SİZİ GİDİ ŞOVMENLER SİZİ
Darbe kalkışması oldu ve tüm yurt tek yumruk birleşerek bu kalkışmayı bertaraf etti
Darbe kalkışması oldu ve tüm yurt tek yumruk birleşerek bu kalkışmayı bertaraf etti.
Cumhurun başı, Başkomutan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı ile tüm yurt demokrasi nöbetleri tutmaya başladı.
Yaklaşık 16 gündür başkomutanın talimatı ve milletin içinde akan milli duygular ile demokrasi nöbeti tutulmaya devam ediliyor.
Ama gelin görün ki demokrasi nöbetleri bir gösteriş panayırı haline dönmeye başladı.
Başkomutanın talimatı gereği demokrasi meydanlarında demokrasi nöbetini sessiz sedasız manevi bilinç ile tutan kaç kişi var bunu iyi sorgulamak gerek.
Aslında gözlemlediğim kadarıyla demokrasi nöbetini tutan kesimlerden bir analiz yapacak olursak üç kesime ayıra biliriz topluluğu.
Birinci ve en önemli kesim tek derdi vatan ve millet olan milletin asli karakterini bünyesinde barındıran vatandaşlarımızdır. Bu kesim öyle ön planda görülmezler. Sessiz sedasız bir köşede nöbetlerini tutar ve yine sessizce evlerine, işlerine dönerler. Sonra yine sessizce nöbet alanına gelir dava aşkına devam ederler. İşte niçin orda olduğunun bilincinde olan bu kesim zaten darbe kalkışmasının ilk günü tankların önüne yatan milletin ta kendisiydi.
İkinci kısım ise tamamıyla şov amaçlı gösteriş için alanlara gelen kesimdir. Bu kişiler sadece ellerindeki telefonları konuşturur ve sosyal medyadan anı anına reklam yapmanın zevkini yaşarlar. Meydanda bu tipleri bulmak için inanın çok zorlanmazsınız. Ya fotoğraf çekmekle, ya bunu paylaştıktan sonra yorum yazmakla yada kameralar karşısında şov yapmaktan hoşlanırlar. İşte bu kesim sadece ve sadece kendisinin demokrasiyi savunduğunu ve tankların önüne yatan kesimin kendileri olduğuna bile inanır ve bu haydigere yaşar.
Üçüncü ve en tehlikeli kesim ise FETÖ üyesi oldukları halde kamufle amacıyla demokrasi nöbetine katılan sinsi teröristlerdir. İşte bunun en açık örneği sözde komedyen Atalay Demirci'nin açığa çıkan yazışmalarında gün yüzüne çıktı.
Sevgili okurlar amaç vatan ise şov yapmaktan kaçınalım. Tamam demokrasi meydanlarını canlı tutmak için birkaç kare fotoğraf paylaşmak
elbette masum görülebilir. Ama bunu abartarak, hele ki ellerde tabanca ile yapmak inanın hiç hoş bir görüntü oluşturmuyor.
Demokrasi nöbetlerinde şov yapacak isek bunu darbe kalkışması anında canını ortaya koyan şehit ve gazilerimiz için yapacağımız yardımlarda yapalım. Kim canı ile bu vatanı koruyanlara malı ile daha fazla destek oluyor onu görelim.
Demokrasi nöbetleri namus bekçiliğidir. Bu konuda daha hassas ve dikkatli olmalıyız. Yoksa işin ciddiyeti düşer ve başkomutanın sözü çiğnenmiş olur.
MEDYA VE DEMOKRASİ
15 Temmuz gecesi belki de en ciddi sınavı veren kesim medya oldu. Özellikle bu konuda CNN Türk ve NTV kandigerarı bu anlamda çok ciddi bir iş başardı diye biliriz.
Tabi bunun yanında yerel kandigerarda bu sınavda önemli bir yer tuttu. Bu anlamda ilimizin en önemli kandigerarı olan Kanal Fırat ve Kanal E Televizyonları her zaman olduğu gibi yapmış oldukları yayınlar ile Elazığ'ın nabzını tüm dünyaya duyurmaya çalıştı ve çalışıyor.
Bu anlamda Kanal Fırat ve Kanal E ailesinin tamamına başta Genel Yayın Yönetmeni Zeki Akbıyık olmak üzere tüm çalışanlarını yürekten kutluyorum. Tarihi bir sorumluluk örneği göstererek büyük bir iş başarmışlar ve başarmaya da devam etmekteler.
