TERÖRÜN TEKNİK DİREKTÖRLERİ
40 yılı aşkın bir süredir bu ülke yeryüzünün en acımasız, en onursuz ve en hain bir terör örgütüyle uğraşıyor
40 yılı aşkın bir süredir bu ülke yeryüzünün en acımasız, en onursuz ve en hain bir terör örgütüyle uğraşıyor. Bu süre zarfında on binlerce insanımızı teröre kurban verirken binlerce askerimiz, polisimiz, öğretmenimiz şehit oldu. Klasikleşmiş bir deyimle binlerce ocağa ateş düştü.
Ekonomimiz zayıfladı.
Analar babalar, eşler yavrular ağladı.
Biz ne yaptık?
Hep konuştuk…
'Şehitler ölmez vatan bölünmez' dedik.
Kimseler kusura bakmasın ama şehitlerde ölür, vatanda bölünür.
TERÖRÜ BESLEYENLER
Bir şehir, bir ilçe veya bir belde düşünüz. Bu yerlerin bütün yollarına barikatlar kuruluyor, düzenekler yerleştiriliyor, evleri silah deposu haline getiriliyor, aylarca yetecek yiyecekler, giyecekler, ilaçlar stoklanıyor.
Hiç kimse bunları görmüyor ve duymuyor olacak şey mi?..
Demek ki ihanet dediğimiz şey bu ülkede kol geziyor.
Asker görmüyor, polis görmüyor, MİT görmüyor. Bütün bunlar görmeyince 'Bana değmeyen yılan bin yaşasın' diyen halkımızda görmüyor.
Eğer ki bu resme birileri dikkatlice baksaydı bu çukurların o belediyelerin iş makineleriyle, işçisiyle, memuruyla gündüz gözüyle kazıldığını, ölüm düzeneklerinin bunlar tarafından yerleştirildiğini göreceklerdi.
Ama bakmadılar, görmediler.
Çünkü onların gözleri var görmezler, kulakları var işitmezler.
Başka türlüsü mümkün değil.
Bu ihanetten dağdaki çoban haberdar oluyor da devletin istihbarat ve güvenlik birimlerini nasıl haberdar olmuyor.
Olacak şey mi?..
Demek ki Atatürk'ün deyimi ile gaflet, dalalet ve ihanet iç içe…
Birileri bu ülkeye ihanet etti, birileri de göz yumdu.
Buda bize gösteriyor ki bu ülkede ihmal ve kusur had safhada…
***
Bu ülkede caydırıcı bir yasa olmayınca, PKK'ya terör örgütü bile diyemeyen, PKK ile aralarına bir mesafe koymayan her zaman ve her zeminde onlara arka çıkan, destek veren, uluslar arası arenada onları temsil eden, teröre hamilik yapan siyasi partiler ve siyasetçiler oldukça bu köprünün altından daha çoook sular geçer.
PKK ile mücadelede önce bunlardan başlanılmalıdır.
Yüce Meclis dhil bütün ülkede PKK'ya hizmet ve destek verenler tespit edilmeli, bunlara maaş veriliyorsa, yardım yapılıyorsa kesilmeli ve haklarında yasal işlemler vakit geçirilmeden yerine getirilmelidir.
Devletimizin lehine, birlik ve bütünlüğüne yönelik çok acilen caydırıcı, kalıcı ve etkili yasalar çıkarılmalıdır.
Devletin birlik ve bütünlüğüne eylem ve söylemleri ile kast eden, gündüz külahlı gece silahlı kim varsa tespit edilmeli ve bunlardan yaptıklarının hesabı sorulmalıdır. Bunun haricinde yapılan her şey bulanık suda balık avlamaktan başka bir şey değildir.
***
Bu ülkede yıllarca devletten maaş alan PKK sempatizanı hainler istedikleri gibi at oynattılar. Bunu bilmeyen siyasetçi, bunu bilmeyen bürokrat var mıydı?
Hayır!..
Bunun için ne gibi önlemler alındı?
Hiç…
Bir yere bir odacı aldığımızda onun hakkında sıkı bir güvenlik tahkikatı yapılıyor, her türlü bilgi ve belgeler isteniliyorken milletvekili veya belediye başkanlığına aday olandan nedense hiçbir belge ve bilgi istenilmiyor. Onlardan istediğimiz sadece onar bin lira para hepsi bu kadar.
Böylelikle dal budak oluyor bu ihanet sarmalı…
Gündüz külahlı, gece silahlı, gündüz devlet memuru gece terörist...
Oyun aynı, senaryo aynı, karakter aynı.
Gel de çöz bu muammayı.
***
Türkiye bir ihanet çemberinden geçiyor.
