YA GÖSTERİLMEYEN RESİMLER..
Bir resim, bir görüntü ve bir kare çok şey anlatır. Yaşanan dramların da sevinçlerin de asıl manası resimlerde görünür. Dramı da trajediyi de ele veren; spontane bir an, yokluğu ve yoksunluğu anlatan duruş ve habersizce çekilen resimdir.
Türk örf ve adetlerine göre her kim gelir ve selam verirse buna aynıyla karşılık vermek ve mukabelede bulunmak gibi çok güzel bir hasletimiz var.
Bu şehirde, hiç kimsenin selamı havada kalmaz, kimsenin iyi niyetli temennası karşılıksız kalmaz. Ya da biz öyle bilirdik…
Ama günün birinde birkaç resim düşer telefonunuza. Ve bir bakar, bin ah çekersiniz.
Selam var alınmayan, temenna var karşılık bulmayan, kalpten çıkan bir güzel duygu var belki, görülmeyen. Bir insan; hangi acıların, hangi hayal kırıklıklarının dramını ve ıstırabını yaşar ki kendisine verilen bir selamı bile almaz ya da almak istemez…
Hangi kırgınlıklardır ki, misafir bile olsa, şehrin ulaşılması zor bir şahsiyeti de olsa selamını elleri cebinde kerhen alır ya da almaz. Hangi yaralı gönüldür ki, değil selam almak, iltifatlar ve övgüler bekleyen zevatın yüzüne bile bakmak istemez.
Hangi umarsızlıktır ki, o beldenin sözde saygın insanlarını da yanına alarak yapılan bir ziyaret, sinek vızırtısı kadar ses çıkarmaz, yankı bulmaz ve hatta 'ne yüzle geldiniz' duygusuyla arkalar dönülür, görmezden gelinir…
Bu duygular, seçilerek ve özenle üzerinde tartışarak paylaşımlar resimler üzerine yazılmış cümleler. Ya uygun bulunmayıp da paylaşılabilir nitelikte bulunmayan resimler.
Ya, 'burada şu anlam çıkar, burada çok ilgisiz ve lakayt bir duruş var, buradan hiç takılmamış bir umarsızlık var, burada büyük bir memnuniyetsizlik ve hoşnutsuzluk var' diyerek elenen resimler… Kim bilir onlar neyi haykırıyor ve neyi anlatıyordu…
Resimler, görüneni ve dışa vurulanı değil, gerçekleri ve özü anlatır bazen.. Ve bir kare çok şey söyler çok şey anlatır.. Anlayabilme ferasetimizi yok etme Allah'ım.. Amin..
Türk örf ve adetlerine göre her kim gelir ve selam verirse buna aynıyla karşılık vermek ve mukabelede bulunmak gibi çok güzel bir hasletimiz var.
Bu şehirde, hiç kimsenin selamı havada kalmaz, kimsenin iyi niyetli temennası karşılıksız kalmaz. Ya da biz öyle bilirdik…
Ama günün birinde birkaç resim düşer telefonunuza. Ve bir bakar, bin ah çekersiniz.
Selam var alınmayan, temenna var karşılık bulmayan, kalpten çıkan bir güzel duygu var belki, görülmeyen. Bir insan; hangi acıların, hangi hayal kırıklıklarının dramını ve ıstırabını yaşar ki kendisine verilen bir selamı bile almaz ya da almak istemez…
Hangi kırgınlıklardır ki, misafir bile olsa, şehrin ulaşılması zor bir şahsiyeti de olsa selamını elleri cebinde kerhen alır ya da almaz. Hangi yaralı gönüldür ki, değil selam almak, iltifatlar ve övgüler bekleyen zevatın yüzüne bile bakmak istemez.
Hangi umarsızlıktır ki, o beldenin sözde saygın insanlarını da yanına alarak yapılan bir ziyaret, sinek vızırtısı kadar ses çıkarmaz, yankı bulmaz ve hatta 'ne yüzle geldiniz' duygusuyla arkalar dönülür, görmezden gelinir…
Bu duygular, seçilerek ve özenle üzerinde tartışarak paylaşımlar resimler üzerine yazılmış cümleler. Ya uygun bulunmayıp da paylaşılabilir nitelikte bulunmayan resimler.
Ya, 'burada şu anlam çıkar, burada çok ilgisiz ve lakayt bir duruş var, buradan hiç takılmamış bir umarsızlık var, burada büyük bir memnuniyetsizlik ve hoşnutsuzluk var' diyerek elenen resimler… Kim bilir onlar neyi haykırıyor ve neyi anlatıyordu…
Resimler, görüneni ve dışa vurulanı değil, gerçekleri ve özü anlatır bazen.. Ve bir kare çok şey söyler çok şey anlatır.. Anlayabilme ferasetimizi yok etme Allah'ım.. Amin..