Cumhurun başı, Başkomutan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı ile tüm yurt demokrasi nöbetleri tutmaya başladı.
Yaklaşık 16 gündür başkomutanın talimatı ve milletin içinde akan milli duygular ile demokrasi nöbeti tutulmaya devam ediliyor.
Ama gelin görün ki demokrasi nöbetleri bir gösteriş panayırı haline dönmeye başladı.
Başkomutanın talimatı gereği demokrasi meydanlarında demokrasi nöbetini sessiz sedasız manevi bilinç ile tutan kaç kişi var bunu iyi sorgulamak gerek.
Aslında gözlemlediğim kadarıyla demokrasi nöbetini tutan kesimlerden bir analiz yapacak olursak üç kesime ayıra biliriz topluluğu.
Birinci ve en önemli kesim tek derdi vatan ve millet olan milletin asli karakterini bünyesinde barındıran vatandaşlarımızdır. Bu kesim öyle ön planda görülmezler. Sessiz sedasız bir köşede nöbetlerini tutar ve yine sessizce evlerine, işlerine dönerler. Sonra yine sessizce nöbet alanına gelir dava aşkına devam ederler. İşte niçin orda olduğunun bilincinde olan bu kesim zaten darbe kalkışmasının ilk günü tankların önüne yatan milletin ta kendisiydi.
İkinci kısım ise tamamıyla şov amaçlı gösteriş için alanlara gelen kesimdir. Bu kişiler sadece ellerindeki telefonları konuşturur ve sosyal medyadan anı anına reklam yapmanın zevkini yaşarlar. Meydanda bu tipleri bulmak için inanın çok zorlanmazsınız. Ya fotoğraf çekmekle, ya bunu paylaştıktan sonra yorum yazmakla yada kameralar karşısında şov yapmaktan hoşlanırlar. İşte bu kesim sadece ve sadece kendisinin demokrasiyi savunduğunu ve tankların önüne yatan kesimin kendileri olduğuna bile inanır ve bu haydigere yaşar.
Üçüncü ve en tehlikeli kesim ise FETÖ üyesi oldukları halde kamufle amacıyla demokrasi nöbetine katılan sinsi teröristlerdir. İşte bunun en açık örneği sözde komedyen Atalay Demirci'nin açığa çıkan yazışmalarında gün yüzüne çıktı.
Sevgili okurlar amaç vatan ise şov yapmaktan kaçınalım. Tamam demokrasi meydanlarını canlı tutmak için birkaç kare fotoğraf paylaşmak
elbette masum görülebilir. Ama bunu abartarak, hele ki ellerde tabanca ile yapmak inanın hiç hoş bir görüntü oluşturmuyor.
Demokrasi nöbetlerinde şov yapacak isek bunu darbe kalkışması anında canını ortaya koyan şehit ve gazilerimiz için yapacağımız yardımlarda yapalım. Kim canı ile bu vatanı koruyanlara malı ile daha fazla destek oluyor onu görelim.
Demokrasi nöbetleri namus bekçiliğidir. Bu konuda daha hassas ve dikkatli olmalıyız. Yoksa işin ciddiyeti düşer ve başkomutanın sözü çiğnenmiş olur.
MEDYA VE DEMOKRASİ
15 Temmuz gecesi belki de en ciddi sınavı veren kesim medya oldu. Özellikle bu konuda CNN Türk ve NTV kandigerarı bu anlamda çok ciddi bir iş başardı diye biliriz.
Tabi bunun yanında yerel kandigerarda bu sınavda önemli bir yer tuttu. Bu anlamda ilimizin en önemli kandigerarı olan Kanal Fırat ve Kanal E Televizyonları her zaman olduğu gibi yapmış oldukları yayınlar ile Elazığ'ın nabzını tüm dünyaya duyurmaya çalıştı ve çalışıyor.
Bu anlamda Kanal Fırat ve Kanal E ailesinin tamamına başta Genel Yayın Yönetmeni Zeki Akbıyık olmak üzere tüm çalışanlarını yürekten kutluyorum. Tarihi bir sorumluluk örneği göstererek büyük bir iş başarmışlar ve başarmaya da devam etmekteler.