TRANSFER PSİKOLOJİSİ
Yaklaşık 400 gündür deplasmanda kazanamıyoruz
Yaklaşık 400 gündür deplasmanda kazanamıyoruz. Şampiyonluğu garantilemiş, yedek ağırlıklı bir kadro ile sahaya çıkmış Adanaspor'a karşı alınan 1-0 lık galibiyeti saymıyorum tabiki. Düşünün ki ligin en zayıf hücum hattına sahip bir takım ile oynuyorsunuz ve 0-0'lık sonuç için bir puan iyidir diyen bir mantaliteye sahipsiniz keza 6 puanınız silinmiş ve küme düşme potasında bulunuyorsunuz. Tam da bu şartlarda söz konusu takım olan Samsunspor deplasmanında 0-0 lık sonucu tamamen teknik direktör tercihlerine bağlayarak duruma itiraz edişimin haksız bir tarafının olmadığını düşünüyorum. Gol yemeyeceğiniz aşikar iken gol atmak için değil de yememek için taktik hamleler yapan teknik direktör, eleştiriyi hak etmiştir. Kazanmayı amaç edinen bir mantalite, kayda değer bir gerekçe yokken saha içindeki tek santraforunu oyundan almaz. Hele bir de kulübede alternatif santrafor yokken hiç alamaz. Herkes olaya; genç bir oyuncunun saha içi mücadelesi, tutum ve davranışları noktasından bakınca başka bir bakış açısı ortaya çıkıyor. Ancak olaya; Elazığspor'un menfaati ve başarısı noktasından bakan taraf olduğum için tercihleri kabul etmem mümkün değil. Küçük bir örnek ile pekiştirelim konuyu. Diyelim ki devre arasında Elazığspor transfer yapamıyor, yasak kalkmıyor, o zaman bu oyuncuyu 42. dakikada oyundan alabilir mi sayın Bektaş? Bence alamaz daha doğrusu almaz. Aklıma deli sorular geliyor, neler geliyor anlatayım. Transfer tahtası açılıyor ve sayın Bektaş bu takıma çok sayıda oyuncu transfer edecek. Transferin önünü açmak için yavaş yavaş oyuncu yemeye başlıyor. Eleştirilerim dikkate alınmazsa daha fazla oyuncuyu bu takımdan uzaklaştırmak için daha çok alangerli işler yapacaktır sayın Bektaş!!!!
Elazığspor maça, cezası biten Tom ve Mehmet Yiğit'in dönmesi ile doğru bir kadroyla çıktığı kanaatindeyim. Rakibine pozisyon vermeden, hızlı adamları ile rakip kalede tehlike yaratan bir gidişat varken macera arayıp 42 de oyuncu değiştirmek ciddi bir hataydı. Her ne kadar kötü oynasa da Traore'nin oyundan alınması alternatifinin durumunu göz önüne aldığımızda hataydı. Kısacası kolay kazanabileceğimiz bir maçı Bayram Bektaş'ın hatalı tercihleri nedeni ile kazanamadık diye düşünüyorum. Ayrıca takım boyunun uzun olduğu fikrimiz bu maçta da kendini gösterdi. Bayram Hoca ile oyunu hep geniş alanda oynuyoruz. Özellikle iç saha maçlarında ciddi sorun teşkil edecek bu zaafiyet pahalıya patlayabilir. Sezon başından beri övdüğümüz Çağrı-Traore- Kayalı üçgenini Traore'yi Çağrı'nın yanına çekerek bozan ve Kayalı'yı tek forvet arkasında bir 10 numara gibi kullanan Bayram Hoca'nın bu konuda da hata yaptığı kanaatindeyim. Kayalı'nın orta sahada oyun kurucu özelliğini ve dikine oynama avantajını yok eden bu anlayış O'nu kulübeye gönderebilir. Savunmadan yapılan hücum başlangıçlarında Kayalı-Tom varyasyonlarının bu takıma ciddi şeyler kattığını çok kere gördük. Ancak Samsun maçında bu yapıdan eser yoktu çünkü Kayalı hep ikinci bir forvet gibi uç bölgede durmak zorunda kaldı. Son olarak da ikinci yarıda gole ihtiyacımız var iken Hakan Bilgiç'ten faydalanmayan Bayram Hoca, bu hataları ile başarısız bir profil çizdi diyebiliriz.
Bu hataların, devre arası transferlerin etkisi ile yapılmadığını umarak olaya daha yumuşak bakmak istiyorum. Ancak görünen köy de kılavuz istemiyor.
SAYGILARIMLA
Elazığspor maça, cezası biten Tom ve Mehmet Yiğit'in dönmesi ile doğru bir kadroyla çıktığı kanaatindeyim. Rakibine pozisyon vermeden, hızlı adamları ile rakip kalede tehlike yaratan bir gidişat varken macera arayıp 42 de oyuncu değiştirmek ciddi bir hataydı. Her ne kadar kötü oynasa da Traore'nin oyundan alınması alternatifinin durumunu göz önüne aldığımızda hataydı. Kısacası kolay kazanabileceğimiz bir maçı Bayram Bektaş'ın hatalı tercihleri nedeni ile kazanamadık diye düşünüyorum. Ayrıca takım boyunun uzun olduğu fikrimiz bu maçta da kendini gösterdi. Bayram Hoca ile oyunu hep geniş alanda oynuyoruz. Özellikle iç saha maçlarında ciddi sorun teşkil edecek bu zaafiyet pahalıya patlayabilir. Sezon başından beri övdüğümüz Çağrı-Traore- Kayalı üçgenini Traore'yi Çağrı'nın yanına çekerek bozan ve Kayalı'yı tek forvet arkasında bir 10 numara gibi kullanan Bayram Hoca'nın bu konuda da hata yaptığı kanaatindeyim. Kayalı'nın orta sahada oyun kurucu özelliğini ve dikine oynama avantajını yok eden bu anlayış O'nu kulübeye gönderebilir. Savunmadan yapılan hücum başlangıçlarında Kayalı-Tom varyasyonlarının bu takıma ciddi şeyler kattığını çok kere gördük. Ancak Samsun maçında bu yapıdan eser yoktu çünkü Kayalı hep ikinci bir forvet gibi uç bölgede durmak zorunda kaldı. Son olarak da ikinci yarıda gole ihtiyacımız var iken Hakan Bilgiç'ten faydalanmayan Bayram Hoca, bu hataları ile başarısız bir profil çizdi diyebiliriz.
Bu hataların, devre arası transferlerin etkisi ile yapılmadığını umarak olaya daha yumuşak bakmak istiyorum. Ancak görünen köy de kılavuz istemiyor.
SAYGILARIMLA