İç ve dış mihraklar el ele vermiş bu ülkenin kuyusunu kazıyor. Bunlar terörün teknik direktörleri dağda terörist, bürokraside memur, belediyede görevli mecliste vekil…
Hepsi el ele devletin temeline dinamit koyuyor.
Olacak şey mi?..
Ekonomimiz zayıfladı.
Analar babalar, eşler yavrular ağladı.
Biz ne yaptık?
Hep konuştuk…
'Şehitler ölmez vatan bölünmez' dedik.
Kimseler kusura bakmasın ama şehitlerde ölür, vatanda bölünür.
TERÖRÜ BESLEYENLER
Bir şehir, bir ilçe veya bir belde düşünüz. Bu yerlerin bütün yollarına barikatlar kuruluyor, düzenekler yerleştiriliyor, evleri silah deposu haline getiriliyor, aylarca yetecek yiyecekler, giyecekler, ilaçlar stoklanıyor.
Hiç kimse bunları görmüyor ve duymuyor olacak şey mi?..
Demek ki ihanet dediğimiz şey bu ülkede kol geziyor.
Asker görmüyor, polis görmüyor, MİT görmüyor. Bütün bunlar görmeyince 'Bana değmeyen yılan bin yaşasın' diyen halkımızda görmüyor.
Eğer ki bu resme birileri dikkatlice baksaydı bu çukurların o belediyelerin iş makineleriyle, işçisiyle, memuruyla gündüz gözüyle kazıldığını, ölüm düzeneklerinin bunlar tarafından yerleştirildiğini göreceklerdi.
Ama bakmadılar, görmediler.
Çünkü onların gözleri var görmezler, kulakları var işitmezler.
Başka türlüsü mümkün değil.
Bu ihanetten dağdaki çoban haberdar oluyor da devletin istihbarat ve güvenlik birimlerini nasıl haberdar olmuyor.
Olacak şey mi?..
Demek ki Atatürk'ün deyimi ile gaflet, dalalet ve ihanet iç içe…
Birileri bu ülkeye ihanet etti, birileri de göz yumdu.
Buda bize gösteriyor ki bu ülkede ihmal ve kusur had safhada…
***
Bu ülkede caydırıcı bir yasa olmayınca, PKK'ya terör örgütü bile diyemeyen, PKK ile aralarına bir mesafe koymayan her zaman ve her zeminde onlara arka çıkan, destek veren, uluslar arası arenada onları temsil eden, teröre hamilik yapan siyasi partiler ve siyasetçiler oldukça bu köprünün altından daha çoook sular geçer.
PKK ile mücadelede önce bunlardan başlanılmalıdır.
Yüce Meclis dhil bütün ülkede PKK'ya hizmet ve destek verenler tespit edilmeli, bunlara maaş veriliyorsa, yardım yapılıyorsa kesilmeli ve haklarında yasal işlemler vakit geçirilmeden yerine getirilmelidir.
Devletimizin lehine, birlik ve bütünlüğüne yönelik çok acilen caydırıcı, kalıcı ve etkili yasalar çıkarılmalıdır.
Devletin birlik ve bütünlüğüne eylem ve söylemleri ile kast eden, gündüz külahlı gece silahlı kim varsa tespit edilmeli ve bunlardan yaptıklarının hesabı sorulmalıdır. Bunun haricinde yapılan her şey bulanık suda balık avlamaktan başka bir şey değildir.
***
Bu ülkede yıllarca devletten maaş alan PKK sempatizanı hainler istedikleri gibi at oynattılar. Bunu bilmeyen siyasetçi, bunu bilmeyen bürokrat var mıydı?
Hayır!..
Bunun için ne gibi önlemler alındı?
Hiç…
Bir yere bir odacı aldığımızda onun hakkında sıkı bir güvenlik tahkikatı yapılıyor, her türlü bilgi ve belgeler isteniliyorken milletvekili veya belediye başkanlığına aday olandan nedense hiçbir belge ve bilgi istenilmiyor. Onlardan istediğimiz sadece onar bin lira para hepsi bu kadar.
Böylelikle dal budak oluyor bu ihanet sarmalı…
Gündüz külahlı, gece silahlı, gündüz devlet memuru gece terörist...
Oyun aynı, senaryo aynı, karakter aynı.
Gel de çöz bu muammayı.
***
Türkiye bir ihanet çemberinden geçiyor.
İç ve dış mihraklar el ele vermiş bu ülkenin kuyusunu kazıyor. Bunlar terörün teknik direktörleri dağda terörist, bürokraside memur, belediyede görevli mecliste vekil…
Hepsi el ele devletin temeline dinamit koyuyor.
Olacak şey mi?..