ÜNİVERSİTELERDE İŞ GÜVENCESİZ İSTİHDAM DAYATMASI KABUL EDİLEMEZ

Eğitim-Bir-Sen  2 No'lu Şube Başkanı  Haluk ARAS, doktora mezunu araştırma görevlilerinin sözleşmeli bir şekilde istihdam edilmeye çalışılmasının kabul edilemez old

TAKİP ET
Eğitim-Bir-Sen 2 No'lu Şube Başkanı Haluk ARAS, doktora mezunu araştırma görevlilerinin sözleşmeli bir şekilde istihdam edilmeye çalışılmasının kabul edilemez olduğunu ifade ederek bu yanlış adımdan bir an önce YÖK'ün geri adım atması gerektiğini söyledi. ARAS “ TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda görülecek olan 1/837 Esas Numaralı Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 19 uncu maddesiyle 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa bazı ek maddeler getirilmesi tasarlanmaktadır” diye konuştu

Tasarıya göre araştırma görevlileri kadrolarına atamaların 2547 sayılı Kanunun 50/d maddesi kapsamında yapılması öngörüldüğünü hatırlatan ARAS “ 33/a maddesi kapsamındaki atamalar dahi iş güvencesi açısından tam bir garabet örneği iken tüm araştırma görevlisi kadrolarına atamaların 50/d gibi iş güvencesinin esamesinin okunmadığı bir yolla yapılmaya kalkışılması iş bilmezlik değil ise vahim bir hatadır. Bu durum 50/d maddesinin amaç ve işlevine de aykırıdır. Doktora mezunu akademisyen açığının hızla büyüdüğü bir ortamda YÖK'ün araştırma görevliliğini cazip hale getirecek adımlar yerine özel sektörde mevcut (!) iş güvencesini dahi mumla aratır bir düzenlemeye teşebbüs etmesi, bu kurumun gerekliliğini ve yeterliğini bir kez daha sorgulanmasına vesile olacaktır diye kaydetti.

Yine Tasarıya göre AR-GE faaliyetlerinde bulunmak üzere doktora sonrası yedi yıllık süre içinde sözleşmeli olarak doktora sonrası araştırmacı istihdamı öngörülmek istendiğini vurgulayan ARAS “AR-GE faaliyetlerinin süreklilik gerektiren ve sonucu önceden görülemeyecek şekilde dışsdigerık boyutu olan bir süreç olduğu dikkate alındığında bu amaca ulaşmanın en iyi yolunun iş güvencesi sağlayacak kadrolu ve sürekli bir istihdam olduğu açıktır. AR-GE faaliyeti yürütebilecek kadar donanımlı akademisyenlerin ve bilim insanlarının iş güvencesiz bir çalışma şeklini kabul edeceğini düşünmek ham bir hayaldir. Bunun da ötesinde söz konusu maddede, bu istihdam şeklinin amacına aykırı bir şekilde herhangi bir bilimsel katkı üretemeyecek kişilerin üniversite içinde istihdamı şeklinde kötüye kullanılmasını engelleyecek bir mekanizma bulunmaması önemli bir eksikliktir. İş güvencesiz bir istihdam modeli öngören Tasarıdan bir an önce vazgeçilmeli; kamuoyuna akademisyenlerin zeytin ağaçlarından daha değersiz olduğu mesajı verilmemelidir” diye dile getirdi.

Bakmadan Geçme