TANIMAK ZORUNDA MI?
Denizli Valisi Ali Fuat Atik, ilde koronavirüs denetimi için ekiplerle birlikte incelemeye çıkmış ve bir dönerci ustasının eldiven takmadığını görerek ustayı uyarmıştı. Usta ise valiyi tanımadığı için işine devam etmişti.
Vali Atik de döner kesmeye devam eden ustaya patronunu sormuş, ustanın umursamaz tavırları sonrası Vali Atik yanındaki yardımcısına, 'Faaliyetten men ediyoruz, işletmeyi kapatıyoruz' demiş ve sinirli bir şekilde yoluna devam etmişti.
Olayla ilgili olarak tepkilerin gelmesi üzerine Vali Ali Fuat Atik, bir açıklama yaparak özür diledi. Vali Atik, açıklamasında, 'Gün boyu yapılan denetimin getirmiş olduğu yorgunlukla işletme çalışanı ile yaşanan diyalogda şahsımın yaklaşımı, üslubum ve kullandığım ifadenin gönül kırıcı bir yaklaşım içermesi hakikaten beni de üzdü. Bu sebeple vatandaşımızdan bu tutum ve yaklaşımım sebebiyle özür diliyorum. İşletmemiz vatandaşımıza hizmet vermeye devam ediyor ve inşallah yaşanan bu üzücü görüntüyü işletmemizi ziyaret ederek nezaket ve tevazuuyla telafi edeceğiz.'
Konuyla ilgili olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da sosyal medya üzerinden açıklamada bulundu. Soylu yaptığı açıklamada, 'Devletin cemal ve celal yüzü vardır. Biri tevazu ve yumuşaklığı, merhameti, diğeri azameti ve sorumluluğunu anlatır. Yöneticilerimizin vatandaşa yüzü hep cemal olmalıdır. Denizli Valimizin üslup özrü yerinde olmuştur' ifadelerine yer verdi.
Tepeden bakma, kibir, gurur ve kendini sadece belirli siyasilere yakın durma ve onlara hesap verme konumunda görme anlayışı, son yıllarda kamuya atanan idareci ve bürokratların ortak bir karakteri ve vasfı oldu sanki.
Elbette bu tarife uymayan çok sayıda örnek ve müspet tavır gösteren gerçek idarecilerimiz var ama ne yazık ki çoğunluğu yürüyen enaniyet ve kibir kulesi…
Sabahın erken saatlerinden akşamın geç saatlerine kadar sıcağın önünde ve ayakta döner keserek ekmek parası kazanan usta, o ilin valisini tanımak zorunda değil. Kaldı ki valiyi tanıyacak derecede haber izleme ve okuma imknı ve zamanı yok. Eldiven bahane... Vali Bey'i asıl kızdıran ustanın kendisini tanımamasından kaynaklı umursamaz tavrı ve işine yoğunlaşması. Vay sen misin beni tanımayan. İşte size kibir ve enaniyet.
Nereden bulur da böyle isimleri yönetici ve bürokrat olarak atarlar bilinmez ama bu tavır Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da hep gündeminde. Ve her vali, kaymakam, belediye başkanları ve il başkanları toplantılarında bu tavırlardan kaçınılması gerektiğine ve bu tür özellikleri taşımayan insanlardan idareci olamayacağını ifade ediyor.
Covid-19 denetimlerini halk için ve halkın sağlığı niçin yapan bir yöneticinin, halkın tepkisini çekecek böylesine sorumsuz ve üstenci bakışını ne bir valiye ne de bir kamu görevlisine yakıştıramadık. İç İşleri Bakanı Soylu da yakıştıramamış olacak ki Valinin özrünü aldı ancak yaşananları da ajandasının bir köşesine not etti. İlk valiler kararnamesinde sonucu göreceğiz. Umarız ve dileriz ki merkez valiliklerine öfke kontrolü ve etkili iletişim seminerleri veriliyordur.
Vali Atik de döner kesmeye devam eden ustaya patronunu sormuş, ustanın umursamaz tavırları sonrası Vali Atik yanındaki yardımcısına, 'Faaliyetten men ediyoruz, işletmeyi kapatıyoruz' demiş ve sinirli bir şekilde yoluna devam etmişti.
Olayla ilgili olarak tepkilerin gelmesi üzerine Vali Ali Fuat Atik, bir açıklama yaparak özür diledi. Vali Atik, açıklamasında, 'Gün boyu yapılan denetimin getirmiş olduğu yorgunlukla işletme çalışanı ile yaşanan diyalogda şahsımın yaklaşımı, üslubum ve kullandığım ifadenin gönül kırıcı bir yaklaşım içermesi hakikaten beni de üzdü. Bu sebeple vatandaşımızdan bu tutum ve yaklaşımım sebebiyle özür diliyorum. İşletmemiz vatandaşımıza hizmet vermeye devam ediyor ve inşallah yaşanan bu üzücü görüntüyü işletmemizi ziyaret ederek nezaket ve tevazuuyla telafi edeceğiz.'
Konuyla ilgili olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da sosyal medya üzerinden açıklamada bulundu. Soylu yaptığı açıklamada, 'Devletin cemal ve celal yüzü vardır. Biri tevazu ve yumuşaklığı, merhameti, diğeri azameti ve sorumluluğunu anlatır. Yöneticilerimizin vatandaşa yüzü hep cemal olmalıdır. Denizli Valimizin üslup özrü yerinde olmuştur' ifadelerine yer verdi.
Tepeden bakma, kibir, gurur ve kendini sadece belirli siyasilere yakın durma ve onlara hesap verme konumunda görme anlayışı, son yıllarda kamuya atanan idareci ve bürokratların ortak bir karakteri ve vasfı oldu sanki.
Elbette bu tarife uymayan çok sayıda örnek ve müspet tavır gösteren gerçek idarecilerimiz var ama ne yazık ki çoğunluğu yürüyen enaniyet ve kibir kulesi…
Sabahın erken saatlerinden akşamın geç saatlerine kadar sıcağın önünde ve ayakta döner keserek ekmek parası kazanan usta, o ilin valisini tanımak zorunda değil. Kaldı ki valiyi tanıyacak derecede haber izleme ve okuma imknı ve zamanı yok. Eldiven bahane... Vali Bey'i asıl kızdıran ustanın kendisini tanımamasından kaynaklı umursamaz tavrı ve işine yoğunlaşması. Vay sen misin beni tanımayan. İşte size kibir ve enaniyet.
Nereden bulur da böyle isimleri yönetici ve bürokrat olarak atarlar bilinmez ama bu tavır Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da hep gündeminde. Ve her vali, kaymakam, belediye başkanları ve il başkanları toplantılarında bu tavırlardan kaçınılması gerektiğine ve bu tür özellikleri taşımayan insanlardan idareci olamayacağını ifade ediyor.
Covid-19 denetimlerini halk için ve halkın sağlığı niçin yapan bir yöneticinin, halkın tepkisini çekecek böylesine sorumsuz ve üstenci bakışını ne bir valiye ne de bir kamu görevlisine yakıştıramadık. İç İşleri Bakanı Soylu da yakıştıramamış olacak ki Valinin özrünü aldı ancak yaşananları da ajandasının bir köşesine not etti. İlk valiler kararnamesinde sonucu göreceğiz. Umarız ve dileriz ki merkez valiliklerine öfke kontrolü ve etkili iletişim seminerleri veriliyordur.