyisi mi iyilik bizde kalsın ve değil sorun, tartışma konusu dahi olamayacak bu problem çözüm bulsun...