UZUN ADAMIN TEK BAŞINA SAVAŞI

Türkiye yargı darbesini de yaşadı. Mustafa Başer adlı bir hakimin 75 kişi için verdiği tahliye kararı Türk yargı tarihine kara bir leke olarak geçecek.

Hemen şunu hatırlatayım. Ben şucu ya da bucu değilim.

Ben ülkemin yandaşıyım.

Ancak, paralel yapının kökünü kurutmanın zamanı gelmiştir. Türkiye'yi Suriyeye çevirmek isteyen üst aklın yaptıkları yenilir yutulur değil artık.

Türkiyeye karşı yürütülen psikolojik savaş artık legal olarak yürütülmeye başlandı.

Yargı tarafından hazırlanan darbe girişimini de gördük. Üst aklın emri ile adeta savaş açıldı ülkemize.

Daha önceki yazılarımızda da belirttik. Bu ülkede Paralel Yapıya karşı tek başına savaşan Sayın Cumhurbaşkanı oldu diye.

Evet Sayın Cumhurbaşkanı Paralel Yapı konusunda tek başına kaldı. Partisinin Milletvekillerinden bir tanesi çıkıp bir kelime söylemedi.

Buna bizim Elazığ Milletvekilleri dahil.

Türkiye'nin Milli muhalefeti(!) ise adeta yapılanları alkışlarcasına sesiz kalmayı yeğledi.

Yazıklar olsun.

23 Nisanda yaşananlar  başkaldırıdır.

AK Partili Milletvekilleri sahalarda ama, hani konuşan yok.

Seçim öncesi yapılan yargı darbesini konuşan Milletvekili adayı yok.

Niye yok? Çünkü korkuyorlar konuşmaya.

Seçim öncesi yapılan yargı darbesini iyi analiz etmek gerekir.

Devlet gücünü göstermelidir. Seçimleri provoke etmek için düğmeye basıldı.

Türkiye duruşunu göstermelidir.

Sahaya çıkan Milletvekili adayları yasal devlet mi? Yoksa illegal yapı mı? İşleyecek bunu anlatmalı.

Milletin vekilleri devleti anlatmalı. Devlet ya vardır ya da yoktur demeli. Halkın gücünü yanına almalı. Türkiyeye süngüsünü çevirenleri deşifre etmeli.

Avrupa birliği başkanı da Türkiye'de ki seçimleri önemsediğini belirterek, Koalisyon olmasını istediklerini beyan etti. Bu sözlere tek laf eden yok.

Türkiyeyi Suriyeye çevirmek isteyen paralelcilerle  uzun adamın tek başına   mücadelesi devam ediyor.

Bu mücadelede tek başına hayatını otaya koyan Recep Tayyip Erdoğan'ın yol arkadaşları kayıp.

Paralel yapının  TV kanalında sözde Profesör geçinen bir zat-ı muhterem, Cumhurbaşkanını ölümle tehdit etti.

Cumhurbaşkanının yol arkadaşlarından bir tanesi bile çıkıp karşılık vermedi.

Hani neredesiniz? Millettin vekilleri nerede…?

Hani geçmişte kanka olduklarınızla ilişkileriniz bozulur diye mi tek laf etmiyorsunuz?

Etmeyin!.. Ülke kan gölüne dönünce siz nereye kaçacaksınız?

Pennsylvania'ya mı?

Yoksa,  cehennemde yer mi ayırdınız bize?...