Usta köşe yazarımız TRT GAP radyosunda yayınlara katılmaya devam ediyor

Elazığlı Araştırmacı Gazeteci yazar Bedrettin Keleştimur TRT GAP Radyosunda Harput ve Ardıçoğlu'nu anlattı.

Yazar Keleştimur katıldığı yayında; “Destan Şairimiz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, kadim şehir Harput'un
dokuz asrını mısralara nakış nakış öylesine işlemişler ki; “Harput'ta
bir câmi… dünden yadigar/ “Sarayhatun” diye bir namı vardır/ Ol camiin
narin minaresinde/ Uzun Hasan Bey'in endâmı vardır/ Beşyüz yıldan beri
şol minareden/ Ulu peygamberin selâmı vardır/ Uyumaz Harput'un
evliyaları/ Dillerinde Allah kelamı vardır/ İhtiyar “Kale”nin, Ulu
Câmiin/ Mazide pek şanlı eyyamı vardır/ Her sabah yeşeren tevhit
nurunun/ Nesiller boyunca peyamı vardır/ Balak Bey, at üzre
Kayabaşı'nda/ Elinde vatanın ilamı vardır!”
Harput, Malazgirt- 1071 Zaferinden 14 yıl sonra, Çubuk Bey tarafından
fethedilecektir. Harput, Bursa'dan 214 yıl önce, Edirne'den 276 yıl
önce ve İstanbul'dan 368 yıl önce fethedilecektir. Harput, stratejik
öneme sahip tarihi bir Türk yurdudur. Bu yıl, Harput'un 939.ncu yıl
dönümünü kutlamaktayız.
İran Tebrizli şair Nesir Payguzar, Harput için şöyle der; “Harput,
Asya'nın gül bahçesidir/ Bu kadar güzellik onun besidir/ O ki,
şöhretini yüceltip arşa; Kulaklara çarpan müzik sesidir!”
Sadık Kemal Tural, “Şiir olmasa dünya çöl olurdu!” diyorlar. Bizlerin
Harput'la muhabbeti şiirin ilham kanatlarında demlenmiş sohbet tadını
sürekli korumuştur… Harput'a her çıktığımızda sürekli düşünmüşümdür…
Bu şehrin, kadim tarihini ne kadar biliyoruz? Özellikle de, Harput
tarihinin içerisinde derin izler bırakan efsanevi kahraman, “Harput
Hükümdarı Belek Gazi'yi ne kadar biliyoruz?”
Bu soruların ışığında, Harput Tarihini ve Harput Hükümdarı Balak Gazi
eserlerini bizlere kazandıran bir münevver insan; Nurettin
Ardıçoğlu'nu bir daha rahmetle anmak istiyorum. Nurettin Ardıçoğlu
rahmetli, bir gazeteci, araştırmacı yazar, eğitimci, siyaset adamı ve
Elâzığ Şehrinin müteşebbis şahsiyetleri arasında yerini alırlar.
Rahmetli Ardıçoğlu, Türkiye'nin de, hizmetleriyle tarihi izler bırakan
Turizm Bakanıdır… Bugünkü yazımızda/ sohbetimizde rahmet mekân,
‘şehrin tarih öğretmeni' Nurettin Ardıçoğlu'nun hayatını sizlerle
paylaşmak istiyorum
Rahmetli, Nurettin Ardıçoğlu, Elazığ'ın ye­tiştirmiş olduğu güzide
şahsiyetle­rinden…
Rahmetli Ardıçoğlu'nu; bir eğitimci, siyaset bilimcisi, bir
mü­teşebbis olarak Elazığ insanı yakın­dan tanır.
Ama 'gündemi yakalayan...' Mücadeleci bir gazeteci kimli­ğiyle belki
de tanıyanımız azdır.
Rahmetli Ardıçoğlu'nun ilk görev yeri İzmir'dir.
Burada değişik okullar­da tarih öğretmenliği yaparken; İz­mir'de
çıkmakta olan Türk Yurdu ve Aramak isimli edebi dergilerde ede­bi yönü
ağırlıklı tarihi konulan can alıcı nok­talarıyla yakalayan yazıları
çıkmaya baş­lar. “Ben gurbette deği­lim, gurbet benim içimde…” Tarih
maziyi tefekkür, geçmişe ya­pılan gönül yolculuğu­dur. Bu yolculukta
geçmişe hasret var­dır. O anı yaşama ar­zusu vardır.
Ardıçoğlu'nun ikinci görev yeri, doğup büyüdüğü Elazığ'dır.
Harput'taki tarihi eserlerin birçoklarının kitabeleri Ardıçoğlu
tarafından okun­muştur.
Palu, Pertek ve yöredeki tarihi eserler üzerinde araştırmalar yap­mış
ve bugün Elazığ Valiliği'nin ya­yın hayatına kazandırdığı Harput
Tarihi isimli eseri kazandırmıştır.
Be­lek Gazi ismi üzerinde durmak isti­yorsanız, buyurun sizlere tek
kaynak eser, rahmetli Ardıçoğlu'nun güçlü tasvirleriyle tatlı
