Sürdürülebilir Kalkınma İçin 'Gıda Güvenliği' Sağlanmalı
'Dünya Gıda Güvenliği Günü' vesilesiyle açıklama yapan Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Açık, gıda yoluyla 200'den fazla hastalığın yayılma ihtimali bulunduğuna dikkat çekerek her yıl 10 kişiden 1'inin gıda kaynaklı bir rahatsızlık geçirdiğini ve 420 bin kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun bu yıl itibarıyla her sene 7 Haziran tarihini, gıdaların güvenli olmasını sağlama çabalarını güçlendirmek amacıyla 'Dünya Gıda Güvenliği Günü' olarak ilan ettiğini ve bu günün bu yıl 'Gıda Güvenliği, Herkesin Sorumluluğu' temasıyla kutlandığını hatırlatan Açık; 'Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden de pek çoğuna ulaşmanın anahtarı konumunda bulunan gıda güvenliğini sağlamak meselesinin hükümetler, üreticiler ve tüketiciler arasında ortak bir sorumluluk olarak ele alınması gerekmektedir' dedi.
Bu yıl ilk kez 'Gıda Güvenliği, Herkesin Sorumluluğu' olarak kutlanan Dünya Gıda Güvenliği Günü vesilesiyle bir açıklama yapan Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Açık, gıda yoluyla 200'den fazla hastalığın yayılma ihtimali bulunduğunu belirterek, her yıl 10 kişiden 1'inin gıda kaynaklı bir rahatsızlık geçirdiğini ve 420 bin kişinin bu nedenle hayatını kaybettiğini, 5 yaşın altındaki çocukların her yıl 125.000 ölümle gıda kaynaklı hastalık yükünün% 40'ını taşıdığını söyledi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun, 20 Aralık 2018'de alınan kararla her yıl 7 Haziran tarihini, 'Dünya Gıda Güvenliği Günü' olarak ilan ettiğini aktaran Açık, bu özel günün, gıda güvenliği konusunda farkındalık yaratarak tüketicilerin, üreticilerin ve devletlerin bu konuya odaklanması için bir fırsat oluşturacağını kaydetti. Gıda güvenliğinin, gıdada tüketicilerin sağlığına zarar verebilecek tehlikelerin bulunmaması veya kabul edilebilir güvenli seviyelerde olması olduğunu ifade eden Yasemin Açık, gıda kaynaklı tehlikelerin doğada mikrobiyolojik, kimyasal veya fiziksel olabildiğini ve genellikle göze görünmez bakteri, virüs veya böcek ilacı kalıntıları şeklinde gıdada bulunduğunu belirtti.
GÜVENSİZ GIDA YALNIZCA İNSAN SAĞLIĞI KADAR ÜLKE EKONOMİLERİ İÇİN DE TEHLİKELİ
Her yıl tahminen 600 milyon gıda kaynaklı hastalık vakası ile, güvensiz gıdanın insan sağlığı ve ülke ekonomileri için tehlike arz ettiğine dikkat çeken Açık, bu durumun özellikle de kadınları, çocukları, çatışmalardan etkilenen nüfusları ve göçmenleri etkilediğine işaret etti. Güvenli gıdanın, uygun besin alımını sağladığını ve sağlıklı bir yaşama katkıda bulunduğunu belirten Açık, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Diğer yandan güvenli gıda üretimi, özellikle kırsal alanlarda ekonomik kalkınmayı ve yoksulluğun azaltılmasını sağlayan piyasaya erişimi ve verimliliği sağlayarak sürdürülebilirliği artırır. Tüketici gıda güvenliği eğitimine yapılan yatırım, gıda kaynaklı hastalıkları azaltma ve yatırılan her bir dolar için 10 dolara varan tasarruf getirme potansiyeline sahiptir. Dolayısıyla gıda güvenliğinin sağlanması, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden de pek çoğuna ulaşmanın anahtarı konumunda yer almaktadır. Küresel gıda standartlarına uymak, acil durumlara hazırlık ve müdahale dahil olmak üzere etkili düzenleyici gıda kontrol sistemleri kurmak, temiz suya erişim sağlamak, iyi tarım uygulamaları uygulamak, gıda işletmecileri tarafından gıda güvenliği yönetim sistemlerinin kullanımını güçlendirmek ve tüketicilerin sağlıklı gıda seçimleri yapma kapasitelerinin arttırılması gibi toplumun gıda güvenliğini sağlamak için gerekli çözümlerin; hükümetler, üreticiler ve tüketiciler arasında ortak bir sorumluluk olarak ele alınması ve uygulanması gerekmektedir' dedi.
