Soğuk Algınlığından Korunmak İçin Hijyene Önem Verilmeli
Tamer Ören/Prof Dr. Erol KELEŞ, soğuk algınlığından korunmak için bol bol sıvı tüketilmesi yönünde önerilerde bulunup hijyen vurgusu yaptı 'Vatandaşlar bulundukları ortamı sık sık havalandırmalı, toplu taşıma araçları ve kalabalık ortamlardan ayrılınca mutlaka ellerini ve yüzünü yıkamalıdır' dedi.
Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Hastalık Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden Prof. Dr. Erol KELEŞ hocamızla soğuk algınlığının belirtilerini, tedavi yöntemlerini ve vatandaşların hastalanmaması için ne tür önlem alması gerektiğini konuştuk.
Hocam, soğuk algınlığı ile grip aynı hastalık mıdır?
Toplumda bilinenin aksine grip ile soğuk algınlığı aynı hastalık değildir. Grip; burun, bronşlar ve akciğerden oluşan solunum sisteminde meydana gelen, influenza (grip virüsü) virüslerinin neden olduğu, yüksek derecede bulaşıcı viral bir enfeksiyondur. Tariften de anlaşılacağı gibi grip hastalığına yol açan mikroorganizma influenza virüsüdür. Diğer mikroorganizmaların üst solunum yollarında yaptığı hastalık grip değildir. Soğuk algınlığı ise, influenza dışında iki yüze yakın virüsün sebep olduğu, hafif seyirli üst solunum yolu enfeksiyonuna verilen isimdir.
Soğuk algınlığı nedir?
Soğuk algınlığı; burun akıntısı, boğazda ve burunda kaşınma-yanma hissi, burun akıntısı ile başlayan ve virüslerin sebep olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Öksürük çoğu zaman bu tabloya eşlik etmektedir. Bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlarda etkili olan antibiyotiklerin soğuk algınlığında etkileri bulunmamaktadır. Çünkü soğuk algınlığına neden olan mikroorganizmalar virüslerdir ve virüslere antibiyotiklerin etkisi yoktur. Dolayısı ile soğuk algınlığında kullanılan antibiyotiklerin hastalığın seyrine hiçbir etkisi yoktur. Genellikle hafif belirtilerle hastalık 1- 2 hafta içinde kendiliğinden düzelmesine rağmen, özellikle çocuklarda okullarından geri kalmaya, erişkinlerde ise iş gücü kaybına sebep olmaktadır. Genellikle çocuklar yılda 6-10 defa, erişkinlerde 2-4 soğuk algınlığı geçirirler.
Çocuklarda neden çok sık görülür ?
Soğuk algınlığının çocuklarda sık olmasının nedeni toplu yerlerde; kreşlerde, okullarda diğer çocuklarla sık temas halinde olmasından kaynaklanır. Soğuk algınlığına neden olan 200'ün üzerinde virüs saptanmıştır. Bunların içinde en sık görülen rhinovirüs adı verilen mikroorganizmadır. Bu tip virüsler yılın soğuk ve kuru dönemlerinde daha kolay ürerler ve bu mevsimlerde hastalığın bulaşarak yaygınlaşmasına sebep olurlar.
Kuru ve soğuk hava soğuk algınlığı riskini arttırır
Soğuk havadaki nem oranının düşük olması burnun kurumasına ve kendi savunma mekanizmasının bozulmasına yol açar. Böylece virüs kolayca buruna yerleşerek soğuk algınlığına yol açar. Bu virüs dışında RSV ve coronavirüs gibi birçok virüs çeşidi soğuk algınlığına yol açar. Havanın kuru ve soğuk olmasının yanı sıra bireysel faktörlerde soğuk algınlığı şansını artırmaktadır. Bunların başında yetersiz beslenme, sigara kullanılması, bademcik ve geniz eti problemleri, stress, burundaki kemik eğriliği gelmektedir.
Soğuk algınlığının belirtileri nelerdir?
Hastalık genellikle virüsün alınmasından 2-3 gün sonra başlar. İlk belirti burun akıntısıdır. Bunun dışında burun tıkanıklığı, hapşırık, boğaz ağrısı, öksürük ve baş ağrısı olabilir. Ateş, hafiftir. 37-38 derece arasında seyreder. Çok nadir olarak bazen 38 derecenin üstüne çıkan ateş şikayeti olabilir. Halsizlik, kırgınlıkta görülebilir. Eğer bakterilerde olaya eklenirse, orta kulak iltihabı, sinüzit, bronşit veya pnömoni (zatürre) gelişebilir ve buna bağlı belirtilerde değişebilir (Kulak ağrısı, akıntı, balgam çıkarma, ateşin 38 derecenin üzerine çıkması).
