Tarım Politikası Milli mi?
Elazığ İl Tarım ve Orman Müdürü Ali Kılıç, son birkaç yıldır kuraklığın etkisi altında kalan kentte nisan, mayıs ve haziran aylarındaki yağışların tarım arazilerine adeta can suyu olduğunu belirterek dekarda 350-700 kilogram ürün hasat eden çiftçilerimizin olduğunu, yılsonu itibarıyla ilimizdeki arpa ve buğdayda ortalama 400 bin tonluk üretimin gerçekleşeceğini ifade etmiş.
Elazığ Tarım İl Müdürü Ali Kılıç, açıklamasının sonunda çiftçilerin yaşadığı sorunlara açıklık getirerek üreticinin hasat ettiği hububatın Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından teslim alınması sürecinin başladığını belirtmiş.
Elazığ Tarım İl Müdürümüz Ali Kılıç, kendisi ile ilgili konularda önemli bilgiler vermiş ve bu yıl hasatta büyük rekolteler beklediğin, söylemiş. Aynen doğrudur. Zira bu yıl çiftçilerimiz bolluk yılı olduğunu söylüyorlar.
Ancak ne var ki bu bol ürün çiftçilerimiz başına olmadık problemler açmaya devam ediyor. Her ne kadar Tarım İl Müdürü Kılıç, TMO alımlara başladı dese de randevu sistemi çalışmıyor, kimse randevu alamıyor hatta ÇKS miktarına göre onda birini, teslim eden çiftçiye; “kuruma verecek ürün kotasını aştınız” uyarı mesajı veriliyor.
Gitmedi ve bitmedi çiftçimizin TMO ile olan imtihanı. Nasıl bir tarımsal planlama yapılıyor, bunu hangi üst akıl ve yönetici yapıyor bilmiyoruz ama ciddi hatalar yapılıyor.
Tarımı ve çiftçiyi zora düşürerek ürünün yüzüne bakmamak ciddi bir mantık tutulmasıdır. Devletin silo yapacak hatta arpa ve un fabrikası yayıp stoklu çalışacak gücü ve iradesi varken tüm inisiyatifi özel sektöre bırakmak ilerde ciddi sorunlar yaşayacağımızın belirtileridir.
Ya tarım politikalarında bir yanlışlık var ya da küresel güç ve tarım şirketlerinin sözde bizi düşünen politika ve yaptırımlarına kurban ediliyoruz. Teknolojide olduğu gibi tarımda da milli bir politika uygulanmalı ve dışardan alacağımız buğday ve arpayı kendi çiftçimizden hem de zamanında almalıyız ki hem ekonomimiz hem de gıda alanında elimiz güçlü olsun.