'Tuğlayı hizasında, iti yuvasında…'
Türkiye, Diyarbakır'daki kan donduran Narin olayını konuşuyor.
Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde kaybolduktan sonra 19'uncu günde cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin adli süreç devam ediyor.
Gerek kayıp olarak arandığı dönem gerek ailesi hakkında kamuoyunda dolaşan iddialar gerekse cesedin saklanma şekli, Türkiye'de infiale neden oldu.
Türkiye adeta olaya kilitlendi, suçluların bulunup cezalandırılmasını bekliyor.
Bu kan donduran cinayet bir yandan da tıpkı Narin gibi canice katledilen onlarca sembol ismi, travmatik cinayeti akıllara getirdi, hafızaları tazeledi.
Belirsiz aralıklarla sık sık yaşanan bu kan donduran cinayetlerin bir son bulmasını isteyen Türk halkı, idam cezasının yeniden yürürlüğe alınmasını konuşmaya başladı.
Bu kapsamda Kahramanmaraş ve Gaziantep'te dikkat çeken bir eylem yaşandı.
İki şehirde de görev yapan halk otobüsü şoförleri, araçlarına Narin'in fotoğrafını ve idam çağrılarını nakşetti.
Urgan ipi görselinin altına yazılan "İp iyidir. Tuğlayı hizasında, iti yuvasında tutar." sözleri beğeni toplarken, halkın idam beklentisini bir kez daha dile getirmiş oldu.
Bazı kesimler idam cezasını ilkel ve çağdışı bulurken, bu cezayı caydırıcı olması özelliği ile savunanlar daha çok. Aslolan suçu önlemek ve masumları korumaksa ve caniliklerin önüne geçmekse verilen cezaların caydırıcı ve ürkütücü olması lazım.
Özellikle çocuk ve kadınlara yönelik kasıtlı ve tasarlayarak cana kastetme eyleminin elbette bir karşılığı olmalı.
İdam uygulamasının geçerli olduğu dönemlerde daha az sayıda suç işlenmesi ve cezanın caydırıcılığını ortaya koyuyor.
Aslolan toplumun huzuru ve insanların can güvenliğini korumaksa ve idam cezası insanları öldürmekten çok yaşatıyorsa neden yeniden getirilmesi düşünülmesin ki?
Hazır Cumhurbaşkanı Erdoğan da “önüme gelirse imzalarım” demişken bunun TBMM'de tartışılması hatta gerekirse bu konuda bir referandum yapılması artık ülke gündemine girmelidir.