Bu yıl ilk kez 'Gıda Güvenliği, Herkesin Sorumluluğu' olarak kutlanan Dünya Gıda Güvenliği Günü vesilesiyle bir açıklama yapan Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Yasemin Açık, gıda yoluyla 200'den fazla hastalığın yayılma ihtimali bulunduğunu belirterek, her yıl 10 kişiden 1'inin gıda kaynaklı bir rahatsızlık geçirdiğini ve 420 bin kişinin bu nedenle hayatını kaybettiğini, 5 yaşın altındaki çocukların her yıl 125.000 ölümle gıda kaynaklı hastalık yükünün% 40'ını taşıdığını söyledi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun, 20 Aralık 2018'de alınan kararla her yıl 7 Haziran tarihini, 'Dünya Gıda Güvenliği Günü' olarak ilan ettiğini aktaran Açık, bu özel günün, gıda güvenliği konusunda farkındalık yaratarak tüketicilerin, üreticilerin ve devletlerin bu konuya odaklanması için bir fırsat oluşturacağını kaydetti. Gıda güvenliğinin, gıdada tüketicilerin sağlığına zarar verebilecek tehlikelerin bulunmaması veya kabul edilebilir güvenli seviyelerde olması olduğunu ifade eden Yasemin Açık, gıda kaynaklı tehlikelerin doğada mikrobiyolojik, kimyasal veya fiziksel olabildiğini ve genellikle göze görünmez bakteri, virüs veya böcek ilacı kalıntıları şeklinde gıdada bulunduğunu belirtti.
GÜVENSİZ GIDA YALNIZCA İNSAN SAĞLIĞI KADAR ÜLKE EKONOMİLERİ İÇİN DE TEHLİKELİ
Her yıl tahminen 600 milyon gıda kaynaklı hastalık vakası ile, güvensiz gıdanın insan sağlığı ve ülke ekonomileri için tehlike arz ettiğine dikkat çeken Açık, bu durumun özellikle de kadınları, çocukları, çatışmalardan etkilenen nüfusları ve göçmenleri etkilediğine işaret etti. Güvenli gıdanın, uygun besin alımını sağladığını ve sağlıklı bir yaşama katkıda bulunduğunu belirten Açık, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Diğer yandan güvenli gıda üretimi, özellikle kırsal alanlarda ekonomik kalkınmayı ve yoksulluğun azaltılmasını sağlayan piyasaya erişimi ve verimliliği sağlayarak sürdürülebilirliği artırır. Tüketici gıda güvenliği eğitimine yapılan yatırım, gıda kaynaklı hastalıkları azaltma ve yatırılan her bir dolar için 10 dolara varan tasarruf getirme potansiyeline sahiptir. Dolayısıyla gıda güvenliğinin sağlanması, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden de pek çoğuna ulaşmanın anahtarı konumunda yer almaktadır. Küresel gıda standartlarına uymak, acil durumlara hazırlık ve müdahale dahil olmak üzere etkili düzenleyici gıda kontrol sistemleri kurmak, temiz suya erişim sağlamak, iyi tarım uygulamaları uygulamak, gıda işletmecileri tarafından gıda güvenliği yönetim sistemlerinin kullanımını güçlendirmek ve tüketicilerin sağlıklı gıda seçimleri yapma kapasitelerinin arttırılması gibi toplumun gıda güvenliğini sağlamak için gerekli çözümlerin; hükümetler, üreticiler ve tüketiciler arasında ortak bir sorumluluk olarak ele alınması ve uygulanması gerekmektedir' dedi.