YA GERÇEK DUYGULARINI SÖYLESELERDİ?

Sevgili okur, yönetmenliğini Ricky Gervais'in yaptığı 'Yalanın İcadı' isimli filmi izlediniz mi, bilmiyorum

TAKİP ET
Sevgili okur, yönetmenliğini Ricky Gervais'in yaptığı 'Yalanın İcadı' isimli filmi izlediniz mi, bilmiyorum. İzlemeyenlere şiddetle tavsiye ediyorum…

                Filmin sinemografik değeri düşük. Kostümler, meknlar, çekim, oyunculuk vasat sayılır. Lakin konu muhteşem…

                Kısaca filmi özetleyeyim, sonrasında konuyu bizim büyülü taşramıza bağlamaya çalışacağım…

                Bir dünya hayal edin. Hiç kimse ama hiç kimse yalan söylemiyor. Yalan kavramı bilinmediği için herkes karşısındakine tamamen doğruları söylüyor.

                Patronundan nefret eden çalışan kendisine günaydın diyen patronuna rahatlıkla 'senden nefret ediyorum!' diyor. Karşınızdakine küfür mü etmek içinizden geçiyor, saydır gitsin! Zira kendini tutup, yalandan bir diyaloga girme şansın yok. Mahrem yok, sır yok, takiye yok… Yalan yok, yalan! Anlaması ne zor ama!

                Hiç kimse yalan söylemediği için söylenen her şeye insanlar inanıyor. Hani birisi çıkıp, 'ben kanatlanıp uçabiliyorum' dese, insanlar ona bile inanıyorlar. Çünkü söylenmişse, mutlaka doğrudur diye düşünülüyor…

                Sonra bir şekilde yalan icat ediliyor. Devamı izlenmeye değer…

                Filmin devamını anlatmayayım, izlemek isteyenlerin keyfi kaçmasın. Şu kadarını anlasak yeter… Yalansız bir dünya… İmknsız bir rüya!

*****

                Filmi ve yalansız bir dünyayı kafanızda canlandırabildiyseniz kendi günlük hayatınıza uyarlamaya çalışın… Kan gövdeyi götürürdü herhalde?

                Peki ya böyle bir dünya hakikaten olsaydı, bizim yerel protokol bir masa etrafında sohbet etselerdi, ortaya acaba nasıl bir diyalog çıkardı?

                Koşun komşular, cümbüş var!

Vali: Öncelikle kfjfıv oalduyfıu ldmnhfu, kdkdıucyvc! Sonra socdkjvhf gogkvmnfh odcjdrg… Oooohh, rahatladım!

Belediye Başkanı: E bende, fufcuvhgfk kfpoamclkfr ösanxhfcır paıcxmfuy! Aynı şeyi düşünüyoruz…

Vekil-2: Bi dakka bi dakka, ben var ya, kdıdyxsber ıovıucrn dnod poıcmrhery meıucyvc… Çok şükür!

İl Başkanı: Şunu belirtmeliyim ki, oslcmfıu ofmvhfy olsjeruyvn ovıfufn kvfkvjf nvljh. Devam edeyim mi?

Kulüp Başkanı: Şimdi şu hususu arz edeyim ki, ben fıdşmvıru nvşaınua  nvrgıugn n ır nbyı… Şişmiştim vdigera, iyi oldu!

Vekil-3: Yani aslında ben kfjdrıouy oırjmvşroın vcroıenv nverybvgı odlcmfdu kvdofvıru. Bu kadar yeterli sanırım…

Vekil-4: O zaman ben var ya dşovruın nşvoıerngu vnşeroın nvertun netrılonş. O belediyedeki işçiye de aynısını söyleyin!

Vekil-1: Mevzu ne!?

Cengiz: Öncelikle hepinize saygılarımı arz ediyorum. Bu birlik beraberliğinizden ötürü hepinizi ayrı ayrı tebrik etmek istiyorum! Elazığ hiç olmadığı kadar ele ele vermiş, kenetlenmiş durumda. Hürmet eder, saygılarımı sunarım efendim!

*****

                Sizce yalanı hangisi icat etti acaba?

                Ulan Cengooo, ulan Cengooo! Sen var ya sen!

CEVAP HAKKINA SAYGI

                Bu köşede yazılan yazılarla ilgili olarak medeni ölçülerde cevap hakkını kullanmak isteyenlere kapımın her zaman açık olduğunu biliyorsunuz. Daha önce birkaç defa kişilerin cevap haklarına saygı gereği açıklamalarına yer vermiştim.

                Elazığspor ve İmar Komisyonu başlıklı yazımda yazdıklarımın bir kısmı hem yanlış anlaşılmış hem de komisyon üyesi Sayın Mehmet Tügen bazı açıklamalarda bulundu. Şöyle ki;

                Resmi verilere göre Elazığ'da otuz binin üzerinde Bingöllü varmış. Ben sayıyı böyle bilmiyordum.

                Ayrıca Sayın Tügen ve ailesi çok eskiden beri Elazığ'a yerleşmişler. Hatta Sayın Tügen'in babası rahmetli Hamza Yanılmaz zamanında belediye meclis üyeliği yapmış, bilmiyordum.

                Belediye meclisinde üç tanede Tuncelili varmış. Bingöl'de de 5 tane Palulu varmış…

                Hülasa benim 'diğer iller niye siyasetimizde etkili' sorusu boşta kadı!

                Gerçi Elazığspor ve imar rantlarının vekillerce gündeme gelmesi üzerine yazılmış hissi bir yazı olduğunu kabul etmem gerekiyor. Elazığspor sahipsiz kalmadı, gerginliğimiz de bitti.

                Hoş bu şehri bu hale Bingöllü hemşerilerimiz getirmedi ya! Dedikodu, iftira, çekememezlik,…

                Cevap hakkını kullanmış olduk. Her nerede bir yanlış olduğunu düşünürsem, yazmaya devam edeceğim. Haydi feyk hesaplar, kahramanlık zamanı!

Bakmadan Geçme