Üretim Anadolu'ya yayılmalı

İstanbul'da meydana gelen 6.2 şiddetindeki deprem, bu doğal afete hem canıyla hem malıyla büyük bir bedel ödemiş bir ülke olan Türkiye'nin gündemini bir kez daha bu noktaya çevirdi. Birçok uzmanın İstanbul'da meydana gelecek bir depremde 'Türkiye ekonomisi çöker' tezi çerçevesinde başlık açılması gereken konuların başında depremin beklendiği Marmara Bölgesi'nde yoğunlaşan üretim noktalarının Anadolu'ya yayılması geliyor.

Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini tarihsel süreçte farklı zaman dilimlerinde meydana gelen şiddetli sarsıntılarla ödedik. En son Maraş depremleriyle on binlerce vatandaşımızı kaybederken milyarlarca dolarlık ekonomik kayıp yaşadık. Deprem gerçeği bir kez daha İstanbul'da meydana gelen 6.2'lik depremle kendini hatırlatırken Türkiye gündemine yeniden bu doğal afeti aldı.

Ne yazık ki ülkemizdeki en büyük sorun bu tarz afetleri meydana geldiği gün ve sonrasındaki kısa bir sürede ele almamız ancak daha sonra farklı gündemler nedeniyle bu gerçekten koparak günlük hayatımıza devam etmemiz. Bu noktada Hakimiyet Haber, deprem gerçeğinden hareketle başta Marmara Bölgesi'ne yoğunlaşan sanayi ve üretim yatırımlarının Anadolu'ya yayılması olmak üzere yıllardır dile getirdiği hususları bir kez daha derledi. Deprem konusunda Türkiye hangi adımları atmalı? İşte detaylar…

GEÇİCİ OLARAK DEĞİL, DEPREM HER AN GÜNDEMİMİZ OLMALI

Son olarak 2020 Elazığ, hemen sonrasında İzmir ve son olarak Kahramanmaraş depremleriyle on binlerce insanımız bu doğal afet nedeniyle hayatını kaybetti. Bunun yanında onarılması zor bir ekonomik kayıpla yüzleşmek zorunda kaldık. Üretim, istihdam ve ülkemizin gelişip kalkınması için harcanacak milyarlarca dolarlık kaynak depremin oluşturduğu yaraları sarmak için kullanıldı. Ülkemiz bu acı gerçekle yüzleşirken, deprem konuştuğumuz tek konu oldu. Uzmanlar yapılması gerekenler için günlerce, haftalarca dil döktü ancak deprem gerçeği yine sadece artçı sarsıntılarla hatırladığımız geçici gündemimiz haline geldi.

Ülkemizin bu konudaki en büyük sorunu ise depremin geçici olarak gündem haline gelmesi. Bunun yerine Türkiye, bu konuda kısa, orta ve uzun vadeli planını hazırlamalı ve sadece Marmara'da değil ülkenin dört bir yanına özel olarak oluşturulacak bu planlarla sadece üst yapı değil başta altyapı ve ekonomi konularında olmak üzere önlemlerini afetler yaşanmadan almalı.

KENTSEL DÖNÜŞÜM İHMAL EDİLEMEZ

Ülkemizin deprem konusundaki en büyük zaaflarından biri de kentsel dönüşüm. Ne yazık ki vatandaşlar 15-20 metrekarelik farklar yüzünden bile canlarını ve mallarını hiçe sayarak anlaşma kültürünü geliştiremiyor. Zaman zaman yasal olarak bazı değişiklikler yapılsa da Türkiye bu konuda hl vatandaşların kendi arasında anlaşmasını bekleyen bir ülke görünümü çiziyor. 2 kardeşin bile bir arsa üzerine yıllarca uzlaşma sağlanamadı bir ülkede bu duruma seyirci kalmak yerine sert yasalarla kentsel dönüşüm teşvik edici değil zorunlu bir yapıya büründürülmeli. Başta İstanbul olmak üzere her ilin kendi yapısına göre gerekli teşvikler depremler yaşanmadan yapılmalı. Son depremler Türkiye'nin bu konudaki büyüklüğünü ve devletin baba rolünü net bir şekilde gösterdi. Yüz binlerce konut yapma gücümüz evler yıkıldıktan ya da hasar aldıktan sonra değil önce devreye girmeli.

ALTYAPI VE HABERLEŞME SORUNU ÇÖZÜLEMİYOR

Depremler konusunda bir diğer zafiyet ise GSM operatörlerinde bulunuyor. Her deprem sonrasında konuşulan konu, aşırı yüklenme nedeniyle baz istasyonlarının çökmesi konusu yıllardır bir sorun olarak karşımızda dururken İstanbul'da meydana gelen deprem bu konuda henüz bir ilerleme kaydedemediğimizi gösteriyor. Hem vatandaşların eğitilmesi hem de bu konudaki sorunların çözülmesi için gereken adımların atılması şart.

ULAŞIM SORUNU BÜYÜK TEHLİKE

Türkiye'de depremlerin neden olduğu sorunlardan biri de ulaşım. İstanbul'da meydana gelen deprem sonrası havayolu firmaları dev zamlarla bu olağanüstü süreci aşmaya çalışsa da olası büyük bir depremde hem şehir içi hem de şehirlerarası ulaşımda sınıfta kalacağımız net bir şekilde görünüyor. Hem deprem meydana gelen illere yardım gönderilebilmesi hem de depremzedelerin bu illerden taşınabilmesini sağlamak amacıyla ulaşım yatırımlarına hız verilmesi gerekiyor. Hızlı tren gibi bir nimetin belirlenen stratejik plana göre ancak 2040 yıllarda ulaşması beklenen Anadolu'nun tamamına bu hizmetin yayılması için yeni bir planlama ve yatırım süreci şart.

EN ÖNEMLİ KONU EKONOMİ

Türkiye'nin en fazla konuşması ve tartışması gereken konuların başında ise olası bir İstanbul ya da herhangi bir büyük depremde ülke ekonomisinin nasıl etkileneceği konusu gelmeli. Özellikle Marmara Bölgesi'ne yoğunlaşan üretim ve sanayi ağı büyük bir handikap. Marmara Bölgesi'nde meydana gelecek bir depremde bu illerin hepsi etkileneceğinden yatırım ve üretimin Anadolu'ya yayılması şart. 6. Bölge Teşviki gibi destekleyici mekanizmaların devreye alınması ve yatırımların Anadolu'ya yayılması sağlanmalı. Devlet eliyle de büyük yatırımların Anadolu'ya yayılması elbette ki özel sektörü de teşvik edecektir.

LOJİSTİK MERKEZLER KURULMALI

Türkiye'de deprem konusunda ülkenin tamamını bir ağ gibi örecek hepsi birbiriyle bağlantılı lojistik ve stok merkezlerinin kurulması ise başka bir zorunluluk. Olası depremlerde arama kurtarma, yardım gibi faaliyetlerin bu merkezlerden ve tek elden koordine edilmesi en son Maraş depremlerinin ortaya koyduğu bir gerçek olarak karşımızda duruyor.

Özel Haber

Bakmadan Geçme