TAKKECİLER HALEN İÇİMİZDE
15 Temmuz kalkışmasından bu yana her dakikamız FETÖ mücadelesi ile geçiyor
15 Temmuz kalkışmasından bu yana her dakikamız FETÖ mücadelesi ile geçiyor.
An olmuyor ki öyle isimler FETÖ üyesi olarak ortaya çıkıyor ve bizler ağzımız açık bir şekilde 'sende mi Bürütüs' diye homurdanıp duruyoruz.
Türkiye'de çok ciddi anlamda FETÖ ile mücadele yapılırken bu mücadelede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi ve bürokratik anlamda tek başına mücadele ettiğini görüyoruz.
Yurt genelinde çok ciddi çalışmalar yürütülmekte. FETÖ bu topraklardan temizlenene kadar da bu çalışma yürütüleceği de bir realitedir.
Gel gelelim Elazığ'a…
Elazığ'da FETÖ kapsamında gözaltına alınan ya da tutuklanan kişilere baktığımızda birçoğu bürokrat isimler. Küçük memuriyetlerde bulunan ve zamanında FETÖ'nün desteği ile memur olmuş FETÖ zurnasının ZIRT dediği yerde bulunan isimler.
Oysa ki her şehirde olduğu gibi Elazığ'da da örgütlenen bu şer odağı Elazığ imamı ya da Elazığ Abi'sini halen ortaya çıkarılmış değil.
Bir dönem milletvekili, belediye başkanı olmak için ABD'den fotoğraf atan, ABD'ye gitme şansı olmayanların ise ABD uçak biletlerini dosyalarına koyduğu ve bunu bdigerandıra bdigerandıra anlattığı günlere ne oldu?
Yine seçim dönemlerinde, ya da önemli bir çalışma yapıldığında başvurulan ve bağışlar verilen abilere ne oldu?
Yine FETÖ ile kol kola gezerek bir anda zengin olan ve protokolde büyük adamlar ile poz veren o zatlara ne oldu?
Arkadaşlar FETÖ ile mücadele öyle birkaç memuru görevinden alma ile olacak iş değil. FETÖ ile mücadelede takkecileri görememe, ya da takkecilere ahbap, çavuş ilişkisi ile inanmak bu mücadeleyi zaafa uğratır.
15 Temmuz'da tankların önüne yatanlar ile 16 Temmuz'da demokrasi nöbetlerine başlayanlar arasında büyük bir fark var. Kimse demokrasi nöbetine katıldı diye bu mücadelede önemli bir iş başarmış komutan edasına bürünmesin.
Asıl mücadele takkecileri oraya çıkararak ifşa etme ile olur. FETÖ hücreleri halen hareketli. Özellikle maddi olarak bu milleti sömürerek zengin olmuş ve millete tepeden bakan FETÖ'cü sahtekrları ve önemli makamlara getirilmiş sahtekr siyasetçi ve bürokratları bir bir oraya çıkarmalıyız.
Devletin verdiği hibe uygulamaları ile kimler zengin oldu, kimler aldıkları paralar ile bir anda şaha kalktı ve bu kişiler hangi siyasi ve bürokrat ile kol kola gezdi, hangi bürokrat bir anda tepelere tırmandı, hangi isim hiç ortada bile yokken bir anda birilerinin hakkını gasp ederek milletvekili listesine girdi. İşte bunları tek tek ortaya çıkarmak gerek.
Elazığ'da herkes bir birini çok iyi tanır. Kimin ne olduğunu çok iyi bilir. Bu anlamda Elazığ yıllardır Ak Parti'ye verdiği desteği, FETÖ ile mücadelede de vermelidir.
Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan'ı bu mücadelede Elazığ yalnız bırakmamalıdır. Babamızın oğlu, ya da kızı bile olsa FETÖ ile ilişkili kim varsa ortaya çıkarıp bu milletin hakkını daha fazla gasp etmesine engel olmalıyız.
An olmuyor ki öyle isimler FETÖ üyesi olarak ortaya çıkıyor ve bizler ağzımız açık bir şekilde 'sende mi Bürütüs' diye homurdanıp duruyoruz.
Türkiye'de çok ciddi anlamda FETÖ ile mücadele yapılırken bu mücadelede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi ve bürokratik anlamda tek başına mücadele ettiğini görüyoruz.
Yurt genelinde çok ciddi çalışmalar yürütülmekte. FETÖ bu topraklardan temizlenene kadar da bu çalışma yürütüleceği de bir realitedir.
Gel gelelim Elazığ'a…
Elazığ'da FETÖ kapsamında gözaltına alınan ya da tutuklanan kişilere baktığımızda birçoğu bürokrat isimler. Küçük memuriyetlerde bulunan ve zamanında FETÖ'nün desteği ile memur olmuş FETÖ zurnasının ZIRT dediği yerde bulunan isimler.
Oysa ki her şehirde olduğu gibi Elazığ'da da örgütlenen bu şer odağı Elazığ imamı ya da Elazığ Abi'sini halen ortaya çıkarılmış değil.
Bir dönem milletvekili, belediye başkanı olmak için ABD'den fotoğraf atan, ABD'ye gitme şansı olmayanların ise ABD uçak biletlerini dosyalarına koyduğu ve bunu bdigerandıra bdigerandıra anlattığı günlere ne oldu?
Yine seçim dönemlerinde, ya da önemli bir çalışma yapıldığında başvurulan ve bağışlar verilen abilere ne oldu?
Yine FETÖ ile kol kola gezerek bir anda zengin olan ve protokolde büyük adamlar ile poz veren o zatlara ne oldu?
Arkadaşlar FETÖ ile mücadele öyle birkaç memuru görevinden alma ile olacak iş değil. FETÖ ile mücadelede takkecileri görememe, ya da takkecilere ahbap, çavuş ilişkisi ile inanmak bu mücadeleyi zaafa uğratır.
15 Temmuz'da tankların önüne yatanlar ile 16 Temmuz'da demokrasi nöbetlerine başlayanlar arasında büyük bir fark var. Kimse demokrasi nöbetine katıldı diye bu mücadelede önemli bir iş başarmış komutan edasına bürünmesin.
Asıl mücadele takkecileri oraya çıkararak ifşa etme ile olur. FETÖ hücreleri halen hareketli. Özellikle maddi olarak bu milleti sömürerek zengin olmuş ve millete tepeden bakan FETÖ'cü sahtekrları ve önemli makamlara getirilmiş sahtekr siyasetçi ve bürokratları bir bir oraya çıkarmalıyız.
Devletin verdiği hibe uygulamaları ile kimler zengin oldu, kimler aldıkları paralar ile bir anda şaha kalktı ve bu kişiler hangi siyasi ve bürokrat ile kol kola gezdi, hangi bürokrat bir anda tepelere tırmandı, hangi isim hiç ortada bile yokken bir anda birilerinin hakkını gasp ederek milletvekili listesine girdi. İşte bunları tek tek ortaya çıkarmak gerek.
Elazığ'da herkes bir birini çok iyi tanır. Kimin ne olduğunu çok iyi bilir. Bu anlamda Elazığ yıllardır Ak Parti'ye verdiği desteği, FETÖ ile mücadelede de vermelidir.
Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan'ı bu mücadelede Elazığ yalnız bırakmamalıdır. Babamızın oğlu, ya da kızı bile olsa FETÖ ile ilişkili kim varsa ortaya çıkarıp bu milletin hakkını daha fazla gasp etmesine engel olmalıyız.