Utandınız mı?
Şehrimize her atanan Vali ve diğer bürokratlarla ilgili peşin hükümle 'Acemi Ocağı, Elazığ'a Kaymakam Atandı, İlimiz İlçe mi Oldu? Siyasetçilerimiz Uyuyor mu?' serzenişiyle başlayıp 'beni tanı, ben buyum, ona göre!' aba altından sopa gösterme seremonisinden sonra, herkesin bildiği ve son aylarda ifşa edildiği gibi kısa süre sonra işi tornistana bağlayıp yıkama yağlama ritüelleri ile daha önce tukaka ettikleri yöneticileri övgülere boğup methiyeler dizilen, tayini çıktığında da ardından ağıtlar yakılan idarecilere yönelik bilindik ve maksadı ifşa olunduğu için herkesçe bilinen bazı kişilerin klasik jargon ve nakaratı Fırat Üniversitesi Rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Fahrettin Göktaş için de aynen tekrar edilmişti.
Fırat Üniversitesi rektör olarak atanmasının ardından belli bir kesim tarafından “Elazığlı rektör istiyoruz” sözleri ile eleştirilen Prof. Dr. Fahrettin Göktaş'a o dönem tek destek Hakimiyet'ten gelmiş ve hatta “Elazığlı rektörleri de gördük” manşetiyle yeni rektörün Elazığlı olmamasının avantajlarını tek tek sıralamıştık.
Geçtiğimiz hafta ulusal medyada yer alan ve aynı soy isimli onlarca akademisyenin olduğu ortaya çıkmasıyla da bizlerin ne kadar haklı olduğu bir kez daha kanıtlanmıştı.
FÜ Rektörü Prof. Göktaş, o gün için yazdıklarımız çerçevesinde bizleri mahcup etmedi ve kısa zamanda yaptığı çalışmalar ile hem kendisini eleştirenleri mahcup etti hem de iyi bir idareci nasıl olur onu gösterdi…
Birçok önemli çalışmaları hayata geçiren Rektör Prof. Dr. Göktaş, diğer idareci ve yöneticilerin pek de yapmadığı bir uygulama ile gecenin geç saatlerinde hiç de alışık olmadığımız bir şekilde Fırat Üniversitesi Hastanesi Acil Servisini denetledi.
Gece saatlerinde koruma polisi ve makam aracı olmadan yalnız olarak hastaneye giden Rektör Prof. Dr. Göktaş, hastane yönetimine bilgi vermeden Acil Servis bölümlerini önce uzaktan gözlemledi, bir süre izledi ve ardından denetledi.
Hasta kayıt gişesinden, acil servis müdahale ve muayene alanlarına kadar bütün birimleri tek tek denetleyen Göktaş daha sonra hastaneden ayrıldı. Yanına hiç kimseyi almayan Rektör Göktaş'ın bu denetimi ise o an hastanede bulunan bir hasta yakını tarafından resimlendi ve sosyal medyada paylaşıldı.
İnsanların derdini kendine dert eden bir idarecinin en güzel örneği oldu rektörümüz… Birçok kurum müdürü o saatler de uyurken kendisi denetlemelere çıkarak vatandaşların yaşadığı zorlukları canlı canlı gördü.
Hem de normal bir vatandaş olarak. Yanında koruması yok makam şoförü yok… Her şeyden önemlisi son dönemlerde neredeyse mobese kameralarına bile konuşma hevesi ve aşkı olan bazı reklam sever bürokrat ve yöneticiler yerine ülkemizin böyle idarecilere ihtiyacı var…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın her zaman ifade ettiği gibi “ HALKA EFENDİ DEĞİL HİZMETKÂR OLMALIYIZ” sözünün en güzel örneğini rektör hocamızın reklama kaçmadan gizlice yaptığı denetimler ile halkın yaşadığı bir problem var mı yok mu diye merak ettiği ve bizzat inceleme yaptığı olayla yaşadık.
Gurur duyduk ve şehrimiz adına mutlu olduk. İnşallah rektörümüz birçok kurum müdürüne örnek olur…
Bu olayla, Prof.Dr. Göktaş'ın rektör olarak atanması sonrasında “Neden Elazığlı değil” teraneleri ile tam tam dansı yapan bazı çevreler biraz utanmış ve hayal kırıklığı yaşamışlar mıdır bilinmez ama morun bir renk olduğunu anlamışlardır diye düşünüyoruz.