Soğuk algınlığının başlangıcıyla bitişi arasında dört dönem belirgindir. Birinci dönem, birkaç saat sürer. Burun hava yolu açıktır fakat virüslerin giriş noktasında daha çok burunda ve boğazda kaşıntı, tahriş, kuruma ve yanma hissi olur. İkinci dönemde virüsler burun ve boğaz iç yüzeyine yayılır. Bu işlem birkaç saat veya gün sürer. Boğaz kurur ve yutkunurken ağrı oluşur. Aksırma, sulu burun akıntısı ve burun tıkanıklığı ortaya çıkar. Halsizlik, kırgınlık ve çok yüksek olmayan ateş bu dönemde ortaya çıkar. Üçüncü dönemde, sulu burun akıntısının miktarı azalır, kıvamı artar, yapışkan ve beyaz ya da yeşilimsi bir hal alır. Tıkanıklık ve bitkinlik bu dönemde en üst düzeydedir. Dördüncü dönemde, şikyetler ve bulgular azalır, 5-10 gün sonra iyileşme gerçekleşir.
Soğuk algınlığı, kronik hastalığı olan kişilerde ve savunma sistemi çeşitli nedenlerle baskılanmış kişilerde daha ağır seyreder. Soğuk algınlığı her mevsim görülebilmesine rağmen özellikle sonbahar ve kış aylarında belirgin artış gösterir.
Nasıl bulaşır ?
Genellikle hastalıklı kişilerin sekresyonları (tükürükleri, burun akıntıları) yoluyla kolayca bulaşır. Virüsler deride veya dış ortamda 2-3 saat canlı kalabilmektedir. Bu nedenle virüs bulaşmış, telefon, para, kapalı ortamlar (sinema, alışveriş merkezler gibi) yoluyla kısa sürede hastalık bulaşabilir.
Tedavi yöntemi nelerdir?
Soğuk algınlığının tedavisi yoktur. Tedavide belirtilerin ortadan kaldırılması amaçlanır. Yapılması gerekenler:
- Yatak istirahati
- Sıvı alınımının artırılması
- Su ile burun lavajı ve boğaz gargarası
- Burnun nemlendirilmesi
- Ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaçlar alınması
- Soğuk buhar
- Bol vitamin içeren meyve ve sebzelerin tüketilmesi
Bakteri enfeksiyonu yoksa asla antibiyotik kullanılmamalı
Bunların dışında dekonjestan ilaçlar olan ve piyasada grip ilacı olarak satılan ilaçlar hastalığı iyileştirmez veya süresini kısaltmaz. Sadece belirtileri azaltır. Bununla birlikte birçok yan etkisi ortaya çıkabilir. Bu nedenle doktor tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır. Antibiyotikler ise bakteri enfeksiyonu yoksa asla alınmamalıdır.
Soğuk algınlığından korunmak için ne tür önlemler almalıyız?
Aslında tedaviden daha önemli olan nokta önlem almaktır. Yani hastalığın bulaşmasını engellemektir. Aşı, soğuk algınlığına 200 den fazla virüs sebep olabileceğinden etkisizdir. Esas önlemler;
- Dışardan geldiğimizde ellerimizi sabun ile yıkamalıyız ve bunu çocuklarımızda alışkanlık haline gelmesini sağlamalıyız. Toplu ulaşım araçları gibi kalabalık ortamlara girdikten sonra eller ve yüz yıkanmalıdır.
- Telefon, klavye, kapı kolları, kumanda gibi ortak kullanılan yüzeyler dezenfekte edilmelidir.
- Ortam sık sık havalandırılmalı
- Mümkünse soğuk algınlığı olan kişilerle yakın temastan kaçınmalı.
- Hapşırır veya öksürürken elimiz ile burnumuzu ve ağzımızı kapatmalı.
- Kış aylarında bol sıvı almalı ve beslenmemize özen göstermeli
- Sigara içmemeli
- Stresten ve bağışıklık düşürücü diğer durumlardan uzak durulmalı
- Özellikle kaloriferli evlerde yatak odasındaki nem oranını normal sınırlar içinde tutmalı.
- Yeşil, kırmızı ve sarı sebzeleri tüketmeye özen gösterilmeli
- Küçük çocuklarda, yaşlı hastalarda, şeker hastalığı, kanser veya diğer sistemik hastalığı olan kişilerde soğuk algınlığı olduğunda mutlaka doktorunuza muayene olmalı.
