STK Platformu 'Ses' Olacakmış!
Çok güzel ve ulvi gayelerle kurulup ilk 10 yıl çok verimli ve şehre dair önemli hizmetlere imza atmasına karşın, onuncu yılın sonundan bugüne kadar birilerinin şahsi ikbal kapısı, şöhret basamağı ve gündemde olmanın şehvetine kurban giden Elazığ Sivil Toplum Kuruluşları Platformu, çok önemli ve büyük (?) bir hizmete daha imza atmaya hazırlanıyormuş:
Elazığ STK Platformu Dönem Sözcüsü Erol Aslan, “Ses Elazığ Sivil Toplum” isimli bir bülten çıkaracaklarını ve bunu Türkiye'nin her noktasında bulunan Elazığlılara ücretsiz bir şekilde ulaştıracaklarını açıklamış.
Şehrin en ücra noktalarında konuşulan sorunlardan bir kaçını yarım ağızla dile getirip siyasilere ve il yöneticilerine bu sorunların çözümleri konusunda vizyon geliştiremeyip ekranlarda boy gösteren STK Platformunun yönetimi, şimdi bu şöhretlerini(?) “ses” verip ülke geneline taşımak amacıyla bülten çıkartacaklarmış. Yazılı gazetelerin bile tek tek kapanıp dijitale dönüştüğü, basılan gazete ve dergilerin dahi bizzat okunma yerine internet ortamından takip edildiği, dahası hükümetin kamuda tasarruf genelgesi ile tüm kamu kurumlarında benzer tanıtım ve hizmet broşürlerinin asımının yasakladığı bir ortamda STK platformunun bulduğu bu dâhiyane formülü ayakla alkışlıyoruz.
STK Platformu muhtemelen reklam alıp basmayı düşündükleri bülten ile şehre çok önemli bir hizmet yaptıklarını düşünecek ve kendilerinin sözde alan açacaklar ve sözde şöhretlerini basılı mevkutelere taşıyacaklar. STK Platformu gerçekten de şehri ve şehrin insanlarının yaşadıkları sorunları çözmeye niyetliyse, öncelikle şehrin çözüm bekleyen ilk üç sorununu çözümleriyle birlikte ortaya koyar ve bunun için alabildiğince sivil kalarak ve sivil olmanın gücü ve haklılığıyla ses verir ve şehre tercüman olur.
Her şeyi geçtik, STK Platformu neden şehrin turizm vizyonunu, imkan ve potansiyellerini ve bunların harekete geçirilmesi için hangi adımların atılması lazım geldiğine dair dört başı mamur bir rapor hazırlamaz ve neden bunu kamuoyuna sunmaz.
Tabi bu oldukça zor, meşakkatli, zahmetli ve zaman alan, her şeyden önemlisi de düşünebilen, muhakeme yetisi isteyen bir iş. Kim uğraşır ki bunlarla. Ama siz bunlardan ziyade farklı ve genelde de şehri değil kendinizi öne çıkarmak gibi bir sarmala düşmüşseniz -ki resim onu gösteriyor, o zaman “gölge etmeyin yeter” derler size.