Valla Takdir Ediyoruz…
Seçimlere dört gün kala adayların çalışmaları yanında meclis üyelerinin de saha çalışmalarına şahitlik ediyoruz.
Favori partilerin meclis üyesi adaylarını anlıyoruz ama sıralamalarda dördüncü, beşinci hatta altıncı olacak partilerin, onuncu daha sonraki sırada aday olanların heyecanlı ve gayretli çalışmalarına çok anlam vermiyoruz.
Bu partiler içinde fikir ve ideal partisi olanları elbette ayırmak lazım. Zira bu partilere mensup insanlar, olaya zafer değil sefer açısından baktıkları için ve ulvi bir gayeye hizmet ettiklerine inandıkları için samimiyetle çalışıyor ve sonucu çok da dert etmiyorlar.
Ancak bu özelliği olmayan bulvar partilerindeki adayların çok ciddi masraflar yaparak ve tek tek arayıp ya da ziyaret ederek seçim çalışması yapmalarını anlayamamakla birlikte takdir ediyor ve gıpta ile izliyoruz.
Demek ki ortada bir inanmışlık var. İdeolojik ve fikir bir alt temeli olmasa da partisine bir adanmışlık var. Heyecanlı çalışmaları, defaatle arayarak destek istemeleri ve bunda ısrarlı olmaları karşında “ya senin kazanma ihtimalin yok ki niye kendini heder ediyorsun” desek de hiç birinde en küçük bir gevşeme ve modunun düşme hadisesini görmüyoruz.
Siyaset nasıl bulaşıcı bir özellik ve karakter arz ediyorsa artık, gerçekten “kendine pozitif” insanlara bakıp heyecanlarını takdir ediyoruz. Keşke herkes siyasetteki gösterdiği azim ve gayreti kendi mesleğinde de gösterebilse.