serüvenine taşıyan Belek Gazi isimli esere başvurunuz derim.
Ardıçoğlu, İstanbul Hukuk Fakültesine başlarken kendisini daha farklı
bir ortamın içerisinde bulacak­tı. İstanbul'da aktif gazeteci olarak
görmekteyiz, rahmetliyi! Tanin gazetesinde dış siyaset makaleleri,
Cumhuriyet gazetesinde gece sekreterliği ve yazı işleri mü­dürlüğü
yapar.
Bilahare Elazığ'a gelen Ardıçoğlu Doğu Postası adı altında bölge
ga­zetesi çıkarmaya başlar. Bu başlı başına bir cesaret, bir yürek
işidir. İşte, Anadolu basınının içindeyiz. Günümüz Türkiye'sinde bile
acıma­sız sıkıntıların ne denli bu sektörde var olduğunu düşünmek bile
yeter…
Bakınız, Ardıçoğlu hiçbir zaman kendisini yazı dünyasının dışarısın­da
bırakmaz. Ankara'da, çok güçlü muhalefet esprileriyle dolu yazılarını
Kudret'te yazdığı başmakalelerinde görüyoruz.
Bir avukat, bir gazeteci ve politikacı olarak 1960'lı yılların
eşiğinde bu şahsiyeti çok yönlü ola­rak görüyoruz. 1961 yılında
Elazığ'ımızı temsil ederek meclistedir. 1963 yılında İnönü kabinesinde
Ba­sın Yayın Turizm ve Tanıtma Bakanı olarak Devlet adamı hüviyetiyle
kar­şımızdadır. Türkiye'nin ilk Turizm Bakanı olarak da ismi
anılmaktadır. O yıllarda Ajans Türk'e yaptığı mülakatında, özel
teşebbüs, tatil köyleri, yabancı sermaye, turizm endüstrisi gibi
kavram­ları 35 yıl öncesinin Türkiye'sinde gün­deme taşıma cüreti­ni
göstermiştir. Uzak görüşlü, ufuk derinliği, fikirlerini hayata
geçirmedeki güçlü iradesi ile iz bırakacaklardır.
Bizler Ardıçoğlu'nu; 1965'lerin özellikle Elazığ'a soluk aldı­ran
simaları arasın­da görüyoruz. Av. Fik­ret Memişoğlu, İshak
Sunguroğlu, N. Yıldırım, Cena­ni Dökmeci gibi şahsiyetlerle bir
ekoldür.
Kültür ve sanatımıza dam­galarını vuran okuldur. Bu güçlü
şahsiyetler, Elazığ'ın ufkunu açmış­lardır. Görüş alanlarını
genişletmiş­lerdir. Gelecek nesillere hizmette vakıf zihniyetini bir
atölyeye dönüştürmesini bilmişlerdir. Geçtiğimiz yıllarda bu şehrin
gün­demine Teknik Üniversite gerçeğini taşımıştık. Bunun özlemini
Fırat Teknik Üniversitesi adıyla meclise kanun teklifi vererek, büyük
bir özveriyle ça­lışan, rahmetli Ardıçoğlu olmuştur. Rahmetli Süleyman
Demirel'i, Güniz Sokakta bulunan evinde ziyaretimizde bizlere; “en
büyük idealim Ankara'nın doğusunda Elâzığ'da bir Teknik Üniversitenin
açılmasıydı!” diyecekler. 1970'li yıllarda, Elâzığ Şehri,
“metropoliten şehir olarak tanımlanıyor ve Türkiye'de ilk 8 şehir
arasında yer alıyordu!” Nereden nerelere gelmişiz? 1960'lı, 1970'li
yıllarda Elâzığ Şehrinde, ‘güçlü bir aydın hareketi…' olduğunu
söyleyebiliriz.
Merhum Nurettin Ardıçoğlu'nun hayat hikâyesini bir daha özetle
geçelim; “1914 yılında Harput'ta doğdu. Babası Muallim Nail Bey,
Annesi Pembe Hanımdır. Gazi Eğitim Enstitüsü ve İ. Ü. Hukuk
Fakültesinden bitirecektir. Elâzığ ve İzmir'de, Tarih, Fransızca ve
İngilizce öğretmenliği yapacaklar. Osman Bölükbaşı ile Millet
Partisini kuracaklar. Türkçülük- Turancılık fikrinin içerisinde yer
alacaklar. 12 ve 13. Dönem Elâzığ Milletvekilliği ile Turizm ve
Tanıtma Bakanlığı yaptılar.!”
Keban Holding... 1970'li yılların ayrı yankısıdır. Bu müteşebbis ruhu,
bugün de görmek en büyük arzu­muzdur. Kalem sahibi, taşıdığı mis­yona
sahip olmalıdır. Gazeteci, içe­risinde yaşadığı dünyayı dışa açan gaye
ve ufuk İnsanıdır. Böyle bir uf­ku, mücadeleci yapısıyla Ardıçoğlu'nda
gördük… Elazığ, böyle mümtaz şahsiyetleri bağrından çıkardığı için şanslı” ifadelerine yer verdi.

Özel Haber

Bakmadan Geçme