1. Beklenmeyen bir durum karşısında, örneğin kulak ağrısı, şiddetli baş ağrısı, balgamlı öksürük, burun akıntısının sarı-yeşil renk alması, ateşin yükselmesi gibi hallerde derhal doktorunuzu arayınız.
Hocam, soğuk algınlığı ile grip aynı hastalık mıdır?
Toplumda bilinenin aksine grip ile soğuk algınlığı aynı hastalık değildir. Grip; burun, bronşlar ve akciğerden oluşan solunum sisteminde meydana gelen, influenza (grip virüsü) virüslerinin neden olduğu, yüksek derecede bulaşıcı viral bir enfeksiyondur. Tariften de anlaşılacağı gibi grip hastalığına yol açan mikroorganizma influenza virüsüdür. Diğer mikroorganizmaların üst solunum yollarında yaptığı hastalık grip değildir. Soğuk algınlığı ise, influenza dışında iki yüze yakın virüsün sebep olduğu, hafif seyirli üst solunum yolu enfeksiyonuna verilen isimdir.
Soğuk algınlığı nedir?
Soğuk algınlığı; burun akıntısı, boğazda ve burunda kaşınma-yanma hissi, burun akıntısı ile başlayan ve virüslerin sebep olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Öksürük çoğu zaman bu tabloya eşlik etmektedir. Bakterilerin neden olduğu enfeksiyonlarda etkili olan antibiyotiklerin soğuk algınlığında etkileri bulunmamaktadır. Çünkü soğuk algınlığına neden olan mikroorganizmalar virüslerdir ve virüslere antibiyotiklerin etkisi yoktur. Dolayısı ile soğuk algınlığında kullanılan antibiyotiklerin hastalığın seyrine hiçbir etkisi yoktur. Genellikle hafif belirtilerle hastalık 1- 2 hafta içinde kendiliğinden düzelmesine rağmen, özellikle çocuklarda okullarından geri kalmaya, erişkinlerde ise iş gücü kaybına sebep olmaktadır. Genellikle çocuklar yılda 6-10 defa, erişkinlerde 2-4 soğuk algınlığı geçirirler.
Çocuklarda neden çok sık görülür ?
Soğuk algınlığının çocuklarda sık olmasının nedeni toplu yerlerde; kreşlerde, okullarda diğer çocuklarla sık temas halinde olmasından kaynaklanır. Soğuk algınlığına neden olan 200'ün üzerinde virüs saptanmıştır. Bunların içinde en sık görülen rhinovirüs adı verilen mikroorganizmadır. Bu tip virüsler yılın soğuk ve kuru dönemlerinde daha kolay ürerler ve bu mevsimlerde hastalığın bulaşarak yaygınlaşmasına sebep olurlar.
Kuru ve soğuk hava soğuk algınlığı riskini arttırır
Soğuk havadaki nem oranının düşük olması burnun kurumasına ve kendi savunma mekanizmasının bozulmasına yol açar. Böylece virüs kolayca buruna yerleşerek soğuk algınlığına yol açar. Bu virüs dışında RSV ve coronavirüs gibi birçok virüs çeşidi soğuk algınlığına yol açar. Havanın kuru ve soğuk olmasının yanı sıra bireysel faktörlerde soğuk algınlığı şansını artırmaktadır. Bunların başında yetersiz beslenme, sigara kullanılması, bademcik ve geniz eti problemleri, stress, burundaki kemik eğriliği gelmektedir.
Soğuk algınlığının belirtileri nelerdir?
Hastalık genellikle virüsün alınmasından 2-3 gün sonra başlar. İlk belirti burun akıntısıdır. Bunun dışında burun tıkanıklığı, hapşırık, boğaz ağrısı, öksürük ve baş ağrısı olabilir. Ateş, hafiftir. 37-38 derece arasında seyreder. Çok nadir olarak bazen 38 derecenin üstüne çıkan ateş şikayeti olabilir. Halsizlik, kırgınlıkta görülebilir. Eğer bakterilerde olaya eklenirse, orta kulak iltihabı, sinüzit, bronşit veya pnömoni (zatürre) gelişebilir ve buna bağlı belirtilerde değişebilir (Kulak ağrısı, akıntı, balgam çıkarma, ateşin 38 derecenin üzerine çıkması).
