TED, Kimin Arka Bahçesi?
29 Ekim nedeniyle yurdun dört bir yanı kırmızı-beyaza büründü, donanmamız, askeri güçlerimiz muhteşem gösteriler yapıp ve Türkiye yüzyılına girdiğimiz bu günlerde yeni hedefler ortaya koyarken, ortaçağ karanlığında kalmış ve kendilerini aydın ve çağdaş zanneden kesimlerin öfke nöbetlerine ve kinlerinin kusmasına şahitlik ettik.
Antalya TED'de çalışan Türk Dili ve Edebiyat Öğretmeninin, 29 Ekim'de Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100'üncü yıl dönümü etkinliğinde yaptığı konuşma, sosyal medyada gündem oldu.
Konuşmasında Türkiye Yüzyılı'nı hedef alan öğretmen şu ifadeleri kullandı:
“Onun için canını vermeye hazır olanların yanında onun adını anmaktan imtina edenlerle beraber, Cumhuriyet'in bütün nimetlerinden faydalanıp onu yok etmeye çalışıyorlar. Bir yanda 100 yıl önce Anayasa'ya Cumhuriyet yazdırmak için ömrünü feda edenler, bir yanda bugün onu yok etmeye çalışan, Türkiye Yüzyılı masalına herkesi inandırmaya çalışanlar. Peki, tüm bunlar olurken sen neredesin? Bildin mi 100 yıl önce kurulmuş Cumhuriyeti'nin değerini? Özgürlük kelimesinin anlamını kavrayabildin mi gerçekten? Kula kulluk etmediğini her gün için şükrettin mi Yaradan'a? Koskoca ülken Araplar için darphane, Bulgarlar için AVM, Suriyeliler için doğumhane, bizim için tımarhaneye dönüştürülmeye çalışılırken sen neredesin? Tabelalardan Türkiye Cumhuriyeti ibaresi sökülürken, milli marşını kâğıda bakmadan okuyamayan ya da milli marşı okunurken ayağa kalkmaya tenezzül etmeyen bir güruh, gencecik kadın sporcularını yaftalayıp millilikten söz ederken sen neredesin? Cumhuriyet'in göz bebeği bütün fabrikaları bir bir yabancılara satılırken, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı parası olan herkese çerez gibi dağıtılırken, yabancılar ülkende imtiyazlarla sefa sürerken, parası olan her şeye hüküm verirken, memurun, doktorun, işçinin, öğretmenin kendi ülkesinde ikinci sınıf vatandaş muamelesi görürken ve en önemli geleceğim dediğin gençler umutsuzca ülkeden gitmenin yollarını ararken sen neredesin?”
Öğretmen hanım bunları büyük bir hamasi yoğunlukla kürsüden okurken TED koleji öğrenci ve velileri de alkışlıyorlardı bu cümleleri. Metin, Cumhuriyet üzerinden iktidara, ondan da öte Türkiye'nin Yüzyılı ibaresinde kendini bulan atılım, yenilik ve gelişmeleri hedef alan bir metin.
Metin o kadar ideolojik ve siyasi nitelikte ki sanırsınız CHP ya da Türkiye Komünist Partisinin mitinginden aparılmış. Ülkeye heykel dikmekten başka bir katkısı ve başarısı olmamış, memleketi kalkındırma adına; bırakın projeleri, hayalleri bile olamamış köhne zihniyetin höykürmesi demek ki böyle oluyormuş. Kadının derdi iktidarla değil aslında ülkenin birçok alanda ilerlemesiyle kendi zihniyetinin başarısızlığından kaynaklı bir kompleks. Kadın bir öğretmen gibi değil, bir muhalefet parti lideri gibi konuşunca belli ki siyasete göz kırpmanın fırsatını yakalamış. CHP, Antalya Muratpaşa'da Belediye Başkan adayı yapar hocamızı ya da meclis üyesi. Yani maksat hasıl oldu Emine hocamız için.
En çok da “Kula kulluk etmediğin her gün için şükrettin mi Yaradan'a?” cümlesine takıldık. Sözde kendileri kula kul değil Yaratana kul olmuşlar. Hem de kör ve sakat ideolojilerinin papağanlığını yaparak hangi kula kul olduklarının farkında bile olmayarak… Gerçeklere o kadar kör ve sağır olunan bu konuşma için bizler de Emine hocaya ve TED kolejine şu soruları sormak istedik.
TED Koleji, eğitim yuvası değil de siyasi bir partinin öğrenci kolu olarak mı örgütlendi?
Okulunuzda bu tarz ideolojik siyaset yapılmasını sizler mi istiyorsunuz?
Eğer bu tür konuşmalarda bir sorun görünmüyorsa, başka bir konuşmacının, terör örgütünün siyasi kanadı ile gizli pazarlıklar yapan, tezkereye ret oyu verenleri yerin dibine sokacağı bir metni okumasına müsaade eder misiniz?
Dinleyiciler arasında bir çocuk, öğretmen ya da veli, konuşmaya karşı çıkarak o kitleye Türkiye Yüzyılı'nı anlatmaya başlasa, buna müsaade eder misiniz?
TED koleji bu soruların cevaplarını hazırlayadursun, çocuklarını bu okula gönderen velilerimiz yeni okul arayışlarına çoktan başlamışlardır bile…