'Üşüyorum'
Şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nun kendi sesinden duyduğumuz ve sanki karlar içinde donarak ölümünü yıllar önce anlatmış şiiri geliyor bu dondurucu ve ayaz gecelerde.
“Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum..”
Şiirinin Yazıcıoğlu'nun zindan hayatını anlatan ve sonunda ölüm anını sanki yıllar öncesinden resmeden bu dizeler, kim bilir kimlerin de halini anlatır, durumunu dile getirir.
Buz gibi hava, bıçak gibi keskin ayaz.. Ve gidecek bir yuvan, çalacak bir kapın ve barınacak bir korunağın yok. Yürüyerek ısınmaya, koşarak donmamaya, ıssız sokaklarda ıslık çalmaya çalışıyorsun. Evlerin yanan ışıkları, belli bir hedefe yönelen ve muhtemelen evine giden insanları görüyorsun ve öykünüyorsun.
Sokak kedilerine imreniyorsun. Üşümüyor ve bir yuvaları var diye mutluluklarını gözlemliyorsun. Çöp atmaya çıkan ve bunu fırsat bilerek sigarasını yakan gençleri, dersten çıkmış öğrencileri görüyorsun. Belli saate kadar müşteri bekleyen ama çok da umduğunu bulamayan esnafları, kahvehane sakinlerine, üzerine önlük çekerek taze çiğköfte yapıp satan emekli amcayı görüyorsun.
Tüm bu gördüklerin, yılın yeni yıla evrildiği Aralık ayının son günlerinde ve son demlerinde yaşanıyor. Sonunda dua ediyorsun. Rabbim kimseyi yersiz yurtsuz, yuvasız ve vatansız etmesin diye…