Soğuk algınlığının başlangıcıyla bitişi arasında dört dönem belirgindir. Birinci dönem, birkaç saat sürer. Burun hava yolu açıktır fakat virüslerin giriş noktasında daha çok burunda ve boğazda kaşıntı, tahriş, kuruma ve yanma hissi olur. İkinci dönemde virüsler burun ve boğaz iç yüzeyine yayılır. Bu işlem birkaç saat veya gün sürer. Boğaz kurur ve yutkunurken ağrı oluşur. Aksırma, sulu burun akıntısı ve burun tıkanıklığı ortaya çıkar. Halsizlik, kırgınlık ve çok yüksek olmayan ateş bu dönemde ortaya çıkar. Üçüncü dönemde, sulu burun akıntısının miktarı azalır, kıvamı artar, yapışkan ve beyaz ya da yeşilimsi bir hal alır. Tıkanıklık ve bitkinlik bu dönemde en üst düzeydedir. Dördüncü dönemde, şikyetler ve bulgular azalır, 5-10 gün sonra iyileşme gerçekleşir.
Soğuk algınlığı, kronik hastalığı olan kişilerde ve savunma sistemi çeşitli nedenlerle baskılanmış kişilerde daha ağır seyreder. Soğuk algınlığı her mevsim görülebilmesine rağmen özellikle sonbahar ve kış aylarında belirgin artış gösterir.
Nasıl bulaşır ?
Genellikle hastalıklı kişilerin sekresyonları (tükürükleri, burun akıntıları) yoluyla kolayca bulaşır. Virüsler deride veya dış ortamda 2-3 saat canlı kalabilmektedir. Bu nedenle virüs bulaşmış, telefon, para, kapalı ortamlar (sinema, alışveriş merkezler gibi) yoluyla kısa sürede hastalık bulaşabilir.
Tedavi yöntemi nelerdir?
Soğuk algınlığının tedavisi yoktur. Tedavide belirtilerin ortadan kaldırılması amaçlanır. Yapılması gerekenler:
- Yatak istirahati
- Sıvı alınımının artırılması
- Su ile burun lavajı ve boğaz gargarası
- Burnun nemlendirilmesi
- Ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaçlar alınması
- Soğuk buhar
- Bol vitamin içeren meyve ve sebzelerin tüketilmesi
Bakteri enfeksiyonu yoksa asla antibiyotik kullanılmamalı
Bunların dışında dekonjestan ilaçlar olan ve piyasada grip ilacı olarak satılan ilaçlar hastalığı iyileştirmez veya süresini kısaltmaz. Sadece belirtileri azaltır. Bununla birlikte birçok yan etkisi ortaya çıkabilir. Bu nedenle doktor tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır. Antibiyotikler ise bakteri enfeksiyonu yoksa asla alınmamalıdır.
Soğuk algınlığından korunmak için ne tür önlemler almalıyız?
Aslında tedaviden daha önemli olan nokta önlem almaktır. Yani hastalığın bulaşmasını engellemektir. Aşı, soğuk algınlığına 200 den fazla virüs sebep olabileceğinden etkisizdir. Esas önlemler;
- Dışardan geldiğimizde ellerimizi sabun ile yıkamalıyız ve bunu çocuklarımızda alışkanlık haline gelmesini sağlamalıyız. Toplu ulaşım araçları gibi kalabalık ortamlara girdikten sonra eller ve yüz yıkanmalıdır.
- Telefon, klavye, kapı kolları, kumanda gibi ortak kullanılan yüzeyler dezenfekte edilmelidir.
- Ortam sık sık havalandırılmalı
- Mümkünse soğuk algınlığı olan kişilerle yakın temastan kaçınmalı.
- Hapşırır veya öksürürken elimiz ile burnumuzu ve ağzımızı kapatmalı.
- Kış aylarında bol sıvı almalı ve beslenmemize özen göstermeli
- Sigara içmemeli
- Stresten ve bağışıklık düşürücü diğer durumlardan uzak durulmalı
- Özellikle kaloriferli evlerde yatak odasındaki nem oranını normal sınırlar içinde tutmalı.
- Yeşil, kırmızı ve sarı sebzeleri tüketmeye özen gösterilmeli
- Küçük çocuklarda, yaşlı hastalarda, şeker hastalığı, kanser veya diğer sistemik hastalığı olan kişilerde soğuk algınlığı olduğunda mutlaka doktorunuza muayene olmalı.
1. Beklenmeyen bir durum karşısında, örneğin kulak ağrısı, şiddetli baş ağrısı, balgamlı öksürük, burun akıntısının sarı-yeşil renk alması, ateşin yükselmesi gibi hallerde derhal doktorunuzu arayınız.