Telaş'ın telaşlandırdıkları…
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan katıldığı bir televizyon programında 'Emeklilerimize aylıkları düzenli nasıl ödeyebiliriz, sağlık hizmetlerini sürdürülebilir hale nasıl getirebiliriz, bunun telaşı ve çalışması içerisindeyiz' sözlerini söyledi ya… Bizim 'ülke yansın da biz çekirdeği alıp çıtlatarak izleyelim' modunda olan kesim aldı sazı eline.. Yok efendim bugüne kadar ne emekli maaşı ne memur maaşı ödenmemesi gibi bir durum oluşmamış da bu durum ülkenin ve SGK'nın batmasının işaret fişeğiymiş de… Daha bir sürü zırvalar.
Bakan Işıkhan, özellikle CHP'li belediyelerin kuruma olan borçlarıyla ilgili bir soru üzerine söylediği cümlede geçen 'telaş' kelimesine atlayıp telaşa mahal bir durum varmış gibi bir kendince bir gündem oluşturan siyasetçilerin geçmişte ülkeyi nasıl üç sente muhtaç hale getirdiklerini unutmaları normal ama bu millet o günleri unutmadı ve unutmaz.
Endişeye mahal yok. Emeklilerin maaşlarını ödemenin telaşına kapılan bir ülke de yok. Maaşlar tıkır tıkır ve zamanında ödeniyor.
Bugün 'telaş' kelimesi üzerinden siyaset ve muhalefet dili üretmeye çalışan kesimler tarafından idare edilen bu ülkede memurlara maaş yerine hisse senedi önerildiği günleri de gördü bu halk.
Dolayısıyla bakanın telaş kelimesinde telaş edilecek bir yan ve yön yok. Bakanın telaşı, onun görevine olan bağlılığı ve hizmet heyecanından kaynaklanan bir telaş…. Hepi topu bu…