SİZİ GİDİ KOMİK ŞEYLER!

Eşmilitan-1: Hiçbir arkadaşımız kendi ayağıyla ifadeye gitmeyecek

TAKİP ET
Eşmilitan-1: Hiçbir arkadaşımız kendi ayağıyla ifadeye gitmeyecek. Öyle tıpış tıpış gitmek yok. Alabiliyorlarsa gelsin alsınlar…

Devlet: Benim başım üstüne! Öyleyse dans!

Eşmilitan-1: Recep Tayyip Erdoğan, seni başkan yaptırmayacağız…

Devlet: Selo oğlum, seni koğuş ağası bile yaptırmayacağım!

Eşmilitan-2: Biz sırtımızı YPG'ye, YPJ'ye, PKK'ya dayıyoruz…

Devlet: Öyle ne ortalığa düşmüşsün kızım. Devlet babanın şefkatli kucağına gel hele!

Militan/vekil: PKK sizi tükürüğü ile boğar.

Devlet: Bunu direkt alın. Puşt!

Militan belediyeci: Öz yönetim şeysinin özerkliğinin federatif olanı vardı ya… Yav işte biz bi şe ilan ediyoruz!

Devlet: Hepsini alın, bunu…

            Ve sonra…

Kışanak: Ben Türkmen'im!

Sırrı Süreyya Önder: Yav vdigera bunların alayı geri zeklı! Şaka yaptılar şaka! Bak beni salarsanız 'Tanrı Türk'ü korusun' diye filim çekecem! Çekmezsem şerefsizim…

            Türk'üm, doğruyum, çalışkanım…

            Korkmaaaa söznmezzzz buu şafaaakk…!

TEYİT ETTİ

            Geçtiğimiz hafta Ak Parti İl Başkanı Sayın Ramazan Gürgöze Kanal 23'te yayınlanan Detay Haber programında Sayın İbrahim Menengiç'in konuğu olmuştu. Sayın Menengiç Sayın Gürgöze'ye teşvikte 6. bölgeye girip girmediğimize dair verilen müjdeleri sordu!

            Biliyorsunuz, 6. bölge müjdesinin balon olduğunu ilk ben yazmıştım. Soru üzerine Sayın Gürgöze yazımda dile getirdiğim iddiayı doğruladı.

            Keşke haklı çıkmasaydım da müjde doğru çıksaydı.

            İlgili kişi ve kurumların cazibeli illere verilecek avantajlar için ilimize bir katkı sunmak için çalışması daha iyi olur. Boş haydigerer peşinde koşmaktansa var olan bir yatırım programında Elazığ'ın en doğru sektörlerden payının almasına katkı sunulmalı.

            Moral bozmaya gerek yok. Fırsat iyi değerlendirilebilirse müjdecilerin cazibesi yine de artabilir!

ACABA DEĞİYOR MU?

            Başka zaman ayrı bir yazı konusu yapmayı düşünüyorum. Bugün kısa bir giriş yapmış olalım.

            Bir makam (Siyaset, bürokrasi, fark etmez) sahibi olmak için bin bir emek veriyorsunuz. Sonra…

            Sevmediğiniz bir dünya insanla iyi geçinmek zorundasınız,

            Sizi sevmediğini adınız gibi bildiğiniz insanlarla bir araya geldiğinizde yüzlerine gülmek zorundasınız,

            İlişkilerinizi samimiyet üzerine değil de, stratejiler, hamleler üzerine kurmak zorundasınız,

            En insani halinizi bile saklamak zorundasınız. Öfke gibi…

            Acaba bu kadar takiyeye gerçekten değiyor mu?

 

Bakmadan Geçme